Hentbola Ankara’da başlayan Yeliz Özel, Norveç ve Makedonya maceralarının ardından soluğu yeniden Başkent’te aldı. Uluslararası Hentbol Federasyonu onu, ’dünyanın en iyi 10 bayan hentbolcusu" arasında gösterdi.
YELİZ Özel... Türk sporunun gururu... Hentbolun, altın kızı. İnanılmaz bir kariyeri var. Yaşamı, başarılarla dolu. Dünya’nın en iyi 10 bayan hentbolcusu arasına girdi. Oylama, devam ediyor. Büyük olasılıkla da "Dünya’nın bir numarası" olacak. Açık ara önde gidiyor. İnternet üzerinden yapılan oylama, 1 Mayıs’ta sona erecek. Yeliz’i şimdiden kutlarız. Ama daha önce, üzerimize düşen görevi yapmalıyız. Hemen, üşenmeden, www.thf.gov.tr sitesine girmeliyiz ve oy vermeliyiz. Lütfen... Çünkü Yeliz, belki de bu oylarla "Dünya Hentbol Kraliçesi" olacak. İşte, sevgili Yeliz ile kariyeri ve kraliçeliği üzerine çok hoş bir sohbet yaptım. Buyrun okuyun, beğeneceğinizden eminim.
- Sevgili Yeliz, müthiş bir başarıya imza atıyorsun. Gerçi, medya seni gözardı ediyor ama...
- Kısmetse, birinci olacağım. Tabii, bu benim için büyük gurur. Her şeyden önce bir Türk kızının, bir Türk sporcusunun, dünya çapında bir başarıya ulaşması, ülkem adına onur verici bir durum.
- Şu kesin, sen eğer değil futbolcu, basketbolcu ya da voleybolcu olsaydın, tüm Türkiye seni konuşuyordu. Böyle bir başarı, bugüne kadar kaç kişiye nasip olmuş?
- Haklısın Atilla Ağabey. Ama yapabilecek fazla bir şey yok. Dilerim, dünyanın en iyisi olurum, işte o zaman gazeteler boy boy yazar, hentbol da hak ettiği yeri bulur.
- Peki, nasıl oldu da, 10 sporcu arasına girebildin?
- IHF, yani Uluslararası Hentbol Federasyonu Yönetim Kurulu, uzun incelemelerden sonra, dünyadaki en iyi 10 sporcuyu belirledi. Tabii, bunun için sporcuların yeteneği ve elde ettiği başarılar göz önünde tutuldu.
- Oylama ile ilgili biraz bilgi verebilir misin?
- İsteyen her kişi, oylamaya katılabiliyor. Bunun için internetten, www.thf.gov.tr adlı siteye girmek gerekiyor. Burası, Türkiye Hentbol Federasyonu’nun resmi sitesi. Buraya girdikten sonra, gerisi kolay. Bir tıklamanız yeterli. Destek verecek olan kişilere şimdiden teşekkür ederim. Kimse ihmal etmesin, bir oy, bir oydur. (Gülüyor)
- Kesinlikle... Kendini biraz tanıtır mısın?
- Biz 7 kardeşiz. Ablam Filiz, Bahçeli Gençlik’te hentbol oynuyordu. Ben de izlemeye gidiyordum. Daha doğrusu ablam, elimden tutup götürüyordu. Sonra Kemal Durak hoca, ablama "Kardeşini de hentbola başlatalım" demiş. Ablam da bana sordu. Hiç aklımda yoktu. Pek gönüllü olmadan, "evet" dedim. Sonra gerisi geldi.
Arkadaşlarım
bana gülüyordu
- Demekki, çok yetenekliydin.
- Pek öyle değildim (Gülüyor). Çok savruktum. Ben oynarken, arkadaşlarım bana gülüyordu. Topu aldıktan sonra kafamı öne eğiyor, savunmanın arasına dalıyordum. Komik bir görüntü oluyordu. Hatta bu yüzden bana "kafa sokan kız" lakabı takıldı. Savunmanın arasında nerede boşluk bulursam, kafamı oraya sokuyordum. Komik bir tekniğim vardı. Sonradan düzelttim.
- İlginç.
