Sevgili İlhan Uçkan Milliyet gazetesinde benimle ilgili bir yazı yazmış. Yazısında şöyle diyor İlhan Uçkan; ‘Hesap edince tutmaz işte cümlelerin kıvamı bir türlü, illa ki sevileyim deyince hiç tutmaz.’
Ben cümlelerin kıvamının tutmamasına hiç takılmadım da, ‘illaki sevileyim’ hesabı yaptığım kısmına takıldım....
***
İlhan Hanım, hiç sevileyim diye bir hesap yapmıyorum bu yazıları (ya da kompozisyonları) yazarken. Sadece canımın istediği gibi yazıyorum. İstersem sesimin tonundan dolayı özür diliyorum, istersem psikoterapilerimle ilgili yazıyorum, istersem de bir filmle ilgili. Ha, bunları yazarken, ruhumdaki ‘sevilme ihtiyacı gediğim’ ortaya çıkıyordur onu bilemem.
Varsa bu gediğim (ki size göre var) ortaya çıksın ne fark eder ki? Üstelik hepimiz sevilmek istemez miyiz, ne var bunda? Eğer ‘ben istemiyorum sevilmeyi’ diyorsanız, emin olun benden daha fazla istiyorsunuz...
Hem ‘Erkekleri Kullanma Kılavuzu’nu yazarken, ‘popüler bir kitap yazıp, mümkün olduğunca daha çok kadına ulaşıp, kendinizi sevdirmek’ değil miydi amacınız?
***
Sıkıldım yahu devamlı birilerine hesap vermekten. Çocukken ders çalışmıyorsun diye annene hesap ver, ödevini yapmadın öğretmenine hesap ver, sınavdan kötü not aldın babana hesap ver, tutar dediğin program tutmadı patrona hesap ver, yırtık kot giydin dizlerin gözüktü, giydiğini beğenmeyenlere hesap ver, Simge’ye ‘senden pop idol olmaz’ de Akrep Nalan’la Osman Yağmurdereli’ye hesap ver, şimdi yazı yazıyorsun (diyelim ki sevilmek istiyorsun) bir de onun hesabını ver. Ne zaman bitecek bu hesap verme, bekliyorum merakla!
TİKAD’a benim annem
üye olabilir mi?
TİKAD kuruluş aşamasında olan Türkiye İş Kadınları Derneği’nin kısaltılmışı. Bildiğiniz gibi, bu derneğin kurucuları arasında Hülya Avşar da var. Niye var? Ben düşündüm, düşündüm, bulamadım. Türkiye’nin en başarılı ve popüler kadınlarından biri olan Hülya Avşar bir iş kadını mı? Parasını, riske ederek, sermaye olarak ortaya koymuş ve fabrika mı kurmuş? Kurduğu bir işyerinde yanında sigortalı olarak çalışan en az 50 işçi mi var?
Bildiğim kadarıyla hayır. Tabii ki Hülya Avşar sayesinde, para kazanan yüzlerce insan var. Ama Hülya Avşar işveren değil ki, emekçi. Ona işverenler, oyunculuk ya da şarkı söylemeyi teklif ederler, o da isterse kabul eder, istemezse etmez. Yani işveren tarafında değil, bildiğimiz çalışan tarafında. Mesela, bu derneğe Hülya Avşar üye olacağına göre, benim annem de üye olabilir mi? O da öğretmendi, şimdi evde temizlik ve yemek yaparak çalışıyor! Pınar Budak (Aşka Yürek Gerek Anlasana adlı şarkıyı söyleyen kız), bizim Firdevs, tekstil atölyesinde çalışan overlokçu, ya da bizim şirkette prodüktör olarak çalışan bayan arkadaşların bu derneğe üye olması mümkün mü?
Cevaptan çok eminim, mümkün değil. Bu yukarıda saydığım kişilerden bir tanesi TİKAD’a bırakın üye olmayı, üye olmak için başvuruda dahi bulunamaz. O zaman niye Hülya Avşar TİKAD’da kurucu üye?
Yoksa TİKAD da mı, Hülya Avşar’ın popülaritesinden faydalanıp, adını kullanarak gündeme gelmek istiyor? Bu derneğin faaliyetleri ne olacak? Yoksa derneğin amaçlarından bir tanesi de, magazin sayfalarında, üyelerinin daha fazla boy göstermesini sağlamak mı?
Kadınlar belgelerine sahip çıkıyor
İstanbul’un Fener semtinde Kadın Eserleri Kütüphanesi’nin bulunduğunu biliyor muydunuz? 14 Nisan 1990’da, ‘kadınların geçmişini iyi tanımak, toplanan bilgileri bugünün araştırmacılarına sunmak, ve bugünün yazılı belgelerini korumak’ amacıyla kurulan kütüphane, Türkiye’nin konusu kadın olan tek kütüphane ve arşivi.
***
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tahsis ettiği, Fener’deki tarihi binada çalışmalarını sürdüren kütüphanenin elektrik, su ve bir kısım personel giderleri, yine Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılanıyor.
Kütüphanede, kadınlar tarafından ya da kadınlar hakkında yazılan 9.500’ü aşkın kitap, 232’yi aşkın süreli yayın ve onbinlerce kupür, makale ve belgeden oluşan kolleksiyonlar bulunmakta. Osmanlı Dönemi’nde çıkmış bütün kadın dergilerinin orjinalleri ya da fotokopileri ile, Türkiye’nin ilk kadın belediye başkanı Müfide İlhan ve ilk kadın avukatı Süreyya Ağaoğlu’nun kişisel arşivleri de kütüphanede bulunmakta.
Kütüphane düzenli bir ödeneği olmadığı için, sürekli yayınları toplamak, yeni çıkan kadın konulu yayınları arşivine katmak ve personel giderlerini ödemekte zorlanıyor. Bu sebeple de, ‘Kadınlar Belgelerine Sahip Çıkıyor’ adı altında bir kampanya başladı.
Kampanyanın amacı, Türkiye’nin bu ilk ve tek kadın kütüphanesini yaşatabilmek.
***
Eğer siz de bu kütüphaneye destek olmak istiyorsanız, Türkiye Vakıflar Bankası Etiler şubesi 2009197 No’lu hesaba bağış yapabilir, ya da gönüllü olarak kütüphanede çalışıp, emeğinizle kütüphaneye destek verebilirsiniz.
Daha fazla bilgi için, 0212.5349550 veya 0212.5237408 numaralı telefonlardan, kütüphane koordinatörü, Hülya İskender Hayatseven’le bağlantıya geçebilirsiniz.
Benim de çok sevdiğim, Kerime Nadir’in, Muazzez Tahsin Berkant’ın, Cahit Uçuk’un romanlarını ilk baskılarından okumak, o romanların kapaklarına bir kez olsun dokunmak için değmez mi? Bence değer....
BUGÜN NEYAPMAYALIM
İçimiz sıkılıyor diye, gereksiz yere alışveriş yapmayalım.
NASIL‘BÜYÜDÜM
Ben büyürken gençler bileklerine isimlerinin yazdığı bir gümüş künye takardı.