Paylaş
Bu ay sizler değerli Doktor Ender Saraç ile birlikte çıkarttığımız “Astroşifa 2021” Ajandamızdan mayıs ayı gündemini paylaşmak istiyorum.
04 Mayıs Salı saat 05.50’de Merkür, İkizler burcuna geçiyor. Ne istediğini bulabilmek için kendine doğru soruları sorman gerekiyor. Dağılmaman gereken bir dönemdesin!
09 Mayıs Pazar saat 05.01’de Venüs, İkizler burcuna geçiyor. Başkalarıyla ilişki kurma şeklini geliştirmek için ne tür değişiklikler yapman gerektiğini anlayacaksın.
11 Mayıs Salı saat 22.00’da Boğa burcunda bir Yeni Ay gerçekleşiyor. İş anlamında yenilikler seni bekliyor. İlişkilerinde de yeniliğe gideceğin bir dönemdesin.
15 Mayıs Cuma saat 01.37’de Jüpiter, Balık burcuna geçiyor. Senin felsefen nedir? Neye inanıyorsun? Bu rüyaya, yürüdüğün yola ne kadar inanıyorsun?
20 Mayıs Perşembe 22.37’de Güneş, İkizler burcuna geçiyor. Öğrendiğin her yeni bilgi, her yeni yöntem seni kendinle daha barışık hale getirir ve yaşam hazzını artırır. Bu sebeple hayatta esas olan sürekli öğrenme ve gelişimdir.
23 Mayıs Pazar saat 12.19’da Satürn, Kova burcunda geri hareketine başlıyor. Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma!
26 Mayıs Çarşamba saat 14.12 Yay burcunda bir Dolunay (Ay tutulması) gerçekleşiyor. Zahmete değer olan her şey, zaman alır. Zahmete girmez, zaman ayırmaz ve kendine yatırım yapmazsan, geçmişin geleceğin olur. Bu çarpıcı gerçeği gelişim yolculuğun süresince asla unutma!
30 Mayıs Pazar saat 01.34’te Merkür, İkizler burcunda geri hareketine başlıyor. Eleştirinin keskin bir bıçak gibi olduğunu unutma! Ölçülü olmaya çalış. Söyleyeceklerini ölç biç tart!
Bu ajandayı hazırlarken bir de her Ay’a motivasyon sözü koyuyoruz.
Bu Ay’ın motivasyon sözü:
“Çıktığın yollarda engeller yoksa, muhtemelen hiçbir yere gitmiyordur”
Şimdi içinizden diyorsunuz ki;
Aygül hanım koca bir mayıs ayı kapalıyız. Siz hangi aşktan, hangi güzellikten hangi iyi şeylerden bahsediyorsunuz. Bizim mayıs ayımız yok ki diye söyleniyor olabilirsiniz.
Olaya artık bu bakış açısından çıkma kararı alarak başlayın olur mu?
Belki de özgürlük anlayışımızın değişmesi için artık bunları yaşıyoruz.
İlk değişmesi gereken belki de özgürlük anlayışımızdır. Bizden istenen belki de budur. Özgürlük insanın zihninde ve ruhunda başlar. İnsan olmak şamatadır der Nietzsche ve devam eder, bu yüzden karanlık gecenin ruhunu kucaklayın…
Kendimize verdiğimiz en büyük ceza nedir biliyor musunuz?
Başkalarına kızmak ve çevremizin kendimiz gibi olmasını istememizdir.
Kendimizden başka herkesi ötekileştiriyoruz. Onların da bizim gibi davranmalarını bekliyoruz. Kendimize verdiğimiz en büyük ceza budur. Başkalarını eleştirerek veya bizim gibi davranmasını bekleyerek kendimize geciktiğimizi düşünüyorum. Bunu kendime yaptığım çok büyük bir haksızlık olarak görüyorum. Tüm hayat gayemiz hepimizin tek tip insan olması mı gerçekten? Öyle değilse, bizden farklı olanı bize hiç benzemeyeni nasıl görmeliyiz ya da nasıl tahammül etmeliyiz. Belki de en büyük eksikliğimiz kendimizi mükemmel veya tam olarak görmek ve bunun yanında eksik insanları tamamlama savaşımız olabilir mi?
Kendimize yaptığımız en büyük haksızlık ise kendimizi tam olarak görmemizdir. Biz kimiz ki? Kendi tamamlanmışlığıma başkasını erdirmeye çalışıyorum. Karşımıza çıkan insanlardan öğrenmemiz gereken öğreti ya da ders yok mudur? Herkes ile aynı masada oturabiliriz ama aynı keyfi almak zorunda değiliz ki?
Bilgelik veya kendini geliştirme bu değil midir? Farklılıklarımızla güzel ve özel değil miyiz? Bunu yaparken onları düzeltmek kendimize benzetmek değil ki amacımız…
Nietzsche diyor ki pis sularda yıkanmayı bilmekte gerekir. Kötü dediğimiz, işe yaramaz dediğimiz, ondan adam olmaz dediğimiz kim varsa onların maruz bıraktıklarıyla yıkanabilmektir asıl yaşamak. Onların bize yaptığı haksızlıklarla, adaletsizliklerle ve kötülüklerle yıkamalıyız ruhumuzu. Öyle iyi yıkamalıyız ki bir daha onların kirletebileceği katılıkta bir ruh bırakmayana kadar çitilemeye devam etmeliyiz.
Yoksa her şey dile kolaydır.
Doğruyu söylemek kolay, yapması zordur.
Özlü sözleri buraya yazmak kolay ancak gerçek manalarını idrak etmek zordur.
Yaşıyorum demek kolay ancak gerçekten yaşamak zordur.
Seviyorum demek, yürüyorum demek, haklıyım ya da güçlüyüm demek kolay ancak gerçekten sevmek, yürümek ve güçlü olmak zordur. Ağızdan çıkanları yapmak zordur.
İdrak etme gücümüzü kaybetmemek çok önemlidir. Astroloji sadece sembolleri okumaktan daha öte bu şekilde davranıp davranmadığınızı da inceler. Mayıs ayı yılın en iyi aylarından biri olacak. Buna tüm kalbimle inanıyorum. Elbet inişler çıkışlar olacak ama önemli olan bir daha ruhumuzu düşürmemektir. Biz burada hep birlikte yine hepsini hallederiz…
Her Pazar(yarın) 13:00’da Radyo D “Astromatik Cevaplıyor” programımda görüşmek dileğiyle… Bakalım haftalık şarkınız ve haftalık mottonuz neymiş…
Mutlu günler dilerim.
Paylaş