- Tabii, azmin elinden bir şey kurtulmuyor. Çok çalıştım, özveride bulundum ve Genç Milli Takıma çağrıldım.
- Demekki yeteneğin çabuk keşfedilmiş.
- Ne gezer! Genç Milli Takım’daki hocam, beni beğenmedi. Kadroya almadı, geri yolladı. İnanın böyle oldu. Ben de bir üzüldüm, bir üzüldüm, hiç sormayın... Çok koydu, hırs yaptım, gecemi gündüzüme kattım ve 3 ay sonra A Milli Takım’a çağrıldım.
18 yaşında yurtdışına
- Nasıl oluyor bu! Genç Milli Takım için beğenilmiyorsun ama, 3 ay sonra A Milli Takım’ın oyuncusu oluyorsun?
- Oluyor işte. Demekki, Genç Milli Takım seçmelerinde gerçek performansımı ortaya koyamamışım. Yıldızım çabuk parladı. 15 yaşında A Milli Takım formasını giydim. Sonra da 18 yaşında Norveç’e transfer oldum ve Byasen’de oynamaya başladım.
- Harika.
- Aynı zamanda ben, yurtdışına transfer olan ilk bayan sporcuyum. Ama Norveç’te pek mutlu olamadım. Çünkü çok gençtim, deneyimsizdim. İskandinav insanları, bize göre çok soğuk. Haliyle kaynaşmak kolay olmuyor.
Erkeklerden iyi şut atıyor
A Milli Takım Kaptanı Ceren Üstün, Yeliz’in özelliklerini, "Onda inanılmaz bir yetenek var. Görmek gerekir. Oyun zekası mükemmel. Üstelik çok çabuk ve kuvvetli" şeklinde dile getiriyor.
YELİZ, seni dünyanın en iyi hentbolcularından biri yapan özelliklerin nelerdir?
- (Söze bu sırada Ceren giriyor. Türk hentbolunun yıldız isimlerinden biri olan ve halen A Milli Takım Kaptanlığı yapan Ceren Üstün, çok sevgili arkadaşının özelliklerini dile getiriyor: "Yeliz’de inanılmaz bir yetenek var. Görmek gerekir. Oyun zekası mükemmel. Üstelik çok çabuk ve kuvvetli. Kuvvetli olan sporcular genelde çabuk olmaz. Ya da zeki olanlar, kuvvetli olmaz. Yeliz’de her türlü özellik, çok üst düzeyde. Erkeklerden iyi şut atıyor. Şimdiden Türk hentbolunun efsane isimlerinden biri oldu. Kendisi, soyadı gibi özeldir. Hayattaki en iyi arkadaşlarımdan biridir. Çünkü aynı zamanda çok kaliteli, dürüst, temiz ve cana yakın bir insandır.")
- Sağol Ceren, samimiyetine inanıyorum.
- Gerçekten öyle. Az bile söylüyorum. Yeliz’i değil Avrupa, tüm dünya tanıyor. Zaten boşuna dünyanın en iyi 10 hentbolcusu arasına girmedi. Göreceksiniz, oylamada da birinci olacak. Sevgili kardeşim bunu, fazlasıyla hak ediyor.
- Peki o zaman Ceren, madem sohbete katıldın, seninle devam edeyim. Yeliz’in gelmesi ile Milli Piyango olarak çok güçlendiniz.
- Müthiş. Yeni sezonda bir hedefimiz var, o da, şampiyonlar liginde, büyük başarılara imza atmak. Kulübümüz, bu yönde her türlü fedakarlığı yapıyor. Başta Milli Piyango Genel Müdürü İhya Balak ve kulüp başkanımız İlter Altınsoy olmak üzere tüm yöneticilerimiz, her türlü özveride bulunuyorlar. Ayrıca A Milli Takım forması ile haziran ayında önemli bir sınav vereceğiz. İspanya’yı elediğimiz taktirde, Dünya Şampiyonası’na katılma hakkını elde edeceğiz. Yani, zorlu günler bizi bekliyor.
- Tekrar Yeliz’e döneyim. Özelliklerini, bir de senin ağzından duymak istiyorum, Yeliz.
- Sert şut atıyorum. Haliyle gol oranım çok yüksektir. Hemen hemen her turnuvada sayı kraliçesi oluyorum.
