Paylaş
Gelmişiz perşembe gününe…
Nasıl oldu falan filan kısmını geçiyorum.
Perşembe neymiş ki..
Gelmişiz yılın ortasına J
Dün Ay yengeç burcunda ilerliyordu ve geçmiş zamanlara gittik birden…
Bayram namazından tutun eski bayram günlerimizdeki anılarımıza kadar döndük. Dün gözyaşları döktük, geçmişi sorguladık…
Bu kadar nostalji hepimizi için yeterli diye düşünüyorum çünkü gökyüzü de aynı şeyi düşünüyor.
Bugün Ay aslan burcunda başlıyoruz; Eskiye takılmadan önümüze bakmayı başararak ilerlememiz gereken bir gündeyiz. Biraz daha duygularımızı ve gerçekliklerimizi sorgulayabiliriz. Şu an biliyorsunuz ki hayatımızda birtakım kısıtlamalar var ve bir şeyler yapmak istesek de yapamıyoruz. Bu durum bizi bugün daha fazla gergin bir hal içine çekebilir. Çünkü bugün her zamankinden daha fazla onurlandırılmak istediğimiz ve kendimizi yalnız hissetmememiz gereken bir gündeyiz. Ama koşullar bir şekilde belli. Bazı günler vardır gökyüzünde birtakım gerilimler yaşamaya açığızdır ya da bazı günlerde her şey yolunda gider. İşte bugün Ay’ın Aslan’da olması bazı gerilimleri başlatan taraf olmanıza neden olabilir.
Takdir görmek istiyor olabiliriz. Gurur duygusunun sizi ele geçirmesine izin vermemeniz gerekmektedir. Eğer bunun sizi ele geçirmesine izin verirseniz bugün ve yarın özellikle kendinizi gereğinden fazla haklı görebilirsiniz.
*
Ay bu pozisyondan geçiş yaparken ilgi bekleriz.
Malum şu anki koşullarımız ortada olduğu için bunun bedelini birilerine ödetmek istiyor olabilir miyiz? Sanırım dün ve birkaç gün önceki sizle şu an ki siz arasında biraz fark var. Çevrenizdeki insanları kaygılandırmak ya da korkutmak bugün hiç iyi bir fikir olmayabilir. Bu normalde iyi bir fikir değil elbet ama acındırmak ya da bazı olayları dramatikleştirmek isteyerek ilgi çekmek isteyebilirsiniz. Bu konumun en önemli zayıflığı duygularınız içinde savurgan olabilirsiniz. Duygularımız bugün güvenlik ve istikrar duygusu tarafından yönetilir. Mevcut zihinsel durumdan kaçmak veya değiştirmek zordur. Bu yüzden kendinizi zorlamak yerine durumları anlamayı seçin.
Tüm niteliklerinizin hak ettiği takdir nerede?
Cevabınızı bulmak için, dikkat edilmesi gereken şeyleri yapın ve kendinizle gurur duyun.
*
Belki bu birkaç gün kibirli insanlarla karşılaşmanız mümkün olabilir ya da içinizdeki bir tutku sizi bu alanda test edebilir. Bu tuzağa çekilmeyin. Belki yöneticiniz ya da iş arkadaşlarınızla aranızda bir konu bu şekilde gelişme yoluna gidebilir.
Kibir kötü ve sonu insanın kendini mahvettiği bir şeydir. Örümcek ağı gibidir. Tuzağına düşeni bir türlü bırakmaz ve bir gün yem olur gider ya da orada öylece çaresizce asılı kalır.
Kurtulmak için verilen çaba, ağlarla sarılı kalmış bir yorgunun mücadelesine dönüşür. Kibrin başlangıcı, kendi sonunuzdur.
Gelelim günün tavsiyeli hikayesine;
Geçmiş vakitlerin birinde alimin biri, boğazın öbür yakasına geçmek için bir sandalcının yanına gelerek ona sorar: – Karşıya geçirmek için ne kadar para alıyorsun? – Garşuya bir liraya geçürüm efendü. Alim, sandalcının bu bozuk Türkçe ile verdiği cevabı beğenmez. – Bu ne biçim konuşma böyle? Yoksa sen dilbilgisi bilmiyor musun? – Yok ağam, güççükken haytalık ettük, okuyamaduk! – Tüh, yazık sana! Desene gitti hayatın dörtte biri! Bir müddet gittikten sonra dil alimi tekrar sorar: – Allah bilir şimdi sen, matematik de bilmezsin! – Yok beğüm! Onu da bilmem! Dedik ya, güççükken haylazluktan okula gidemedük! – Tüh yazık, yazık! Hayatının dörtte biri daha boşa gitti! Bir müddet daha yol aldıktan sonra alim, tekrar sorar: – Sakın fizik ve kimya okumadım deme! – Belki hayatımın dörtte birü daha boşa getti; ama o dediklerini de bilmem efendü, vaktinde öğrenemedük işte! – İyi de sandalcı! Dilbilgisi bilmezsin; matematik, fizik ve kimya da bilmezsin; sen ne diye yaşarsın? Bu arada hava bozulmaktadır. Sandalcı büyük bir fırtınanın geleceğini anlar. Alime sorar: – Efendü, yüzme bilüsünüz deel mi? Dil alimi, sandalcının bu sorusundan endişeye düşer, bir korkudur başlar. Sandalcıya yalvaran gözlerle cevap verir: – Sandalcı ağa! Ben yüzme bilmiyorum! Çocukluktan beri o ilmi öğren, bu ilmi öğren derken yüzme öğrenmeye fırsat bulamadım. – Aha! N’apcan şimdi! Şimdiden başla dua etmeye! Çünkü güttü hayatunun dörtte dördü!
Dememiz o ki; Bildikleriyle övünen insan, bilmediklerinden dolayı dövünmeyi de hak edebilir..
Mutlu günler dilerim….
Paylaş