Taksi şoförlerine güvence müjdesi

Yiğiner, bu sorunun sadece Ankara’da değil, Türkiye’nin bir çok ilinde yaşandığını vurguluyor, “Ülkemizde milyonlarca şoförümüz taksilerde, kamyonlarda, otobüs ve minibüslerde herhangi bir sosyal güvencesi olmaksızın zor şartlar altında çalışmaktadır” diyor.
Başkanın verdiği bilgiye göre geçmişte bu şoförler esnaf statüsünde değerlendirilerek Bağkur güvencesi ile çalışıyordu. Ancak daha sonraları yapılan yasal düzenlemelerle bu haklarını kaybettiler. Yiğiner şöyle diyor:
“Bu insanların bir sosyal güvencelerinin olması gerektiği ise tartışılmazdır. Fakat buradaki en büyük sorun şudur. Bir ticari araçta birden fazla şoför çalışmaktadır. Her birinin mevcut sigorta pirimleri üzerinden sigorta yapılması araç sahiplerine çok ciddi miktarda bir maddi külfet getirmektedir. Zaten gelirleri ciddi manada azalan araç sahiplerinin diğer giderlerinin yanı sıra bir de bu şekildeki bir sigorta yükünü taşıması mümkün değildir.”
Ankara Şoförler Odası bu konuda bir çalışma yürütüyor.
Bu çalışmaya göre “şoför esnafına özel tıpkı çiftçiler ve avukatlarda olduğu gibi düşük primli bir sigorta sisteminin hayata geçirilmesi” amaçlanıyor.
Oda, bunun için Maliye Bakanlığı ve sosyal güvenlik kurumları nezdinde baskısını sürdürüyor. Yiğiner, “Bu hususlarda gelişme sağlanması durumunda şoför esnafımız kayıt altına alınacak, kayıt altına alınan her şoförümüz sosyal bir güvenceye kavuşacak ve araç sahiplerimiz de mağdur edilmeyecektir” diyor.
Yiğiner’in bu haberi maaşlı çalışan taksici esnafı için umut verici bir müjde niteliği taşıyor.
Ancak Türkiye müjdesi bol, fakat bu müjdeleri gerçekleştirme oranı düşük bir ülke olduğu için sevindirici haberlerde temkinli olmak gerekiyor.
Şoförler Odası’nın bu konudaki samimi çabasına inanıyorum. Ancak bu çabanın gerçekleşmesi için Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları’na görev düşüyor.
Tüm Türkiye’deki taksicilerin sorunlarının çözüm adresi bu anlamda Ankara.
Bu çalışmanın sonucunda tek gelişme, taksicilere sosyal güvenlik şemsiyesi gelmesi olmayacak.
Kayıt altına alınacak taksi şoförleri sayesinde bu meslek sadece arada sırada parasız kalmış kişilerin de yapabileceği sıradan bir iş olmaktan çıkacak.
Ankara’da bu sorun çok fazla değil. Ancak özellikle İstanbul’a baktığınızda “yolsuz kaldığı” için yollara düşen bir çok kişiyle karşılaşabiliyorsunuz.
Bu durum da yarattığı bir çok tehlikenin yanında en azından mesleğin güvenilirliğini azaltıyor.

Yerin dibini kim alkışlar

ESKİ Belediye Başkanı Murat Karayalçın’ın yıllar önce söylediği bir söz vardı. Karayalçın, belediye başkanlarının “gözle görülmediği için yerin altına yatırım yapmayı pek sevmediğini” söylüyordu.
Gerçekten de altyapı yatırımları bu ülkede çok önemsenmez.
İnsanların yer üstündekine daha çok alkış tuttuğu düşünülür, ki çok da yanlış değildir.
Ancak sorumlu bir kent yönetimi sadece alkış almak için değil, kentin hayrına olduğu için de bazı işleri yapmalı.
Belli ki, kent yöneticileri altyapı yatırımları gerektiğince yapılmayınca yılda sadece bir kaç kez bu sorunun “görünür” hale gelmesiyle avunuyor. Böyle bir durumda “çok yağmur yağdı” lafını “elektrikler kesildi çalışamadım” rahatlığı içinde kullanabiliyor.
Ama sonra da “her bakan” görmesin diye kanter içinde iş makinelerinin başında durup çalışmaların biran önce bitmesi için dua ediyor.
Keşke bizler toplum olarak bir gün yerin altını da alkışlamayı öğrensek.

sorumsal

-  Başkent’in otoparkları, değnekçilerin, denetimsiz kişilerin elinden ne zaman ve nasıl kurtarılacak?
-  Ankara’da bisiklet yollarının olacağı bir günü hayal etmek, ışınlanmanın icadını hayal etmekten daha anlamsız değil mi?
-  Büyükşehir Belediyesi, “Altyapı sorunlarını çözemiyorum, bari vatandaşa yüzme dersi öğreteyim” diyor mudur?