Paylaş
Aslında tabii ki Türk sinemasında yüzlerce kötü adam vardır.
Ama Erol Taş, kötü adamın “en iyisi”, en bilinenidir. Sinemadaki kötü adamlığın kitabını yazmıştır.
Gerçi bu yüzden sokakta çok hadise yaşamış, filmle gerçek hayatı ayıramayanlardan çok hakaret işitmiştir.
Gençliğinde boks yapar. Zaten sinemaya da boksörlüğü sayesinde adım atar.
Ömer Lütfi Akad’ın Cankurtaran’daki film setine birkaç serseri bulaşınca çekimleri kenardan izleyen Erol Taş onları bir güzel tepeler.
Ünlü yönetmen bu kavga sahnesinden etkilenir ve Taş’a Yeşilçam’ın yolu açılır.
“Esas şöhretimi Metin Erksan’ın Gecelerin Ötesi filmiyle sağladım” der hep.
Bu filmi, “Susuz Yaz”, “Yılanların Öcü” gibi baş yapıtlar izler.
‘SUSUZ YAZ’ FİLMİNDEN: Hülya Koçyiğit ve Erol Taş
Bir de meşhur bir kahvesi vardır Erol Taş’ın.
Henüz çok ünlü olmadığı yıllardan beri Cankurtaran’daki kahvesinde mesai yapar.
28 Aralık 1963’te Hürriyet’e şöyle anlatıyordu:
“Ne yaparsınız sinema güvenilir bir meslek değil. Şöhret de öyle. Bir gün meslekten el ayak çektiğiniz zaman eski arkadaşlarınızın çoğu etrafınızdan çekilir, istikbali garanti etmek lazım. İşte bunu düşünerek filmlerden arta kalan zamanlarda kahvemde çalışıyorum.”
28 ARALIK 1963
Gerçekten de 1998’de hayatını kaybedene kadar bu kahvehane onun önemli gelir kaynaklarından biri oldu.
Yeşilçam’ın yufka yürekli, kötü adamı 16 Şubat 1926’da doğmuştu.
Bugün Erol Taş’ın doğum günü.
‘SİHİRLİ COP’ TÜRKİYE’YE NASIL GELDİ
1960’lar ve 70’ler, uçak korsanlarının en faal olduğu yıllardı.
Gün geçmiyordu ki dünyanın bir noktasında bir uçak kaçırılmasın.
Korsanların mesaisinin en yoğun olduğu noktalardan biri de Ortadoğu’ydu.
Ve doğal olarak da Türkiye de bunlardan nasibini alan ülkeler arasındaydı.
Uçak korsanlarının engellenemediği nokta, uçağa sokulan silah ve bıçaklardı.
25 Nisan 1970’te ABD’nin İstanbul Başkonsolos muavini Tomson, bir havayolu şirketinin temin ettiği “sihirli cop”u Türk emniyetine hediye etti.
25 NİSAN 1970
Aslında “sihirli cop” denilen cihaz, bugün AVM’ler ve stadyumlar dahil hemen her yerde kullanılan metal dedektörüydü.
Her şeye hemen akılda kalan bir isim bulmaya meraklı Türk basını ince uzun alete de “sihirli cop” demeyi uygun görmüştü.
İşte metal dedektörü Türkiye’ye böyle geldi.
EMİN KAPTAN’IN BÜYÜK JÜBİLESİ
DEĞİRMENDERELİ Emin Bulgurcu, bir gün jübile yapmaya niyetlendi. Artık 65 yaşındaydı.
Yarım asırdır ramazan ayları hariç, kesintisiz içki içiyordu. Artık bırakma vakti gelmişti. Emin Kaptan, 1970 yılında Gümrük ve Tekel Bakanlığı’na bir dilekçe yazdı. Ömrü boyunca 70 tondan fazla içki içtiğini söylüyor, “Tekel’e yaptığı bu hizmetten” dolayı bir ikramiye ödenmesini ve emekli maaşı bağlanmasını istiyordu. Aylardan nisandı.
Tekel Bakanı Ahmet İhsan Birincioğlu, bu dilekçeyi karşılıksız bırakmadı. Her yıl 13 Temmuz’da emekli olan Tekel çalışanları için bir yemek tertip ediliyordu.
Birincioğlu, “Değerli müşterimiz Emin Kaptan’ı bu yemeğe şeref misafiri olarak davet ediyoruz” dedi.
Bakanın bir de müjdesi vardı. Jübileye kadar içkiler Tekel’dendi.
Bu haberi Hürriyet’ten alan Emin Kaptan, kadehini Tekel Bakanı Birincioğlu şerefine kaldırdı.
21 NİSAN 1970
Paylaş