Paylaş
Daha özenli ve düşünceli ilerlemelisiniz. Dün sizi yoran bazı yaklaşımlar bugün artık yerine biraz daha sakinliğe bırakıyor olacaktır. Çözemediğiniz zorlayıcı bazı problemlerinize şaşırtıcı fikirler ile yeni yollar bulabilirsiniz.
Gelelim günün tavsiyeli hikayesine;
Bir zamanlar gökyüzünde birbirlerini çok seven bir bulutla bir yıldız varmış. Bulut gökyüzünün en şeker, en pembe bulutu; yıldız ise en parlak, umudu en çok yansıtan yıldızıymış...
Gökyüzündeki her varlık onların sevgisini kıskanırmış...Ama biri varmış ki; bulut ve yıldızın ayrılmalarını yürekten istiyormuş. Hem de yıldızın en yakın arkadaşı olmasına rağmen...
Bulut biraz safmış, kimseyi kıramazmış. Yıldızsa bulut için elinden gelen her şeyi yapabilir, herkese meydan okuyabilirmiş. Zaten onun için bir bulut, bir de çok sevdiği dostu peri varmış. Bir derdi olduğunda gider, periye anlatırmış. Âmâ nereden bilebilirmiş ki perinin bir gün bunların hepsini bulutla yıldızın ayrılmaları için koz olarak kullanacağını?
Bir gün nazar değmiş bulutla yıldıza. Hiç yoktan bir sebepten tartışmışlar. Bulut çekip gitmiş hatalı olmasına rağmen. Yıldızsa nasılsa bulutum beni sever. Dönecektir!? diye düşünüp hiçbir şey yapmamış. Döner geri diye düşünmüş...
Fakat hiçbir şey beklendiği gibi gitmemiş. Bulut dönmemiş. Kim bilir, belki de cesaret edememiş dönmeye. Her şeyin bitmesini göze alamam, diye düşünmüş.
Ancak ortada tek bir gerçek varmış ki, o da ikisinin de çok üzgün olduklarıymış. Gökyüzündeki melekler bile ağlamışlar onların durumlarına ama ne fayda?
Ertesi gün yıldız, olanları en yakın dostu periye anlatmış. Periyse göstermelik bir hüzne bürünmüş. Çünkü eline büyük bir fırsat geçmiş. Artık hayatı boyunca kıskandığı kişiye karşı kozları varmış elinde. O kişi en yakın dostu yıldız olmasına rağmen kullanacakmış kozlarını. Hem de büyük bir zevkle...
Bulutun yanına gitmiş ve yıldızın artık onu sevmediğini söylemiş. Bulutsa üzülmüş, boynunu bükmüş ama elinden hiçbir şey gelmeyeceğini düşünmüş. Çünkü yıldız inatçıymış. Bir kere olmaz dediyse bir daha olur demezmiş. Peri de bulutun bu üzgün durumundan yararlanıp ona olan sevgisini itiraf etmiş. Bulut da kimseyi kıramadığı için perinin, yıldızının yerine geçmesine izin vermiş...
Yıldız günlerce beklemiş bulutunun gelmesini, ondan af dilemesini ama...Bulut gelmemiş.
Bir gün yıldız bulutun yanına gidip, konuşmaya karar vermiş. Gece yola çıkmış. Âmâ yolun sonunda bulutu, en iyi dostu sandığı periyle birlikte ayda el ele görmüş. Melekler dayanamayıp bütün olan biteni anlatmışlar yıldıza.
Çok üzülmüş yıldız ve dönmüş arkasını çaresiz, gitmiş. Bu acıyla yavaş yavaş sönmeye de başlamış. Günler geçmiş ve o kara günden sonra yıldız sönmüş, ışık veremez olmuş...
Bulutsa artık ne eskisi kadar pembe ne de o kadar kadifeymiş. Yıldız ilk zamanlar her şeyden vazgeçmiş, hayata küsmüş. Âmâ kolay pes etmezmiş. Kısa bir süre sonra hayatıyla ilgili o önemli kararı vermiş. O güne kadar hiç görmediği güneşin yanına gidecekmiş ve biraz daha ışık isteyecekmiş ondan.
Çok geçmeden daha önce hiç görmediği güneşin yanına gitmiş...Ondan yansıtması için biraz daha ışık istemiş. Güneş ışık yerine sevgisini vermiş yıldıza.
İşte o gün bugündür yıldız dünyaya güneşin sevgisini yansıtır, bulutsa hep gözyaşlarını akıtır dünyaya. Bir de yüreğinde kopan fırtınaları...
Paylaş