Paylaş
Mars gezegeni son derecelerde geziniyor…Son 6 aydır koç burcunda kalıp hepimizi çılgın mücadeleler ve çılgın öfkeler içerisine çekti. Herkes patlamaya hazır bir bomba misali…
İşler kaygı dolu ve yüksek dozda fırtınalı ilerliyor gibi gelebilir. Sanki içinizde bir şeyler kopuyor ama bu kopan şey çok sessiz. Rüyada başınıza gelen bir olay sırasında atamadığınız çığlık gibi…
Bağırırsınız ve sesiniz çıkmaz…
Dünyanın yaşadığı bu global kriz bir müddet sonra hatırlanmayacak. Unutulup gidecek. Bu pandemi geçecek. Tıpkı 1918 yılında yaşanan salgının birdenbire bittiği gibi…
Geçmişte yaşanan salgın ve dünya savaşları içerisindeki bizler bu çağ değişimine de denk geldik. Dünya savaşlarına bakıldığında daha korkutucu ve zorluklarla doluydu. Şu an yaşadığımız pandemi en azından hepimizin birlik içinde olmaya çalıştığı ve durumu çözmeye odaklandığı bir zaman dilimi. En azından bu pandemi ile yaratıcılığımızı ortaya sunmak ve kendimizi geliştirmek adına bir dünya ortamı var.14.yy gibi ya aynı anda savaşlar da olsa veya kimsenin birbirinden haber alamadığı bir süreç olsaydı?
Hayat hep zıtlıklarla dolu değil mi?
Kimi yüksek tansiyondan ölebilirken kimi düşük tansiyondan da ölebiliyor.
Kimi açlıktan hayatını kaybedebilirken kimi de obezite hastalığından hayatını kaybedebiliyor.
Pandemi bize aslında global krizleri global iş birlikleri ve hoşgörü ile çözebileceğimizi gösterdi.
Eminim eğer pandemi yaşanmasaydı bugün dünya çok büyük acılar ve güç savaşları ile mücadele veriyordu. Şu an pandemiden daha korkunç şeyler konuşuyor hatta konuşamıyor olabilirdik. Şimdi tüm dünya ülkeleri, neleri var neleri yoksa sağlık alanına harcamalar yapıyor.
Veba salgını zamanlarında hem bilim çok daha zayıftı hem de ülkelerin iş birliği yapması, birbirleri ile haberleşmesi çok zordu. Şimdi öyle mi? İngiltere’de mutasyona uğrayan virüsü sosyal medyadan bile duyup seyahatlere düzenlemeler getirilebiliyor. Basın, medya tüm hızıyla dünyanın her yerinde ne olursa saniyesinde bir iş birliği yapma noktasında bize şans sunuyor.
İletişim ve teknolojiyi iyiye kullandığınızda hayatınızı kurtarabiliyor.14 Yüzyılda yaşanılan veba salgını bilim tarafından ortaya çok net verilerle sunulamadığı için ve Halkın haber alanları olmadığı için halk tarafından büyü veya bir cezalandırılma olarak tanımlanmış. Günümüzde de benzer şeyler yaşanmadı değil ama teknolojik noktada haberleşme ve olayları görme imkanlarımız bunu çok fazla uzatmadı. Şimdi bu yeni dönem eğitim sistemini çok farklı bir şekilde değiştirmeye götürüyor. Belki artık öğretmenlerin aynı şehirde olmadan da farklı illerdeki okullarda eğitim yapması mümkün olacak. Belki de çocukların…
Bizler yine eskisi gibi bir araya geleceğiz, sarılacağız ve birbirimizin gözlerinin içine bakacağız. Ama sistemler değişecek. Bu sadece bir geçiş süreci. Burada umarım birlik olmanın ne kadar önemli olduğu anlaşılmıştır. Birbirimizi, sevdiklerimizi zorunlu bir şekilde korumayı öğrendik bu dönemde. Eskiden annemizi, babamızı ya da sevdiklerimizi korumayı biliyor muyduk?
Bu covid-19 bize sevdiklerimizi kaybetmemek için düşünmeyi öğretti.
Teknoloji artık kaçınılmaz bir zirveye doğru ilerliyor.
Eskiden bir siteye girip bir termos tıkladığınızda birkaç saat sonra bir haber okurken üstünde o termosun ve benzerlerinin resmini görürdünüz. Bu aslında halen böyle ve daha fazlası noktasında. Sistem artık sizden şu bilgiyi de alacak: Neden bu termosu almadı?
