Paylaş
Mutlaka onlardan bir şeyler alıyor, öğreniyorum. Kesinlikle aklımda, beynimde, ufuklarımda yepyeni pencereler açıyorlar. Bunlardan en yenisi 25 Kasım Kadına Şiddet ile Mücadele Günü için gittiğim Bahçeşehir Koleji Güzelbahçe Anadolu Lisesi’nde yaşandı. Bu okulun öğrencileri, Birleşmiş Milletler’in katkılarıyla kurdukları Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kulübü ile çok önemli bir ilki gerçekleştirdiler. Kadına şiddetin önlenmesi için kadının güçlendirilmesini konuştuktan ve bunu başarmış kadınları anlatan öncü kadınlar belgeselini izledikten sonra öğrenciler soru sormaya, katkı yapmaya başladılar.
Bir erkek lise öğrencisi söz alıp ‘ben kendi adıma bu konuları konuşmaktan ya da kadınlara şiddet uygulandığını ve onların bir mücadele içerisinde olduğunu görmekten rahatsızlık ve huzursuzluk duyuyorum. Bir erkek olarak böyle bir şeyin içinde olmadım, olmam da ama yine de sanki suçlanıyormuşum gibi geliyor ve bunu önlemek adına ne yapabilirim bilmiyorum’ dedi.
BAZEN ŞAKA DA ŞİDDET İÇEREBİLİR
Kadına şiddet ya da aslına bakarsanız ‘Her türlü şiddet’ konusunda yaptığımız ya da yaptığımızı düşündüğümüz birçok şey var. Ama ne kadarı işe yarıyor, gerçek bir değişim, dönüşüm sağlıyor emin değilim. Bu noktada sadece kadınlar değil, erkekleri de anlamaya çalışmak onları da sürece katarak ilerlemek daha doğru olabilir. Tabii bunu yaparken şiddetin ‘nedeni ne olursa olsun’ hoş görülmemesi ve kabul edilmemesi gerektiği muhakkak. Ama şu da bir gerçek ki, anlamaya çalışmak hoş görmek anlamına gelmiyor. Eğer bizler, kendisinin bir dahli olmadığı halde yine de kendini bir şekilde suçlanmış ve belki biraz da olsa bir baskı hissetmiş bu açık yürekli genci ve onun gibi hisseden- ki bunlardan biri de ‘Bir erkek olarak utanıyorum’ diye yazan sevgili Deniz Sipahi’ydi- daha birçok duyarlı erkeği de sürece katabilirsek inanıyorum daha fazla ilerleyebiliriz. Belki şiddetin tarafını sadece erkekler gibi göstermeden, şiddetin kendisini konuşmak daha doğru bir yaklaşım olabilir. Çünkü şiddet sadece fiziksel olarak tanımlanamaz. Bazen bir şaka, bazen bir ima, bazen kültürel kodlarla fiziksel güce gerek duymadan da şiddet uygulanabilir. Sonuçta başlıkta sorduğum soruya kendi adıma yanıt verirsem;
Şiddet, sadece fiziksel olan ve sadece erkeklerin yaptığı bir şey değil. Şiddetle mücadele etmek için, ne olduğunu daha iyi anlamaya ihtiyacımız var....
ADAMSIN PRENS HARRY
Şimdi düşünün…
Kendinizden yaşça büyük bir kadın...
Üstelik evlenmiş boşanmış... Bildiğin dul...
Üstüne üstlük artist, sanat manat işleriyle uğraşıyor...
Annesi de farklı bir etnik kökenden geliyor, her yerde hoş karşılanmayan...
Sizinkinden çook farklı bir kültürden geliyor...
Ailesi çok da varlıklı falan değil, orta halli bir aile...
Kız bir de eşitlik, güçlü kadın, ev işleri vs her şeyde eşitiz deyip duruyor...
Erkekler; böyle bir kadını ailenize ‘Gelin’ olarak götürebilir miydiniz?
Kadınlar, oğlunuz, ya da erkek kardeşiniz böyle bir kadını ailenize ‘Gelin’ diye getirse kaçınız onay verirdi?
Ama işte Aslan Yürekli Prens Harry kalktı, böyle bir kadını dünyanın en asil, an prestijli sayılan ailesine ‘Gelin’ diye götürdü.
Bu benim seçimim! Onayınız değil, mutluluğum önemli, sizin kodlarınızla değil kendi seçimimle yaşayacağım dedi...
İşte bu yüzden Aslansın Prens Harry!
Bu arada... Kraliyet ailesi de onayladı.
Paylaş