Hep ’ilk’leri başardım
- Kariyerin de mükemmel.
- Milli formayı 200 kez giydim. Avrupa Gençler Şampiyonası’nda ’en değerli oyuncu’ seçildim. Ankara Cumhuriyet Lisesi ile Dünya Şampiyonluğu sevinci yaşadım. 15 yaşında A Milli Takım forması taşıdım. Yurtdışına giden ilk bayan sporcu unvanını aldım. Kaç kez gol kraliçesi olduğumun sayısını bile hatırlamıyorum. Makedonya tarihinin, en sevilen ve en beğenilen yabancı sporcusu oldum. Şampiyonlar Ligi’nde final oynadım. Bu saydıklarım tabii, ilk aklıma gelenler.
- Gerçekten bravo. Son olarak, yeni dönemde hedeflerini de öğrenebilir miyim?
- Milli Piyango forması altında, Şampiyonlar Ligi’nde başarıdan başarıya koşmanın hayalini kuruyorum. Hedefimi, bu yönde yoğunlaştırdım. Tabii bundan önce, A Milli Takım sınavımız var. Kısmetse yine bir ilk’e imza atacağız ve Dünya Şampiyonası’na katılacağız. Artık ekip olarak, daha büyük düşünüyoruz. Çünkü bize, büyük başarılar yakışır.
Makedonya’da kahraman gibiydim
"Herkes beni tanıyordu. Sokakta zor yürüyordum. Her gören imza istiyordu. Öyle ki, tanınmamak için bazen şapka takıyordum. Trafik suçu işlediğimde bile, polis ’Sana ceza kesemeyiz. Güle güle’ diyordu."
SON üç yıl, Makedonya’da forma giydin.
- Evet, Kometal’da oynadım. Makedonya’da hentbol, inanılmaz seviliyor. Her maçımızı, asgari 10 bin kişi izliyordu. Kometal’da güzel günlerim geçti. Sporseverler, beni çok sevdi. 3 yıl peş peşe ’en sevilen, en başarılı yabancı sporcu’ seçildim. Üstelik bu seçim, sadece hentbolü değil, tüm branşları kapsıyordu.
- O zaman niye döndün?
- Kometal, Avrupa Kupası’ndan elendi. Ama bundan daha önemlisi, annem biraz rahatsız. Kendisini yalnız bırakmak istemedim. Annemi ve kardeşlerimi, dünyalar kadar seviyorum. Ayrıca Milli Piyango da, çok büyük bir camia.
- Makedonya’da çok sevildiğini söyledin.
- İnanılmaz. Herkes beni tanıyordu. Sokakta zor yürüyordum. Öyle ki, tanınmamak için bazen şapka takıyordum. Trafik suçu işlediğimde bile, polis ’Sana ceza kesemeyiz. Güle güle’ diyordu. Maçlarımıza bilet bulamayan, salona giremeyen seyirciler için, şehrin değişik bölgelerinde dev ekranlar kuruluyordu.
Kaç kişi oynandığını bile bilmezler
- Türkiye’de ise en kral hentbolcuyu, kimse tanımaz.
- Maalesef öyle. Makedonya’da ben üç yıl peş peşe ’en başarılı yabancı oyuncu’ seçildim. Adeta kahraman gibiydim. Devlet büyüklerinin elinden, çeşitli plaketler aldım. Katıldığımız hemen her turnuvada da, ’en başarılı oyuncu’ ödülünü kazandım.
- Demek, Makedonya’da böyle bir ilgi, bilgi ve sevgi var. Kimse kusura bakmasın da, bizdeki çoğu devlet büyüğü, hentbolun kaç kişi ile oynandığını bile bilmez.
- Türkiye, Makedonya’ya nazaran çok daha gelişmiş bir ülke. Bizim spordaki imkanlarımızın ve başarılarımızın, daha büyük boyutlarda olması gerekir. Makedonya gibi küçük bir ülkenin takımı olarak biz, Kometal forması altında Şampiyonlar Ligi’nde final oynadık. Türkiye için final oynamak, şimdilik hayalden öteye gitmiyor. Niye! Bunu düşünmemiz, bu yönde radikal kararlar almamız şart. Spor politikamızın da bu yönde değişim ve gelişim göstermesi gerekiyor.