Paylaş
Hatta eşiyle rolleri değişmiş; o ev işleri ve çocukla ilgilenmiş, eşi de yoğun iş hayatına devam etmiş. O dönemde el sanatlarıyla ilgilenmeye başlayan Murat Bey, ahşapta balık figürleri boyamaya başlamış ve Alaçatı’da gördüğü ilgiden sonra bunu iş edinmeye karar vermiş. Hakikaten çok isteyerek ve severek çalışınca insanoğlunun yapamayacağı bir şey olmadığına inanan Bildirici, ‘hobimden para kazandığım için her sabah şükrediyorum’ diyor.
EŞİMLE ROLLERİ DEĞİŞEREK BAŞARDIK
- Otomotiv sektöründen tahta balık boyama işine geçişiniz nasıl oldu?
- Biri Volkswagen, diğeri Mercedes’in içinde 50 personelim vardı. Bir personelimin hatasından dolayı Mercedes’teki sözleşmem feshedildi ve onurum kırıldı. Sonrasında tansiyon ve şeker hastalığı, panik atak başladı. İnsan kaynakları müdürü olarak çalışan eşim Ayşe Nur’un desteğiyle işlerimi devrettim. O dönemde yardımcımız evlendi ve yanımızdan ayrıldı. Ben de eşime ekonomi yapalım, ben ‘ev işlerini de yaparım’ dedim ve roller bir anda değişmiş olduk. Eşim “biraz kendini dinle rahatla, sonrasında mutlaka kendini iyi hissederek yapabileceğin bir şeyler bulursun” dedi. Gençlik yıllarımda beş yıl ablam ve eniştemin seramik atölyelerinde çalışmıştım. Bir ay kadar onların atölyesinde seramikler yaptım, ama sonra vazgeçtim. Çünkü, ilkokul 2’deki kızımı okula gönderip karşılamam gerektiğinden evde olmalıydım. Araştırma yaparken Amerika’da ahşap yapan bir kadını fark ettim ve o günden bu yana ilk günkü sevgiyle boyuyorum balıklarımı.
ALAÇATI SAYESİNDE HOBİM İŞE DÖNDÜ
- Tahta balık boyama hobinizin gerçek bir iş haline gelebileceğini ilk algılamanız nasıl oldu? Bu anlamda Alaçatı’nın sizin için nasıl bir anlamı var?
- Bu sorunuza Alaçatı’nın öneminden başlıyayım. Biz altı kardeşiz, ben en küçükleriyim. Bir ablam Türkiye’nin önemli markalarına home tekstil kreasyonları hazırlıyor. En küçük seramikçi ablam dışında hiçbiri benim balık boyamaya başladığımı bilmiyordu. Bir ayda 18 balık yapmıştım. Bu balıklarımı alıp tekstilci ablamın atölyesine götürdüm. Hepsini yanyana koyarak kısa bir videolarını çekti ve Alaçatı Port Oteli’ne gönderdi ve ‘hepsini satın alıyoruz’ diye döndüler. Daha fiyatları bile belli değildi. Balıklar önden gitti, fiyatları da arkadan. Kısa süre sonrasında siparişler arttı ve instagramla iş daha da büyüdü.
- Hangi malzemelerle, neler üretiyorsunuz? Yurtdışına gönderiyor musunuz?
- Kullandığım ahşabın cinsi göknar, halk dilinde köknar derler. Bazen damarlarına ve dokularına göre ladin de olabiliyor. Kullandığım boyalar ise su bazlı akrilik boyalar. Mat, opak, metalik varaklı boyalar, boncuk boyalar, simler ve eskitme pudraları kullanıyorum. Sosyal medya sayesinde de birçok ülkeye gönderiyorum.
KEYİF ALDIĞINIZ HOBİNİZİN ÜZERİNE GİDİN
- İnsanlar için işlerini kaybetmek genelde sıkıntılı bir süreç ve olumsuz bir tecrübe olarak algılanır. Sizin için ise bir nevi kendinizi bulma süreci olmuş. Aynı süreci yaşayanlara neler tavsiye edersiniz?
- Hayatım boyunca doğal şeffaf ve vicdan sahibi bir insan oldum. Ticaret hayatında başarılı olamadım. İşimi çok severek yapıyordum fakat kimseyi memnun edemiyordum. Eşimin desteğiyle hobimi geliştirme fırsatı buldum. Eski işimde yaşadığım sıkıntılarımdan arınmam, rehabilite olmam tam üç sene sürdü ve her gün kalktığımda Allahıma şükrediyorum, böyle keyifle çalıştığım hobimden para kazanıyorum diye. Artık Allah tarafından bütün insanlara sanatsal bir yetenek verildiği kanaatındayım. Hatta çöp adam çizemeyen eşim, şimdi harikalar yaratıyor. Hem benim balıklarımdan boyuyor hem de küçük ahşap evler boyuyor, bunlar çok çok ince boyama işçilikli. Herkese gönülden tavsiyem; seramik, karakalem, ahşap, neden zevk alıyorlarsa ona inanarak ve ısrar ederek üzerine gitmek. Bu şekilde çalıştıklarında karşılıklarını en kısa sürede alacaklar ve kendilerini hiç hissetmedikleri kadar iyi hissedeceklerdir.
Paylaş