Paylaş
NTV, Show TV, Cine 5, CNN Türk gibi Türkiye’nin en önemli kanallarının kuruluşunda imzası bulunan Çolakoğlu, şimdi de dünyanın ilk sağlık kanalı olan HTV’yi sektöre kazandırıyor. Gerek sağlık, gerekse medya sektöründe birçok yeniliği başlatacak olan HTV’de ziyaret ettiğim Nuri Çolakoğlu ile yeni kanalı ve doğduğu şehir İzmir’i konuştuk.
Geleceğin adresi tematik kanallar
- Tematik kanalın özelliği nedir?
- Tematik bir kanal insanlara seçme özgürlüğü veren, kendi ilgi alanında aradığını herhangi bir programcının kendisine sunmasını beklememeyi sağlayan bir model. Mesela TRT döneminde haber için mutlaka 20.00’yi beklemek gerekirdi. Oysa şimdi istediğiniz haber kanalından, istediğiniz saatte haber alabilirsiniz.
- Tematik kanallar bizim ülkemizde nasıl karşılanıyor?
- Bence tematik kanallar geleceğin adresi. Gelecekte bugünkü eğlence kanallarının en başarılı olan 3-4 tanesi kalacak. Geri kalanı tematik kanallara dönüşecek. Tematik kanallar içerisinde de bir ayıklanma olacak. Çünkü Türkiye’de herkes kanal kurdu.
- Dünyada böyle değil mi?
- Dünyanın hiçbir yerinde 15 tane haber kanalı yok. Bu işin merkezi Amerika’da 2 – 3 tane var. Başka ülkelerde de öyle. Bir tek Hindistan’da 25 haber kanalı var çünkü farklı farklı diller hakim.
Sağlık kanalı dünyada bir ilk
- Sağlık kanalı HTV nasıl bir kanal olacak?
- Sağlık Kanalı çok ilginç ama dünyada yok. Çok sağlık programı var ama kanalı yok. Bu alanda dünyada bir ilk yani. Biz HTV’yi tek yönlü değil, üç yönlü bir kanal olarak oluşturduk. Gündüz genel sağlık konuları varken, akşam biraz daha eğlence kanalı havasına bürünüyoruz. 01 ile 07 arasında ise doğrudan sağlık profesyonellerine hitap ediyoruz.
- Ne gibi programlar var HTV’de?
- Sabah 07 ile 19 arası 12 saat yaş gruplarına, cinsiyetlere, özel durumlara göre genel sağlık konularına eğiliyor. 19’dan sonra bir eğlence kanalı havasına giriyor. 19’da BBC veya Discovery’den insan sağlığı ile ilgili bir belgesel yayınlıyoruz. 20’de bir dizi yayınımız oluyor, o da sağlıkla ilgili ki, ilki Acil Servis. Ayrıca her akşam sağlık konulu bir film koyuyoruz. Mesela Rain Man ile otizm konusu işleniyor. Sonrasında Sine-terapi programımızda birkaç doktorla, ‘Konu doğru bir şekilde ele alınmış mı, gerçekçi mi, tedavi yöntemleri doğru mu, değişti mi’ diye tartışıyoruz. Saat 24’te ise kimsenin konuşmaya cesaret edemediği cinsel konuları ele alıyoruz. Billur Kalkavan bu konunun uzmanlarıyla ciddi ciddi cinsel sağlık konularını ele alıyor.
İzmirli kendi kendini köreltiyor, silkelenip toparlanmalı
- Bir İzmirli olarak İzmir’in bugününü nasıl değerlendiriyorsunuz?
- İzmir dünyanın sayılı şehirlerinden olabilecek bir konumda. 40-50 yıl önce öyleydi zaten. Hızlı göç şehrin dokusunu bozarken bir yandan da İzmirlilerin şehirlerine nobranca davranması, tepeden bakması, paralarını kendi şehirlerinde değil de başka şehirlerde harcaması İzmir’i gerilere düşürdü. İzmir’in silkelenip toparlanması gerekli. Birinci ligde İzmir’in takımı yok. Çünkü İzmirlilerin özgür ruhu, birlikte iş yapmalarına engel oluyor, kafalarına göre takılmayı tercih ediyorlar. Kimse kimseyi tepesinde görmek istemiyor, herkes ‘O yaparsa ben daha iyisini yaparım’ deyip farklı yöne gidiyor. İşte o zaman 1. ligde takımınız olmuyor, sanayideki yerinizi çevre illere kaptırıyorsunuz.
- Eğlence ve dinlence şehri olma fikrine nasıl bakıyorsunuz?
- Bence İzmir bunu da pek başaramıyor. Gerçi Alaçatı ve Çeşme hala bu şanı koruyor ama oralarda da dikkatli ve akıllı olunması gerekiyor. İzmir müthiş bir potansiyeli olan ama hala keşfedilmeyi bekleyen bir hazine bence. İzmir kendi kendini köreltiyor, şehre yeni bir ruh lazım.
