Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv BalıkçısıYazarın Tüm Yazıları

O tarihi manşetlerin ardında yıllar var

Bugün Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50’nci yılı. Yarım asır önce, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başlattığı harekât Ada’nın ve oradaki Türklerin tarihini baştan aşağı değiştirdi.

Haberin Devamı

İki yıl önce harekâtın 48’inci yıl dönümünde, “Zaferi en iyi Hürriyet yazdı” başlığıyla o tarihlerdeki haberleri derlemiştim.

Bugün de Hürriyet’in o gün bu zaferi nasıl işlediğine 50’nci yıl perspektifinden bakalım istedim.

Barış Harekâtı, 20 Temmuz 1974 günü başladığında geceden hazırlanan Hürriyet’in normal baskısı “Bu dava bitmeli” manşetini taşıyordu.

Gazete böyle çıkmıştı ama sabah saat 05.00’te TSK’nın Kıbrıs harekâtı başlayınca Hürriyet’in de yıldırım baskı serisi start aldı.

O yıllarda halkın haber aldığı en önemli mecra gazetelerdi. Günde bir kez yayınlanan gazeteler de, böyle çok özel günlerde ek baskılar yapardı.

İşte Hürriyet de 20 Temmuz 1974’teki gelişmeleri tam dört yıldırım baskıyla okurlarına ulaştırmıştı. Birinci yıldırım baskının başlığı şöyleydi:

Haberin Devamı

“Mehmetçik Kıbrıs’ta.”

“Harekât sabaha karşı 5’te başladı. Türk paraşütçüleri yeşil adaya indi.”

Hemen ardından yayınlanan ikinci yıldırım baskıda “Bir Rum hücümbotu batırıldı” başlığı eklenip, “14 ilde sıkıyönetim ilan edildiği” bilgisi veriliyordu.

O tarihi manşetlerin ardında yıllar var

‘BARIŞ İÇİN ADAYA GİDİYORUZ’

Başbakan Bülent Ecevit de harekât başladıktan bir saat sonra gazetecilerin karşısındaydı. Tarihi açıklamasını yaptı:

“Yalnız savaş için değil, barış için adaya ve yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz. Bu karara ancak bütün diplomatik, politik yolları denedikten sonra mecbur olarak vardık.”

TSK adada ilerledikçe, Hürriyet’in yıldırım baskılarına bir yenisi daha ekleniyordu.

Üçüncü yıldırım baskıda yeni fotoğraflar vardı, tüm tasarım ve başlık değişmişti:

“Lefke ve Girne’ye çıktık.”

“Denktaş: Bir asırlık hasreti giderdik. Mutluyuz.”

“İlk iki çıkarma başarı ile sona erdi.”

Günün son yıldırım baskısının manşetinde ise “Lefkoşe-Girne arası kontrolümüz altında” başlığı vardı.

“Panik halindeki darbeci Rumlar ağır kayıplar verdi.”

Son baskıda Türkiye’nin çeşitli illerinde sokağa dökülen halkın fotoğrafları da vardı.

‘KÖLELİĞE BAŞ KALDIRAN BİR MİLLET’

Haberin Devamı

Hürriyet’in efsane sayfası ise 21 Temmuz günü bayilerdeki yerini aldı:

Manşet çok iri puntolarla “Zafer zafer” diye atılmıştı. Hemen altında şöyle yazılıydı:

“Havadan ve denizden dalga dalga inen askerlerimize Rumlar beyaz bayrak çekerek teslim oluyorlar.”

Tüm bunların üstünde, Hürriyet logosunun hemen altında bir çağrı vardı:

“Bu bir bayramdır, evlerinize bayrak asın.”

Bununla bitmedi. O günkü gazetede Hürriyet imzasıyla bir baş yazı yayınlandı. “Övünüyoruz” başlıklı yazıda özetle şöyle deniliyordu:

“Yapamazsınız dediler, çıkamazsınız diye tehdit ettiler. Sakın ha diyenler oldu, biz de varız diye önümüze çıkanları gördük, 15 yıldır bu sözlere kulak verdik, sustuk, dinledik...

