Paylaş
Ortaokul birinci sınıf talebesiyim…
Yanılmıyorsam bir çarşamba günü öğleden sonraki ilk dersteyim...
Biyoloji hocamız sözlüye kaldırdı…
Oldum olası sözlü sınavları da sevmem…
Çok heyecanlanırım…
İyi de hazırlanmamışım.
İlk soruyu yarım yamalak cevapladım…
Sınıfın kapısı çaldı…
Çok güzel bir kadın olan hocamız kapıyı açtı…
Ben soluk alma fırsatı buldum.
Gözüm kapıya kaydı…
Bir baktım gelen;
Benim mavi gözlü devim…
Vecdi Dayım…
Heyecanım bir kat daha arttı...
Ne konuştuklarını duyamadım. Kapı kapandı.
Hocamız bir minik soru daha sordu…
Ben eh işte bir cevap verdim.
----“Hemen çantanı hazırla kapıda dayın seni bekliyor. Dişçiye gitmen gerekiyormuş… Notun; Dokuz ” dedi.
En fazla alacağım not; Bence altıydı.
***
Çıktım dışarıya…
Dayım; “Vın turizm fırla!” dedi…
Ankara Atatürk Lisesi’nin uzun koridorlarını birlikte depar atarak geçtik…
Merak içindeyim…
Bir baktım kapıda iki adet Karayolları resmi arabası…
İçinde 9 tane koca adam…
Beni bekliyorlar…
Meğer maça gidiyormuşuz…
Türkiye- Polonya milli maçına…
Karayolları’ndan arkadaşları ile maça kaçmışlar…
12 yaşında bir çocuğu dersten çıkartıp almak için yolu değiştirmişler…
Dayım benim…
***
Fenerbahçe Ankara’ya senede iki veya üç kez gelir…
Cikletten çıkan fotoğraflarla, radyodan dinlediğin maçı, hayalinde birleştirir;
Kendi televizyonunu kendin yaparsın…
Hasretle Sarı Kanaryaları canlı görmeyi beklersin…
Ben; Fenerbahçe’nin Ankara’ya geleceği hafta, pazartesi gününden heyecanlanmaya başlarım…
-------Dayım beni maça götürecek mi?
Sorusu bir hafta boyunca çıkmaz aklımdan…
Mümkün değil soramam…
Çok ayıptır…
***
O yıl, Fenerbahçe’nin ilk Ankara seyahati; Şekerspor maçı için olacaktı…
10 yaşındayım. Evimiz Anıttepe’de…
Dayım ise Bahçelievler’de oturuyor…
Maç sabahı yine uyku tutmadı…
Erkenden kalktım. Ankara’yı sel götürüyor…
Fırtına yağmur…
Öyle kapalı tribüne falan da gidemezdik…
En büyük lüksümüz Maraton da maç izlemek…
Annem ve anneannem; Bu havada maça gidilemeyeceği için mutlular…
***
Zaten dayım; “Gideceğiz” bile dememiş…
Hiç konuşulmamış…
Ben kendi kendime heyecan yapıyorum…
Havayı görünce umudumu tamamen yitirdim…
O anda kapının zili çaldı…
Kapıyı annem açtı…
Ben arkasındayım…
Gelen benim Mavi Gözlü Devim…
Vecdi dayım…
Annemlerin şaşkın ve muhalif bakışları altında;
-----“Şeker miyiz eriyeceğiz? Haydi, giyin” dedi…
Uçtum…
***
Futbolcular sahanın içindeki bir tünelden çıkarlardı sahaya…
Saatlerce heyecan içinde beklenir…
2,5 luk diye tabir edilen top toplayıcı çocuklar, çaktırmadan bakar tünele…
Biz de onlara…
Bir hareketlenme olunca:
Bütün stat, “çıkıyorlar” demeye başlar…
Tünel açılır…
Sarı Lacivert Çubuklular…
Göğüsleri dik, başları yukarıda, depar atarak tek sıra halinde koşmaya başlarlar…
En önde kaptanları, arkasında kalecimiz…
En arkada, en popüler oyuncumuz…
Gözümde bu an; aylarca bitmeyen bir film şeridi gibi kalırdı...
***
Dayımı kaybedeli 23 yıl oldu…
Gerçi her soframda yanımda…
Saraçoğlu’nda Samanyolu çaldığında;
Kaşkolumu her defasında ona sallıyorum…
Gol olduğunda ilk ona sarılıyorum…
***
• Toz bulutu dinince…
• Tapeler, konuşmalar ayağa düşünce…
• İktidarın ve eski ortağının kulüpleri ele geçirmek için neler yaptığı daha iyi anlaşılınca:
Bir kez daha takımımla gurur duydum…
***
Sağol Dayım!
Bana aşıladığın bu sevda için sağol…
• Ben sadece bir futbol takımı tutmamışım…
• Bir ilkenin, bir duruşun, Cumhuriyetin yanında olmuşum…
• “Biat etmeyen” bir anlayışın parçası olmuşum…
• Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’ya silah kaçıran felsefenin neferi olmuşum…
***
Dayıcığım;
Takıma gelince; Durumlar yine eskisi gibi…
Hiçbir maçı rahat kazanamıyoruz…
90 dakika; “Oh demek” bize hasret…
Bir de başımıza senin hiç rastlamadığın tuhaf bir olay geldi…
İktidar partisi, kuyumuzu kazdı.
Cemaat, ele geçirmek istedi.
Senin CHP’ in de, sessiz kaldı.
Başkanımız ve yöneticilerimiz tutuklandı…
Şampiyonluklar yitirdik…
Ceza aldık… Avrupa’ya gidemedik.
Çok para kaybettik
Tek başımıza kaldık. Kimseye boyun eğmedik.
Boyun eğmeyi bırak, sessiz kalıp, işimizi görelim bile demedik…
Oysaki aramızda AKP’liler, Cemaat mensupları ve CHP’liler vardı…
Biliyor musun bunların hepsi Saracoğlu’na geldiklerinde kimliklerini evde bıraktı…
Orada sadece Fenerbahçeli oldular…
***
Bu pazar günü hep birlikte Anıtkabir’e gideceğiz…
Bizim eski mahallemiz; Sarı Lacivert olacak!
Hatta şaşıracaksın aramızda tüm takımlardan taraftarlar olacak!
Sadece Fenerbahçe için yürümeyeceğiz…
Ülke için, Adalet için yürüyeceğiz!
Adalete Fener yakmak için yürüyeceğiz!
Bu Oyunda Yokuz demek için;
Atamızın huzurunda olacağız…
Biliyorum sen de orada olacaksın!
İnan ki şimdiye kadar gördüğün en büyük kalabalık olacak!
***
Dayıcığım var ya;
Şampiyonluklar kaybettik ama
1000 yıl sürecek bir onur kazandık…
Fenerbahçeli olduğumdan dolayı hiç bu kadar gurur duymamıştım!
Sağol dayı!
Bu sevdayı bana emanet ettiğin için sağ ol!
Paylaş