Paylaş
Beslenme düzenimizin değiştiği, uzun saatler aç kaldığımız ramazan ayında dengeli beslenmek belki de her zamankinden daha önemli. Oruç, bir tür kalori kısıtlaması... Beslenme yetersizliğine yol açmayan kalori kısıtlamasına gitmek yaşam süremizi uzatır ve metabolik hastalıklara yakalanma riskimizi azaltır. Ama bu faydalar için özellikle sahur soframızda birkaç reform yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
KAHVE, SUSUZLUĞU ARTTIRIR
Sahurlarda çoğu zaman akşamdan kalma yemekler; pilavlar, börekler, makarnalar, gözlemeler, patates kızartmaları yiyoruz. Şarküteri ürünleri, peynirler, zeytinler, reçeller, ballar, pekmezler, çaylar da cabası. Halbuki bu tip beslenmek bizi gün içinde daha çok susatır ve acıktırır. Çünkü bu yiyeceklerde çok fazla yağ, tuz ve şeker var.
Ramazanda zorlanmadan oruç tutmak istiyorsak yapacağımız ilk şey sahurda yediklerimizi değiştirmek olmalı. Öncelikle tuzu azaltın çünkü tuz, bizi gün içinde çok susatır. Tuzlu peynir ve tuzlu zeytinleri soframıza hiç koymayalım. Bunların yerine çökelek, lor peyniri ve ceviz yiyelim.
Pilav, börek ve pide gibi iftardan kalma karbonhidratları da sahurda yemeyelim. Tam tahıllı ekmek veya tam buğday ekmeği gibi seçenekler, kan şekerimizi dengeleyip bizi daha uzun süre tok tutar.
Her sahur çay demliyoruz, değil mi? Ama sahurda çay ve kahve içme alışkanlığımızdan da vazgeçmeliyiz. “Sahur çaysız olur mu” dediğinizi duyar gibiyim. Bu da doğru bildiğimiz yanlışlardan... Çünkü bu içecekler susuzluğunuzu derinleştirir. Benim önerim, ıhlamur, rezene veya papatya çayı... “Peki, neden bu çaylar” diyeceksiniz. Anlatayım: Bu tarz bitki çayları hafif oldukları için hem mideyi hem bedeni rahatlatır. Sindirimi kolaydır, ağız kuruluğu yapmaz ve gün içinde daha rahat oruç tutmamızı sağlar. O zaman haydi gelin, bu sene sahurun yıldızı bitki çayları olsun.
Uzak durmamız gerekenler listesi elbette bitmedi. Şarküteri ürünlerini de yememeliyiz çünkü çok yağlı ve çok tuzlular. Pastırmalı yumurta, sucuklu yumurta gibi çeşitler, biliyorum, çok lezzetli. Ama sağlığımız için haşlanmış yumurta, lor peynirli yumurta veya menemen gibi alternatiflere yönelebiliriz.
YULAF EZMESİ DE OLUR
Tok tutan sahur menemenimi hazırlayabilirsiniz. Bunun için 2 yumurta, 2-3 domates, 1-2 sivri biber, 2 yemek kaşığı lor peyniri, bazen de yarım demet maydanoz ve varsa biraz fesleğen kullanıyorum. 1 tatlı kaşığı zeytinyağını tavaya alıyorum, ince ince doğradığım biberleri biraz kavurduktan sonra üzerine ince halkalar halinde doğradığım domatesleri dizip suyunu bırakana kadar pişiriyorum. Daha sonra ince ince doğradığım maydanozu ve lor peynirini, ayrı bir kapta çırptığım yumurtalara ekleyip karıştırıyorum. Suyunu çeken domatesin üzerine yumurtalı karışımı ilave edip pişmeye yakın fesleğen yaprakları ekleyip servis yapıyorum.Bu sırada bol su içmeyi de ihmal etmiyorum. Çünkü bana sorarsanız sahurun olmazsa olmazı sudur. Sadece bitki çayı içmek yeterli miktarda sıvı aldığımızı göstermez.
4 bardak su içmeden uyumayın derim. Susuzluğu arttıran hazır meyve sularından da muhakkak uzak durun.
Anlayacağınız, sahurda en ideali kahvaltı yapmaktır. Peki, bu kahvaltıda neler olmalı... Yumurta, az yağlı peynir (çökelek, lor gibi), mevsim yeşillikleri, ceviz içi, 1-2 dilim ekmek, 1 kâse yoğurt ve 1-2 hurma kurusu... Sahurda muhteşem üçlü benim için yoğurt, peynir ve yumurtadır çünkü gün içerisinde tok kalmamızı sağlar. O 1-2 hurma kurusuysa lif içeriği sayesinde yine tokluğumuza katkıda bulunur ve şeker ihtiyacımızı karşılar.
Sahur kahvaltınızda dilerseniz yulaf yiyebilirsiniz elbette. Tarifiyse çok basit, sizi hiç yormaz: 2 yemek kaşığı yulaf ezmesini 1 su bardağı sütle tencereye alın. Kıvam almaya başlayınca 1 tatlı kaşığı tarçın ve rendelenmiş 1 elma ekleyin. Muhallebi kıvamına gelince doğranmış 2-3 ceviz içi katıp ocaktan alın. Bitki çayınızla birlikte tüketin. Herkese sağlıklı bir ramazan dilerim!
Paylaş