Ne hissetti o an?
Telefon mu geldi?
Duygusal olarak nasıl bir iniş ve çıkış yaşadı?
Ya da benim bu köşe yazımı okurken kişi ağlıyor mu? Gülüyor mu?
Hepsi ve daha fazlası artık hayatınıza giriş yapıyor.
Playlistiniz sizin kalp ritminizden aşk acısı mı çekiyorsunuz ya da mutlu musunuz diye tespit edip size ona göre şarkı önerecek :) Düşünsenize sizi artık anlayan birine bile belki ihtiyacınız olmayan bir dönem içine giriyorsunuz?
Hayat bir yandan covid-19 ile başkalarını, sevdiklerinizi düşünmek için size fırsat sunarken bir yandan sizi tek başınalık fikrine itiyor. Bununla gelişen bu süreci nasıl olacakta ayakta tutacaksınız? Ne kadar düşünmek gerekiyor öyle değil mi?
7 Ocak Mars Boğa burcuna giriyor!
“İnsan istediği her şeyi yapmakta özgürdür ama hiçbir insanın yaptıklarının bedelinden istediği meyveyi alma özgürlüğü yoktur.”
Ne güzel söz dimi?
15 yıl önce Mars Boğa burcu geçişinde kendimle ilgili notlar alırken Yasemin Boran’ın öğrencisi “Hülya Çilingiroğlu” hocam bana bunu not aldırmış. Bağdat caddesinde bir cafe de buluşmuştum. Kendisine duyduğum hayranlık tarifsizdi. 2 yıl önce vefat etti. Kendisini rahmetle anıyorum.
Şimdi ben de sizlere sunuyorum bu sözü :)
Dünyada söylenmemiş söz ve yapılmamış hiçbir iş yok aslında. Sadece bizler keşfediyoruz.
Biri benim söylediğim bir sözü yazdığında mahkemeye gidip onu şikâyet etmiyorum ya da benim adımı altına yaz diye tartışmıyorum. Emek hırsızlığı olaraktan bakmıyorum olaya. Çünkü dünya da birileri benden önce de bu sözleri bu kelimeleri yazdı ve kullandı. Sadece yeniden keşfediyoruz. İnsanların keşfetme özgürlüklerine kızmıyorum. Egomu, bir insanın keşif yolculuğundan üstün bulmuyorum. Tabi ki emek hırsızlığı çok kötü bir şey ama bunun cezasını zaten sisteme öder yapan kişi. Ben neden hesaplaşayım ki? Evrende bu kadar muazzam bir sistemi Allah kurmuş ve her şey tıkır tıkır işlerken ben daha mı akıllıyım sanki?
Allah, kimsenin hakkını kimsede bırakmaz.
Bu hep böyle oldu…
Bu nedenle kişinin eylemlerinde doğal olması, yaptıklarının sonuçlarına ya da meyvelerine odaklanmaması asıl büyük bir kazanımdır. İnsan kendi ektiği meyvelerine aldırmadığında mutluluğun ve hüznün ötesine geçmeyi başarabiliyor.
Mutsuzluk insanın kendi yaptıklarına gereğinden fazla bağlanmasından kaynaklanır. Beklentiler ve arzular çektiğiniz acının en temel unsurlarıdır.
Yaşam kesintisiz bir akıştır.
Parça parça olduğumuz bir sistemin içinde aslında yaşam çok bütün giden bir akışa sahiptir. Ölüm bir son değildir. Aslına bakarsanız ölüm yalnızca bir akıştan diğerine geçiş gibi düşünülebilir. Aslında gerçek olan hayata geçiş… Ektiklerimizi biçeceğimiz bir geçiş…
Ne ektiysek onu biçeriz. Eylemlerimizin sonuçlarından kaçmamızın hiçbir yolu yoktur. İyi ya da kötü olsun yaptıklarımızın kalıntıları borç ya da kazanç olarak bize döner. İyi olun ve iyi kalın. Bu en değerli şey olacak hayatınızda…
Mars boğa geçişi içinde Uranüs gezegeni ile temas edecek. Bu durum ektiklerinizi ve haksızlıklarınızı size gösterebilir. Özellikle daha maddesel konularda bunu deneyimleyebilirsiniz. Zaman içinde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Bunu ayrı bir yazıda yazıyorum. Yarın devam edeceğiz :)
Mutlu günler dilerim.
Paylaş