Tartışmalı gol, 35.dakikada atıldı. O andan itibaren basın tribünündeki herkes telefonlara sarılıp, televizyondan izleyenlere "Ofsayt mı, değil mi?" sorusunu sordu.. Çünkü yardımcı hakem Nihat Mızrak, top ağlara gittiğinde "ortaya" doğru koşarken, Kuddusi Müftüoğlu "iptal" kararı verdi.. İptalin gerekçesi pozisyonu "ofsayt" zannetmesiydi.
O an Güiza, Alex ve Deivid başta olmak üzere Fenerbahçeliler yardımcı hakemi gösterdiler Müftüoğlu’na.. O da çok kısa bir "telsiz konuşma" sonrası golü verdi.. İstanbul’dan gelen haberler ise "pozisyonda ofsayt olmadığı" ama "elle atılmış olabileceği" şeklindeydi..
Ne demek elle atılmış olabilir? En az 7-8 kez seyredenler bile tam olarak anlayamamıştı pozisyonu.. Eline mi çarpmıştı Önder’in, yoksa elle kasıtlı oynayarak mı atmıştı.. Televizyondan bile anlaşılamayacak bir pozisyonu hakemlerin görmemesi bir özür olarak kabul edilebilirdi.. Ama bütün her şeyi ortaya çıkaracak bir "an" vardı Konya’da.. Golün santrasından hemen önce savunmadaki yerini alan Önder bir anda Volkan’a doğru döndü.. Büyük ihtimalle Volkan, Önder’e golü nasıl attığını soruyordu.. Önder sağ kolunu gösterdi. O an içimden "keşke" dedim.. Keşke..
Konya’da Anelka’nın el-faul karışık attığı gole kadar Fenerbahçe 2-0 yenikti, ama maçı 4-2 kazandı.. Galaatasaray’ı iki kez yendi Fenerbahçe.. Hem de ligin bitimine çok az kala 4-0 gibi bir skorla sahadan sildi.. Anelka o maçta 35 pas sonrası unutulmaz bir gol atmıştı.. Ama sezon sonunda şampiyon Galatasaray’dı..
Söylesen ne olurdu...
Bu sezonun sonu nasıl biter bilmem.. Dün o tartışmalı gol olmasa Fenerbahçe yine kazanacak güce sahipti.. Oyuncular rahattı, rakip oldukça zayıftı.. Önder; eğer Volkan’a gösterdiği gibi "golde topun eline temas ettiğini" hakeme söylese bugün Türkiye’de "günün adamı" olurdu.. Yıllar boyu unutulmazdı..
İkinci yarı Konyaspor hırslıydı.. Ama bu hırs kasti hareketlere yansıdı.. Serhat’ın Uğur’a yaptığı hareket "kesinlikle" kırmızı karttı.. Hakemin gözü önündeydi ve karşılığı sarı kart oldu..
Aragones’in iki çabuk oyuncu Emre ve Uğur’u çıkarması ilginç bir karardı.. Uğur o ana kadar çok başarılıydı. Rakip sürekli faullerle onu durdurmaya çalıştı. Deivid’den daha çok katkı yaptı. Ama golü Deivid attı, Uğur kaçırdı.. Emre ise hücumda çok etkisiz kaldı.. Ve ona ne görev verilirse verilsin hücumda bu kadar "silik" kaldığı sürece Emre’nin sürekliliği de tartışılacaktır..
Aragones’ten çok bahsetmek istemiyorum.. Eğer şampiyonluğa oynayan bir takım 6 haftadır gol atamayan bir rakip karşısında; üstelik 2-0 öndeyken bu kadar zorlanıyorsa bir sorun var demektir.. Bütün "pas" yapan, "adam geçen","çabuk" oynayan adamlarınızı çıkarıp, "dan dun" oynayarak Konya’yı yenersiniz.. Yenersiniz de Kiev’de gol pozisyonuna bile giremezsiniz..