Pervin Ersoy: Her şeyin başı atmamak

Atmazsan Temizlemezsin

Kurucusu olduğu Rotahane projesi ile Türkiye’de 66 şehri dolaşarak ülkemizin turizm değerleri ve destinasyonlarına dair farkındalık yaratan, proje kapsamında 81 ile doğru koşan Pervin Ersoy yine iddialı ve bir o kadar önemli bir sosyal sorumluluk projesi için Türkiye’yi yeniden dolaşmaya hazırlanıyor.

Projenin detaylarını dinlediğim ATMA Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ersoy ile Çırağan Palace Kempinski Otel’de buluştuk.
Uzun zamandır sokak temizliği bilincinin eksikliğine dair gözlemler yaptığını söyleyen Pervin Ersoy “Sokakları evimiz gibi görmüyoruz. Temiz tutma çabamız yok. Mevcut çevre kirliliği için mücadeleler anlamlı. Ama bundan öncesinde de bir adım var. O da atmamak. Atmayı engellemek. Atmazsanız temizlemek zorunda da kalmazsınız. Atmamak demek atılmışı temizlemek için gereken iş gücü, malzeme, yakıt ve zamandan da tasarruf demek. Bu yüzden projenin ismi çok net bir şekilde ATMA oldu” dedi.

BEYAZ BAYRAKLI SOKAKLAR

Projenin farklı şehirlerdeki etaplarından bahseden Ersoy, şunları söyledi:
“İstanbul’da 3 pilot belediye belirledik. Şişli, Üsküdar ve Fatih belediyeleri billboard’lar ve dijital ekranlarla, belediye çalışanlarıyla bize destek olacak. Bu destekçilerimiz için onlara ATMA logolu montlar dahi tasarladık. Sinan Akçıl’ın eseri olan Hande Yener ile seslendirdiği orjinal Atma şarkısına yeniden çevre odaklı sözler yazıldı. Bu şarkı ve reklam çalışmalarıyla bu bilinci ülke çapında yaygınlaştıracağız. Keza bu kapsamda çevre kirliliği cezalarının artırılması hususunda bir farkındalık yaratmak istiyoruz. Hem gençler hem de eski jenerasyonlar da bence bu konuda duyarsız. Yani çevre kirliliği sadece eski bir bakış açısı değil yeni neslin de sorunu. Bu kapsamda gönüllü ‘Atmacalar’ yaratma amacındayız. Bu kişilerin birbirini uyardığı bir bilinç oluşturmaya çalışacağız. Belediyelerle olan işbirliğimizi başlattık. Ardından pilot şehir olarak Gaziantep’le devam edeceğiz. Türkiye genelinde üniversiteleri de ziyaret ederek paneller düzenleyeceğiz. Nasıl temiz plajlarımıza mavi bayrak veriliyorsa, temiz sokaklarımıza da beyaz bayrak kazandıracağız. Hedefimiz pırıl pırıl bir Türkiye görmek. Hep sokaklar üzerinden konuşuyor olsak da denizler, parklar ve ormanlar gibi insanın iz bıraktığı her yeri projemiz kapsıyor. Eğer çevresine duyarlı bir insan değilseniz bu yüzyıla kesinlikle ait değilsiniz. Çağdaşlık sadece kılık kıyafetle değil, doğaya duyarlılıkla oluyor. Bireylerin çevreye çöp atmayı kendine yakıştıramayacak olgunluğa erişmesi, yarattığı kirliliğin biyolojik sonuçlarının farkına varması ve artık elindeki çöpü yere atmaması bu projedeki temel amacımız.”

Yerli Tüketimde Örnek

Çırağan Kempsinki Palace Otel’deyken, markanın Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Neslihan Şen’den renovasyon geçiren otelin çevre duyarlılığına dair güzel haberler aldım.
Osmanlı sanatı uzmanı Serdar Gülgün danışmanlığında yenilen otel, sürdürülebilirlik başlığını özellikle oda içlerinde önemle ele almış.

Banyo malzemelerinin hepsi plastiklerden arındırılmış. Yeni özel koleksiyon kozmetikler dönüştürülebilir alüminyum tüplerde üretilmiş.
Keza sürdürülebilirlik felsefesinin bir diğer bileşeni olan yerel üreticiden satın alma bilincini renovasyon sürecinde de yaşatmışlar.
Yenilenen tüm perdeler, koltuk kumaşları, yastıklar, halılar ve objeler yerel üreticilerden satın alınarak global taşımacılığın ve yurtdışından tüketimin yarattığı çevre kirliliğinin önüne geçilmiş.