Paylaş
Küçük yaşlardan itibaren şarkı söyleyen sanatçı sadece söylemekle kalmıyor, kendi söz ve bestelerini de yazıyor. ‘Kendimi en iyi müzikle ifade ediyorum’ diyen Leyla, ilk albümünün ardından İngiltere’de konserler vermeye başladı. Yazlarını her zaman Ege’de geçiren sanatçı, müziğiyle buradaki gençlerle de buluşmak istiyor.
ÜNİVERSİTEDE MÜZİK ENDÜSTRİSİ OKUYORUM
- Müzik kariyerin nasıl başladı?
- Şarkı söylemeye 4 yaşında başladım. Şarkı söyleyebildiğimi ilk fark eden annem oldu. Bu kariyerden çok bir tutku benim için. Eğitimimin merkezinde de hep müzik oldu. Önce klasik müzik eğitimi ile başladım. 16 yaşımdayken gittiğim tanıştığım bir yapımcı beni kayıt yapmaya davet etti. Annemle buraya gidip kayıt yaptıktan sonra anladım ki, müzik benim için vazgeçilmez.
- Aldığın eğitimden bahseder misin?
- Lisede matematik, fizik, bilgisayar programcılığı ve resim okudum. Müziğe okul dışında devam ettim. Şu an üniversitede müzik ve müzik endüstrisi üzerine okuyorum. Sadece müzik yapmayı değil, yaymayı ve insanlara ulaştırmayı da öğreniyoruz. Sosyal medyayı kullanmayı, analitiklerini, algoritmalarını, prodüksiyonu ve hatta pazarlamasını da üniversitede görüyoruz.
İLK AKLA GELEN POLİTİKA OLUYOR
- Peki Türk-Yunan anne ve babanın çocuğu olmak nasıl bir duygu? Çok rastlanan bir durum değil...
- İnsanlar Türk-Yunan kelimelerini birlikte duyduklarında ilk akıllarına gelen politika oluyor maalesef. Genellikle bu ülkelerden biri hakkında konuşuyor ve fikir yürütüyorlar. Bunu beni ve sanatımı geliştiren bir unsur olarak görüyorum. Okulda Türk kültüründe önemli yeri olan dervişler, nar, nazar boncuğu gibi öğeler üzerine çalışmıştım. Aynı şekilde Yunan Mitolojisini de inceledim. Aslında her birinin temelinde insan olmak ve insanı anlamak yatıyor. Sadece farklı ifade edilmişler.
KARİYERİMİ ANNEANNEME İTHAF EDİYORUM
- Egeli olman sanatını ve müziğini nasıl etkiledi?
- Çok kültürlü bir evde yetişmiş olmak kesinlikle beni zenginleştirdi. Adım Türk Leyla, soyadım Yunan Constantinidis. Müzik kariyerim için annemle birlikte Diamondi soyadını seçtik. Bunu da birkaç yıl önce kaybettiğim anneannemin çok sevdiği Shirley Bessey’in ‘Diamonds Are Forever’ şarkısından seçtik. Çünkü, o da sanatçı olmayı arzu ediyormuş, ama olmamış. O nedenle kendi kariyerimi bir anlamda ona da ithaf ediyorum.
- Anneannen için bir şarkı yapmışsın. Şarkın İngilizce, ama nakaratı ve adı birçok Türk çocuğun da kullandığı ‘Aynane’.
- Evet, bu şarkıyı anneannem için yazdım. Onun hala yakınımda ve beni duyduğunu hissediyorum. Yaşarken ona sadece 12 yaşımdayken bir kez şarkı söyleyebilme şansım oldu, sonra onu kaybettik. Ben onun yanında olamadım ama O anneme ‘Leyla’ya onu çok sevdiğimi söyle’ demiş. Bu beni çok etkiledi. O nedenle şimdi müziğimle ona ulaşmaya çalışıyorum.
KENDİMİ EN İYİ MÜZİKLE İFADE EDİYORUM
- Şarkılarını kendin yazıyorsun, besteliyorsun. Bu inanılmaz bir yetenek.
- Çocukken içimde kendimle çok mücadelem oldu. Kimi zaman kaybolduğumu hissettim. Etrafınızdaki her şeyden etkileniyor ve bazen yerinizi bulamıyorsunuz. O zamanlarda en büyük yardımcım ve çıkış noktam hep müzik oldu. Kendimi en iyi müzikle ifade edebildim. Kendimi farklı ve uyumsuz hissettiğim zamanlarda da müzik kendim olmamı ve kendimi bu halimle kabul etmemi sağladı.
- İngiltere’de genç bir sanatçı olmak nasıl bir şey? Türkiye’de konser vermeyi düşünüyor musun?
- Kuşkusuz bu kolay olmuyor, her genç sanatçı gibi zorlanıyorum, ama her engelin beni güçlendireceğine inanıyorum. Müziğimle ilerlemeyi ve büyümeyi seçiyorum. Türkiye’ye gelmek ve konser vermeyi kesinlikle isterim. Beni dinlemek isteyenler spotify ve youtube’dan müziklerime ulaşabilirler. Umarım müziğimden hoşlanırlar.
Paylaş