Paylaş
Alplerde tren turu
İtalya’dan İsviçre’ye giden tarihi Bernina Express treni, dünya jet-set’inin yapılacaklar listesinde yer alan turlar arasında.
Özelikle yaz gelmeden bahar ayında çıkmanızı tavsiye edeceğim tur için mayıs en ideal ay. Çünkü yazın sıcaklığı henüz etki etmediği için İtalya’nın yeşil göllerinden İsviçre’nin hâlâ karlarla kaplı Alp sıra dağlarının manzarasına bu tren turunda şahit olup iki mevsimi bir arada yaşayabiliyorsunuz.
Tavanı camlarla kaplı tren turunda 196 köprü ve 55 tünelden geçip Tirano şehrinden Avrupa zenginlerinin favori destinasyonu St. Moritz’e varıyorsunuz.
St. Moritz her ne kadar bir kış destinasyonu olsa da aşırı kalabalıktan dolayı birçok ünlü gözlerden uzak olmak için şehri baharda tercih ediyor.
Şehirde önereceğim otel, göl manzaralı Badrutt’s Palace. Restoran ise tavanları muhteşem yağlı boya resimlerle dolu olan Segantini.
Günübirlik de katılabileceğiniz, 3 saat süren tren turu için İstanbul’dan Milano’ya uçabilir ve araba kiralayıp 2.5 saatlik mesafedeki Tirano şehrine giderek bu deneyimi yaşayabilirsiniz.
Tabii ki biletleri erken almak şartıyla. Önerim ise trenin en son vagonuna binmeniz. Böylece yol boyunca kıvrılan trenin manzarasını en arkadan çok daha etkileyici bir şekilde fotoğraflayabilirsiniz.
Zamanda yolculuk
Bahar aylarının bir diğer favori destinasyonu romantizm şehri Budapeşte. Şehre son ziyaretimde Özyer Group’a ait Matild Palace isimli tarihi bir binadan dönüştürülmüş otelde kaldım. Otel için başarılı bir renovasyon örneği olmuş diyebilirim.
Matild Palace’ın merkezi konumu, yüksek tavanları, penthouse odaları ve Elizabeth Köprüsü manzaralı teras barı çok etkileyici.
İçinde ise Oscar’ın 30 yıllık şefi, gerçek bir Türk dostu olan Wolfgang Puck’ın açtığı Spago restoranını görmek sevindirdi.
Restoran, şehrin en trend ve ünlülerin akın ettiği mekânı haline gelmiş.
Budapeşte’de ziyaret ettiğim bir diğer mekân ise şehrin açık bulunan en eski restoranı unvanlı mekânı olan Szazeves Etterem oldu. 1905 yılında kurulan restoran son derece nostaljik tasarlanmıştı.
Duvarlarındaki yağlı boya resimler, eski şamdanlar ve canlı klasik müzik orkestrası yerel yemeklerle beraber sizi zamanda yolculuğa çıkaracak nitelikte.
Festival zamanı
Kuşkusuz mayıs ayının favori şehri Cannes. Bu yıl 14-25 Mayıs arası gerçekleşecek 77. Cannes Film Festivali’ne ev sahipliği yapacak şehirde her yer şimdiden dolu.
Martinez ve Majestik gibi ikonik otellerde yer olmadığı için önerim, benim de festival zamanı konaklayacağım Chateau de Theoule Hotel veya Hotel Le Suquet adreslerini hızlıca denemeniz.
Öğle yemeği için La Croisette bulvarındaki Miramar Plage ve La Mandala, akşam yemekleri için ise tüm eğlencesiyle La Petite Maison veya Da Laura tavsiyem.
Keza ünlü işletmeci Jean-Paul Battaglia’nın mekânı L’Affable ve Michelin yıldızlı şef Alain Ducasse’a ait Mantel ünlü isimlere denk gelebileceğiniz diğer iddialı restoranlar arasında.
Festival sonunda ise 23-26 Mayıs arasındaki Formula 1 yarışları için bilet alıp Monte Carlo’ya geçmenizi öneririm.
Şehirde bu dönem jet-set isimleri göreceğiniz mekân ise kalmanızı tavsiye edeceğim Fairmont Otel’in terasındaki Nikki Beach Club. Tabii şimdiden rezervasyon yaptırırsanız.
Paylaş