Paylaş
Her şeyi bırakıp yeni bir hayata başlamak, yıllardır gönlünden geçen işleri yapmak isteyenler Çeşme’yi seçiyor. Tabii, Çeşme denilince akla hemen Alaçatı geliyor. Oysa, Kültür Bakanlığı Çok Sesli Koro Sanatçısı ve Ressam Cavidan Coşkun ile Devlet Opera Balesi Solist Sanatçısı ve Edebiyatçı Oylun Davran Erdayı Daylanköy’ü seçmiş. Böyle bir ‘Dükkan’ konseptine alışık olmayan ve yadırgayan Dalyanköylüler, bir süre sonra bizim yerimizi de boyamaya yardım edin demeye başlamış. Ürettikleri her ürünü sadece bir tane yapan ve kişiye özel çalışmayı seven iki sanatçının ‘Dükkan’ı çoktan bir çekim noktası haline geldi.
- Uzun yıllardır müzik ile uğraşan iki sanatçısınız. Nasıl bir araya geldiniz?
Cavidan’la yıllardır tanışıyor olsak da ikimizin de önemli kayıplar yaşadığı bir yas sürecinde görüşmeye başladık. Birbirimizi yakın hissettik ve hala da öyle hissediyoruz. Ortak çok yönü olan lakin çok farklı kişilikleriz. Bu sebeple hiç can sıkıntısı çekmiyoruz.
- El yapımı ürünler ortaya çıkarma fikri nasıl doğdu?
İkimizin alışveriş anlayışı konfeksiyon giyimin biraz dışındaydı. Kişiye özel sandaletler, botlar, elbiseler yapmak fikri bu ihtiyaçtan doğdu açıkçası.
ÖNCE ŞAŞIRDILAR, ŞİMDİ SOKAĞI BOYA DİYORLAR
- Dükkan’ı açmaya nasıl karar verdiniz?
Cavidan dükkanı kiraladığında böyle bir niyetimiz yoktu. Dükkanın önünde küçük bir teras var. Orada çay içeriz diye düşünmüş. Ben de çok beğendim ve destekledim bu fikri. Nitekim 1 yıl boyunca dükkan boş durdu. Sonra emeklilik fikriyle birlikte şekillendi.
- Ankara da yaşıyorsunuz neden Çeşme’yi tercih ettiniz? Herkes Alaçatı derken, siz niye Dalyanköy’ü seçtiniz?
Biz Dalyan’a yerleşmeyi planlıyoruz. Burasının havası, sakinliği özellikle kış aylarında çok ilgimizi çekiyor. Nitekim bu kışı neredeyse Dalyan’da geçirdik denebilir. Konsept olarak Alaçatı’ya daha uygun bir butik olduğunu her gören vurguluyor zaten. Hatta şaşırıyorlar da. Ancak Alaçatı’nın kalabalıklığı bizim hayal ettiğimiz formun dışında kalıyor biraz. Biz yavaş yavaş tanınmak ve kendi müşterimizi edinmek peşindeyiz. Bu sebeple her üründen tek parça çalıştık. Cavidan’ın resim çalışmalarını taşıyan mobilyalar, sandaletler, botlar, çantalar, elbiseler hep tek. Bir ikinci sipariş de almıyoruz. Aynı şeyi ikinci kez yaparken biz bile sıkılıyoruz. Açıkçası önceliğimiz kişiye özel bir estetik yakalamak.
- Nasıl tepkiler aldınız? Dalyanköylüler size hemen alıştı mı?
Dükkanın iç dekorasyonunu da biz tasarladık; girişteki sütuna varıncaya kadar... Sokak sakinleri ilk zamanlar gelip bizi izliyordu. İki kadın, ellerinde boya fırçaları, habire bir şeyler yapıyorlar. Dükkanın önünde gelip fotoğraf çektirenler oluyordu. Sonra çok sevdiler bizi. Çok yardımcı da oldular. Hatta tüm sokağı boyamak üzerine sokak sakinleriyle anlaştık bile. Bize aileden biri davranıyorlar şimdi.
TEK AMACIMIZ HAYATTAN HAZ ALMAK
- Daha çok ne tarz ürünler üretiyorsunuz? Ne tip malzemeler kullanıyorsunuz?
Dükkanda tamamı el yapımı gerçek kösele ve deri etnik sandalet ve botlar, çantalar, giysiler, tasarım mobilyalar ve takı satılmaktadır. İşlemeler için antikacılar ve yurtdışından topladığımız aksesuvarlar, iğne oyaları, danteller kullandık. Ayrıca saf pamuklu ve keten, gerçek deri ve kösele dışında hiç bir sentetik ürünü butiğimize dahil etmedik. Çeşitli tasarımcılar da bize ulaştı. Özel parçaları da tasarımcıların adı altında dükkanda sergiledik.
- Bundan sonrası için hedefleriniz neler?
Bizim tek amacımız ve niyetimiz yaşamdan haz almak. Bunun için Dalyan’a yerleşiyoruz. Aynı şekilde dükkandaki her ürünü zevkle ve eğlenerek yapıyoruz. Müşteriden ziyade arkadaş ediniyoruz. Yani hala önceliğimiz dükkanın önünde çay içmek. Önümüzdeki senelerde yavaş yavaş sokağı değiştirmek, oraya estetik bir değer kazandırmak, her gelenin muhakkak uğramak isteyeceği bir forma kavuşturmak istiyoruz. Hayata renk katmak en büyük temennimiz...
Paylaş