Doktorlar için şifreli yayınla ameliyatlar
- Sağlık profesyonelleri için neler yapıyorsunuz?
- Gece 01.00’den sonra doktorlara, operatörlere, dişçilere, eczacılara, tıp öğrencilerine yönelik program kuşağı yayına girecek yılbaşından sonra. Bu yayın şifreli olacak çünkü biz burada ameliyatlar ve yeni sağlık teknolojilerini göstereceğiz. Dolayısıyla sağlık sektörü dışındaki kişilerin seyretmelerini doğru bulmuyoruz. Bizim vereceğimiz şifreyle izlenecek.
- Doktorlar için de bir bilgi kanalı olacaksınız yani…
- Türkiye’de 120 bin doktor var. Bunların büyük kısmı gerek zaman darlığından ,gerekse başka imkansızlıklardan kongrelere, seminerlere gidemiyor. İşte biz bu sunumları da getireceğiz ekrana. Yurtdışındaki önemli sağlık merkezlerinden gelen bilgileri de bizim doktorlarımıza aktaracağız.
Bilimsel kurul , konu ve konukları belirliyor
- Konuk ve konuları neye göre seçiyorsunuz?
- Biz doğru bilgileri, en doğru kaynaklardan vermek istiyoruz. Türkiye’nin en değerli öğretim üyelerini ağırlıyoruz. Bir bilimsel kurulumuz var. Birbirinden habersiz çalışan bu kurul üyeleri ele alacağımız konular ve konuklarımızı değerlendiriyor, bize bilgi notları gönderiyor. Onların uyarıları ve bilgileri ışığında doğru yönde ilerliyoruz.
- HTV nerelerden izlenebiliyor?
- Şu anda Digitürk’te 61, D-Smart’ta 70. kanaldayız. Uydudan doğrudan alınıyoruz. Yakında kablolu v.s. her yerden yayın yapacağız. Çünkü mümkün olduğu kadar geniş kitlelere ulaşacağız. İstanbul dışındaki sağlık kuruluşlarını da ağırlamak istiyoruz.
Zararlı şeylerin reklamı var sağlığın yok
- Sağlık sektörü ve doktorlar bu kanalı nasıl karşıladı?
- Sağlık sektörüne önemli bir katkısı olacak. Çünkü bu sektör insanlara hayat katan ya da kalitesini yükselten bir sektör. Ama aynı zamanda ağzı kilitli bir sektör. ‘Sağlığın reklamı olmaz’ denildiğinden her türlü yararlı olabilecek yayının da önüne geçilmiş. İnsanları öldüren silah imalatçıları, sağlığa zararlı denilen sigaralar, fast foodlar, gazlı içecekler reklam yapabiliyor ama sağlığa faydası olabilecek yerlerin, yöntemlerin bilgileri verilemiyor, reklamı yapılamıyor. Biz bugünkü kanunlar içerisinde yayınlarımızı yapabileceğimizi düşünüyoruz. Ama çok sorumlu yapmak ve mutlaka tıbbi etiğe uymak gerekiyor. Şarlatanlığa, yanlışlığa yer vermemek gerekli.
- Sağlık Bakanlığı’nın tepkisi nasıl oldu?
- Projeyi Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a anlattığımızda çok büyük sevinçle karşılandık. Kendisinin de bu yönde düşündüğünü ve bunun çok iyi bir iş olduğunu söyledi. Biz yayına başlamadan bizi ziyaret etti ve Türkiye’nin sağlık politikalarıyla ilgili 45 dakikalık bir brifing verdi. Hatta açılış yayınımızı bununla yaptık.
Gelecekte medya bildiğimiz halde kalamayacak
- Sizce sağlık alanı ne yönde ilerleyecek?
- Biz bunu 1-1.5 yıl içerisinde Türkiye’de belli bir yere getirip, sonra yurtdışına taşımayı amaçlıyoruz. Çin, Hindistan gibi yoğun nüfuslu, sağlığa erişimin kolay olmadığı ülkelere taşımak amacındayız. Batıda sağlık sigortaları var, sistemleri oturmuş ama doğuda bu imkanlar çok sınırlı.
- Teknolojinin bu kadar geliştiği bir noktada medyanın geleceğini nerede görüyorsunuz?
- Türkiye 20 yılda özel televizyonculuk rüştünü ispatladı. Bence artık yüzünü farklı yerlere çevirmeli. Medya bildiğimiz haliyle kalamayacak. Muhtemelen önce gazete ve dergileri kaybedeceğiz, hepsinin elektronik versiyonu gelecek. Televizyon da bildiğimiz haliyle kalmayacak. Belki 20-30 yıl büyük kanallar devam eder çünkü televizyon pasif izleyici için ideal. Bilgisayar teknolojisinde ‘bağlan, ara’ gibi yapılması gerekenler var. Bir de televizyonların ekranının büyüklüğü önemli. Belki de evin bir duvarını kaplayacak, hatta pencerelere gerek kalmayacak, istediğiniz manzara duvarınızda olacak.
Paylaş