Agora 821 sokağın sanatçı çocukları

Bunlardan biri de fotoğrafçılık üzerine. Teodora Hacudi, fotoğraf sanatçıları Sinan Kılıç ve Serra Akcan yürütücülüğünde gerçekleştirilen atölyenin sonunda çocuklar, yaşadıkları sokakları kendi bakış açılarıyla fotoğrafladılar. Çocukların çektikleri fotoğraflar ‘Bunu Ben Çektim, 821. Sokak’ adıyla sergilendi ve büyük beğeni aldı. Serginin en büyük özelliği ise, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ın da dediği gibi bu sokağın ve İzmir’in kültürel zenginliğini görünür kılması...

ATÖLYELERLE ÇOCUKLARA DOKUNUYORUZ
TEODORA HACUDİ
Konak Belediyesi Kent Tarih Birimi
Kent Tarihi Birimi Konak Belediye Başkanımız Sema Pekdaş’ın kurduğu bir birim. Buradaki görevimiz kent tarihi ile ilgili araştırmalar yapmak. Bulunduğumuz yer çok özel, çünkü neredeyse 2000 yıllık Roma Dönemi’nden kalan bir tünelin girişi de burada. Ayrıca bulunduğumuz mahallede 100 yıl önce Rumlar, Türkler ve Yahudiler birlikte yaşıyordu. Burada Türkçe, Rumca, Ladino, İbranice konuşuluyordu. Çok kültürlü bir mahalleydi. Günümüzde ise yine o çok kültürlülük devam ediyor çünkü Türkçe, Arapça, Romanca ve Kürtçe konuşuluyor. Farklı etnik gruplar birlikte yaşıyor, iç göçle gelenler var, Suriye’den gelenler, Roman vatandaşları ve eski İzmirli dediğimiz aileler de var. Biz kent tarihini araştırırken farkettik ki aslında geleceğin de tarihini yazıyoruz. Bu mahallenin bir başka özelliği de çok fazla çocuk olması. Buna duyarsız kalamadık ve kapılarımızı çocuklara açtık. Projenin çıkışı da Sema Başkan ile oldu. Geldiğinde çocukları görünce ‘Burada çocuklarla ilgili bir şeyler yapalım’ dedi. Kültür sanat ekibimizle yazdan itibaren birçok atölye yaptık. Son atölyemiz fotoğraf oldu. Bu çocukların hayatını değiştirmek mümkün değil ama onlara dokunduğumuzu görüyorum. Konuşma şekilleri değişti, daha az küfür ediyorlar. Farklı etnik gruplar daha kolay kaynaşabildiler ve her zaman danışabilecekleri bir kapıları, hocaları var. Bizimle çok özel paylaşımlar yapıyorlar ve farklı bir dünyayı yaşıyorlar.

AYNI ŞEYLERİ FARKLI ÇEKTİLER
SİNAN KILIÇ
Belgesel Fotoğrafçısı - Atölye Yürütücüsü
Matematik öğretmeniyim aynı zamanda belgesel fotoğrafçısıyım. İzmir’e, kent belleğine dair belgesel olabilecek fotoğraflar üretiyorum. Geçen yıl, Büyükşehir Belediyesi Tarih Tasarım Atölyesi ile birlikte Basmane bölgesindeki mülteci çocuklarla fotoğraf atölyesi yapmıştım. Konak Belediyesi Kent Tarih Birimi, bu bölgedeki çocuklarla çeşitli projeler yapıyorlardı. Ağustos ayında, Kültür Müdür yardımcısı Abdullah Bey bana ulaştı ve çocuklarla böyle bir etkinlik yapmamı rica etti. Bu projeyi biz de şekillendirdik. Böyle bir fotoğraf atölyesi çalışması başlattık. 3 hafta boyunca ben de hem fotoğraf eğitmenliği hem de proje danışmanlığı yaptım. Artık cep telefonlarından dolayı fotoğraf çekmek eskisi gibi çocuklara uzak bir kavram değil. Biz bu atölyede fotoğrafı bir anlatma biçimi olarak ele aldık ve uyguladık. Hayata farklı bakmanın fotoğraf üzerinden pratiğini görmüş oldular. Aynı yerlere gittik, aynı şeyleri çektik ama hepsi farklı baktı. Mülteci çocuklar fotoğraf çekerken önce etrafı gözlemleyip anlayarak çekmeyi tercih ediyorlardı. Burada yaşayan çocuklar ise hemen basıyorlardı deklanşöre...

KÖKENLER FARKLI ÇOCUKLUK AYNI
SERRA AKCAN
Fotoğrafçı
Sinan Bey beni aradığında projeye dahil oldum. Çocuklarla daha önce resim, drama atölyeleri yapılmış bu kez de fotoğraf olacakmış. Çocuklarımız 7 ile 13 yaş arasındaydı. Bu atölyelerde beni en çok etkileyen Suriye’den gelenler, Anadolu’dan göç etmişler ve buralı olan çocukların birarada bir şeyler yapması ve paylaşması oldu. Hepsi birbirlerinden bir şeyler öğreniyor. Zaten önemli olan bu çocukları mümkün olduğunca özgür ve rahat bırakabilmek. Sonuçta okulda bir müfredatları var, evde düzenleri var. Burada ise biz, onların kendilerini daha rahat ifade edebilmelerini sağlamaya çalıştık. Ellerine makineleri aldıklarında ne çekmek istiyorlarsa izin verdik. Sürekli gördükleri yerler ve baktıkları manzaraları makinenin arkasından daha farklı gördüler. Her kare etkileyici ama mesela Ömer’in kapıdan çıkan ve eşarbını saran kadın fotoğrafı aklımda kaldı. Ruvin’in çektiği Kuran okuyan adam fotoğrafı ya da Nazar’ın çektiği kilimdeki bebekler, Tuana’nın çektiği Atatürk büstü portresi aklıma yer etti. Biz genelde kompozisyona, ışığa bakıyoruz ama aslında çocukların o içten gelen farklı anlatımlarını da yakaladık.

GÜZEL ŞEYLER ÇEKMEK İSTİYORUM
NAZAR SEPETLİ
- 12 yaşındayım. Kemal Atatürk Okulu 5. sınıfa gidiyorum. Fotoğraf öğrenmek için katıldım kursa. Hayvanları, güzel şeyleri çekmek istiyordum. Çok güzel geçti, hocalarımızı çok seviyorum. Bize çok güzel şeyler öğrettiler. Büyüyünce ben de öğretmen olmak istiyorum. Ama çok çalışmam gerekiyor biliyorum.

BÜYÜDÜĞÜMDE GAZETECİ OLACAĞIM
YASİN TÜRKAN
- 10 yaşındayım. Kemal Atatürk Okulu’na gidiyorum. Fotoğraf çekmeyi çok sevdim. Hocalarımı ve atölyeyi çok sevdim. Ben de büyüyünce gazeteci olmak istiyorum.

İLK KEZ FOTOĞRAF ÇEKTİM
RASİM AĞAS
- 8 yaşındayım. İsmet Paşa İlköğretim Okulu’na gidiyorum. Daha önce hiç fotoğraf çekmemiştim. Ben hocalarımdan öğrendim, kendi başıma da öğrendim, çalıştım. Hocalarımız çok iyiydi ve bize çok iyi davrandılar. Bir daha olursa gene giderim. Büyünce polis olmak istiyorum.