Haberin Devamı

Konuşanlar Mehmetçiği, Türk milletini tanımayanlardı, efendi bir milletin 50 yıl önce köleliğe başkaldıran bir toplum olduğunu unutanlardı. Çanakkale’yi, Sakarya’yı, Dumlupınar’ı, Kore’yi yaratanlar bir defa daha asil kanlarını ispatlıyorlar.”

İLK ATEŞİ SİMAVİ YAKTI

Hürriyet, Barış Harekâtı’nı çok iyi takip etti ama bunun gerisinde de 26 yıllık bir mücadele yatıyordu. Hürriyet’in kurucusu Sedat Simavi, Kıbrıs konusunu Türk matbuatında ilk işleyen kişiydi. Hıfzı Topuz, Türk Basın Tarihi kitabında bunu ayrıntılarıyla anlatıyor: “Daha önceleri Türkiye’de bir Kıbrıs sorunu yoktu. Bunu ilk Sedat Simavi ortaya attı. 1948 yaz aylarında Akdeniz turuna katıldığı sıralarda kayıkla Limasol’a çıkmış ve orada konuştuğu Türklerin durumlarından etkilenerek Kıbrıs sorununu ele almıştır.”

İlk kez 18 Ağustos 1948’deki başyazısında Kıbrıs adası üzerinde Türkiye’nin hak talebinde bulunması gerektiğini öneren Simavi, bu konuyla ilgili sayısız yazı kaleme aldı. Hükümetin Kıbrıs’la ilgilenmemesini eleştiriyor, Kıbrıs Türklerini Ada’da Yunanlılara karşı bir cephe oluşturmaya çağırıyordu. Bu nedenlerle Kıbrıs konusu Hürriyet için çok önemli bir meseleydi. Hâlâ da öyle.

Haberin Devamı

ARTIK ‘GİRNE’ DİYE BİR LİMANIMIZ VAR

Yıldırım baskılarda gelişmeler ardı ardına sıralanıyordu:

- Lefkoşe düştü Mehmetçik Limasol Magosa ve Baf’dan adanın içine doğru ilerliyor.

- İki hücumbot batırdık.

- Yunanistan’da isyan çıktı.

Son yıldırım baskı nefes almadan yeni haberleri veriyordu:

- Lefkoşe-Girne yolu elimize geçti.

- Ledra Palas Oteli düştü

- Türk birlikleri süratle ilerliyor.

Günün son yıldırım baskısı ise Rum muhafız alayı komutanının esir düştüğünü anlatıyordu:

- Artık Girne diye bir limanımız var.

- Girne’yi alan birliğin komutanı şehit düştü. Muavini yaralandı.

- Dalga dalga Kıbrıs’a iniyoruz.

Yıldırım baskı serileri sonraki günlerde de devam etti:

Haberin Devamı

“Balıkadamlarımız karanlık sulara dalıp Girne limanını mayınlardan temizledi.”

Son yıldırım baskı ise ateşkesi duyuruyordu.

Hürriyet tüm bu başarılı haberlerinin yanı sıra Girne’ye giren ilk gazete de oldu. Cüneyt Arcayürek’in Kıbrıs’tan gönderdiği fotoğraflar tarihteki yerini aldı.

23 Temmuz günü gazete almaya gidenler, poster gibi bir Hürriyet ile karşılaştılar.

“Zaferimiz Atina’yı karıştırdı” manşetinin altında Türk askerlerinin, Türk bayrağıyla verdiği tarihi bir poz yer alıyordu ve altında şöyle yazıyordu:

“Bu Mehmetçiğin ilk zaferinin fotoğrafı değildir. Bu bir ulusun, kendini bir kere daha ispatlayan kahraman bir ulusun mutluluğunun fotoğrafıdır.”

 

Yazarın Tüm Yazıları