Doğuştan Şanslı - Bir Nişantaşı Gıybeti

Kimi insan evladı doğuştan şanslı oluyor abi!

Haberin Devamı

Misal anneannesinin annesi Nişantaşı’nda mahalle arasındaki bahçesinde keçileriyle, tavuklarıyla yaşarken; şehir gelişiyor ve o bahçenin yerinde şimdi kocaman bir apartman, altında da bir dünya markası mağaza. Oh, ranta bak!

 

Dedi.

 

*

- Sonra oturuyorsun bir kafeye, sabahtan akşama kadar gelenle geçenle lak lak yapıyorsun. Ay başında kiraları topluyorsun. Hayalimdeki hayat budur! 

- E, sıkılmayacak mısın oğlum? Karpuz gibi yayıp, bir şey üretmeyecek misin mesela? dedim. 

- Üretmeyeceğim aga, dedi. Üretmek istersem de, fikrimi kendi istediğim fiyata satacağım! Ay sonunu nasıl getiririm diye düşünmeden, özgür kafayla üreteceğim. Emeğime de hak ettiği etiketi koyacağım! 

*

Haberin Devamı

Nişantaşı’nda bir kafede oturuyorduk ve anneannemizin annesinin bir evi yoktu çevrede. Boş konuşuyorduk. 

Yan masaya iki kız oturdu. Kafa dağıldı. 

*

 - Şu botlar var ya, kim icat etti arkadaş bunları, dedi. 

İsim vermeyeyim de, şu düz taban, kahverengi, Dede Korkut botlarından bahsediyordu. Gerçekten insanda seks ihtiyacını kısıtlıyordu, bu açıdan eczanede satılması bile söz konusu olabilirdi. 

- Peki yüksek belli kot olayına ne diyorsun? dedim. 

- 80’lerde bela ettiler başımıza bu modayı, öğrencilik hayatımızı zehir ettiler. Şimdi döndü dolaştı yine bizi buldu. Bir ömürde iki defa yüksek belli kız kotuna maruz kalmak adil mi abi? dedi. 

*

Sipariş vermek istedim. Garson arkadaş kibarca, istediğim salatanın yanında içmek için Margarita ya da Tequila Sunrise isteyip istemediğimi sordu. Öğlendi. Teşekkür ettim. 

- Pazarlama tekniğine bak baba, dedi. Öğlen vakti tekila sıkıştırıyorlar araya. Global oyunlar bunlar. Uluslararası firmalar eğitiyor bu arkadaşları. Bak votka satmaya çalışmıyor mesela, tekilalı kokteyl kaktırmaya çalışıyor. Satış trikleri. Uyuma! 

- İşi yok da tekila lobisinin sana iki kokteyl satmaya ihtiyacı var, dedim. 

- Öyle deme oğlum, bu taktik şu saat diliminde olan bütün şıkıdım kafelerde uygulanıyor. Yüzle, binle, on binle çarp!

*

Haberin Devamı

Baba bir Bentley yanaştı. İçinden fit bir amcayla, tay gibi bir yengemiz indi. Valeler arabayı almak için koşuştururken birbirlerine girdiler. Amca sokaktaki herkesi tek tek süzdü. Güneş gözlüğünü taktı. Bir mağazaya doğru ilerledi, yenge peşinden seğirtti. 

- Normal para kazanmakla alınmaz abi bu arabalar falan, dedi. 

- Arkadaş ne pis adamsın, nereden biliyorsun adam ne iş yapıyor? Sen de çalış, sen de al, dedim. 

- Çalışıyorum ya oğlum! Araba iki buçuk milyon lira. Ayda beş yüz lira biriktirsem, beş bin ay yapar. Aşağı yukarı yüz yıl para biriktirmek lazım! 

Bu konuda haklıydı. Sanırım zaten bu şekilde bankalar kredi de vermezlerdi. 

- O zaman büyük oynayacaksın hacı, dedim. Ne bileyim enerji sektörüne falan gireceksin. Senin yaptığın bu işlerle olmaz bunlar. 

Omuz silkti.

*

Haberin Devamı

Yanımızdan bir çok insan geçiyordu. Gözleri onlara takıldı. Özenle giyinmiş, jilet gibi erkekler; defilede gibi ‘catwalk’ yürüyen bakımlı kadınlar, bir de saç ektirmiş, çim adam gibi dolaşan Arap turistler. 

- Bu tiplerin çoğu burada oturmuyor biliyorsun değil mi? dedi. Buranın görgülü insanı gece olunca, kısık ışıklarını açar, evlerinde huzurla oturur. Gece belli yerlerde barlar coşuyor. Gerisi acayip sakindir buranın. 

- Bilirim, dedim. Sen de bizi iyice apaçi belledin! 

- Konuşuyoruz oğlum işte, bozulma! Kurtarılmış bölge burası. Herkes buraya rolünü oynamaya geliyor. Çok gülüyorum ben bu tantanaya, dedi. 

- Ben seviyorum vallaha, dedim. Herkesin biraz gülümsediği, medeni bir şekilde yaşadığı bir yer. Rahat hissediyorum burada. 

Haberin Devamı

- Çok değil, yirmi dakika mesafede aynı rahatlığı hissedersen ağzını burnunu bükerler birader, dedi. Yapay bir vaha oğlum burası!

 

*

Hesabı istedim. 

*

 

Bir salata, bir çay, bir su. Tam elli yedi lira geldi. 

- Al sana Nişantaşı! dedi. Yavan ot yedin, altmış lira hesap ödedin. Bahçesiyle alırdın marulu bu paraya! 

- Abicim adamlar kira ödüyorlar, kalifiye elemanlar çalıştırıyorlar, marka değeri var, falan... 

- Hah! İşte lafıma geldin! Kirada yerin olacak abicim burada. Diyorum sana!

 

*

Kalktım. 

Herkes bana göz ucuyla bakıyordu. 

Kendi kendime konuşmayı bırakmalıydım sanırım. Bayağı da hararetli bir solo muhabbetteydim galiba! 

*

- Kız doğacaktım abi ben! Vallaha öttürürdüm ortalığı, dedi. 

Haberin Devamı

- Sus lan, dedim. Yeter kahvehane muhabbetin, rezil oluyoruz millete! 

Metroya doğru sessizce yürüdüm. Arap çim adamlar ne çok alışveriş yapıyorlardı...

*

Not: Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @anlatanadam

Yazarın Tüm Yazıları