F.Bahçe Türkiye’de büyük, Avrupa’da küçük bir kulüp.. Ve Avrupa’da büyümeye çalışıyor.. Sıkıntıları, sorunları var. Ama F.Bahçe doğru yolda. Yeter ki Galatasaray’ın 5 yıl önce sahip olduğu inancı yakalasın.. Ve sımsıkı sarılıp hiç bırakmasın..
ÖNCE Milan, ardından PSV maçları.. Dikkat ettiniz mi, bütün Türk medyası ve Türk halkının ortak görüşü, F.Bahçe’nin başarısızlığı oldu.. Ama asıl çarpıcı unsur Türk futbolunun, özellikle de ligin kalitesinin yetersizliğiydi.. Bu ligin yenilgisiz liderinin grubunda son sırayı alması asıl altının çizilmesi gereken gerçekti..
Fenerbahçe neden elendi? İki yıldır neden tur atlayamıyor? Neden Avrupa’da hep hüsran yaşıyor gibi, arabesk yaklaşımların yerine biraz daha iyimser gözle bakılabilir.. İsteyen istediği yerden bakabilir tabii..
Yüz milyonlarca dolar bütçeye sahip Rooney, Van Nistelrooy, Giggs, Ferdinand, Scholes gibi yıldızlara sahip Manchester United grubunda sonuncu oldu..
Çok değil 1 yıl önce Avrupa şampiyonu olan Yunanistan’ın iki ünlü takımı Panathianikos ve Olympiakos gruplarında sonuncu oldular..
2004 yılının Şampiyonlar Ligi şampiyonu Porto grubunda sonuncu oldu.. 2004 yılının finalisti Monaco ön eleme turunda elendi gitti..
F.Bahçe ise iki yıldır üst üste mücadele ettiği ligde ilk üç hafta oldukça iyi gitmesine karşın grubunda son sırayı aldı.. Puanı sıfır değildi.. 15 takımdan daha fazla gol attı, iki takımla gol sayısı eşitti.. Bunlardan biri yıldızlar topluluğu Chelsea’ydi.. Sadece 4 gol atan PSV gruptan çıktı.. İlk 3 maçında 7 gol atan F.Bahçe sonuncu oldu..
Olumsuz sesler etkiliyor
Şimdi sorunun nereden kaynaklandığına gelelim.. Temel hastalık ırkımızla ilgili.. Bakış açımız hep anlık.. Son PSV maçında F.Bahçe’ye eleştiri getiren herkes -ki buna ben de dahilim- ilk PSV maçı sonrası, bu takımın Avrupa’nın en iyi ekiplerinden biri olduğunu yazmadık mı?
Açın gazete manşetlerine bakın.. Galatasaray’ın, Trabzonspor’un Avrupa’daki başarısızlıkları sırasında ayakta kalan tek Türk takımı olarak Fenerbahçe alkışlanmadı mı?
87 dakikalık iyi oyun sonrası Milano’da kaçan puana herkes üzülmedi mi? Ama şimdi ortak görüş bu takımın Avrupa’da hep hüsrana uğradığı şeklinde..
Çünkü Fenerbahçe inanarak başlamıyor bir kere.. İnanarak başlayanlar olsa bile medyadan gelen bir iki olumsuz ses hemen etkiliyor camiayı.. ‘Bu takımdan bir şey olmaz’ sesleri yükseliyor..
Sonuna kadar direnmek
Hatırlayın Galatasaray’ı.. UEFA şampiyonu olan kadroyu.. Terim’le ilk yıl.. Kendi evinde Fenerbahçe’ye 4-0 yeniliyor.. Camia karışıyor.. Devam..
PSG’ye 4-0 yenilip Avrupa’ya veda ediliyor.. Devam..
Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk yıl sadece 1 galibiyet alınıyor.. Devam..
İkinci yıl galibiyet sayısı bu kez 2.. Devam..
Üçüncü yılın en kritik maçında kendi evinde Chelsea’ye 5-0 kaybediyor Galatasaray.. 6 oyuncu kadro dışı bırakılıyor.. Cem Uzan başkanlığa soyunduğunu açıklıyor.. Ama yola devam..
Önce Hertha Berlin duvarı yıkılıyor, ardından Milan engeli aşılıyor.. Ve kupa geliyor..
Tüm bu aşamalarda Galatasaray iki şeyi hiç bırakmıyor.. Aldığı sonuçlar ne olursa olsun medyaya kulak asmıyor sarı-kırmızılı kulüp.. Sonuna kadar Terim’in arkasında.. Terim de sonuna kadar mücadelesini bırakmıyor..
İkinci bırakılmayan Türkiye Ligi.. Galatasaray 4 yıl üst üste Türkiye’de şampiyon olup asıl başarıyı gerçekleştiriyor.. Asıl başarı diyorum, çünkü UEFA şampiyonluğuna giden yol oradan geçiyor.. Her sezon Türkiye’nin en güçlü takımı unvanıyla eziyor rakiplerini sarı-kırmızılılar.. Moral olarak sahaya 1-0 önde çıkıyorlar..
Kadro zaafiyeti
Dönelim F.Bahçe’ye.. Yönetim, teknik kadro, futbolcular ve taraftarlar.. Bu bütünlük sağlanırsa, doğru adımlar atılırsa kulüp başarıya gider..
Önce kulüp başarılı mı? Başarılı.. Son iki yılın şampiyonu.. Geçen yıl Lyon’daki Lyon maçında Servet kırmızı kart görüyor, uzatmalarda iki gol yeniyor ve maç gidiyor.. Fenerbahçe 9 puanla üçüncü..
Bu sezon Fenerbahçe 4 puanla grup ikincisi olarak çıktığı maçta Schalke karşısında 1-0 öne geçiyor. Nobre boş kaleye bir gol kaçırıyor. Mutlak bir golü Anelka’ya pas vermediği için harcıyor.. İkinci yarı oyun tam dönerken Volkan inanılmaz bir hata yapıyor.. Maç 3-3 bitiyor.. O maça kadar Fenerbahçe Eurosport’un yaptığı sıralamada Avrupa’nın en iyi 6 takımı arasına giriyor..
O günden sonra ortaya ikinci sorun, kadro zafiyeti ortaya çıkıyor..
Bir gazete manşet atmış.. ‘Artmedia 6 yabancıyla UEFA’da yoluna devam ediyor, Fenerbahçe hala yabancı istiyor’ diye..
Ortak hedef
Arkadaşlar, hedefiniz Artmedia olmaksa sonuna kadar haklısınız.. Hedefiniz Barça, Real, Juve, Chelsea, Arsenal, Milan olmaksa, bu ülkeye Şampiyonlar Ligi kupasını getirme yarışına katılmaksa, lütfedip uefa.com’a girin bir de bu takımların yabancı sayılarına göz atın..
Türkiye’de ortak hedef şu.. Fenerbahçe büyümesin.. Avrupa’da yapılanları bir adım daha ileri götürmesin.. Bunun için önü açılmasın..
Kulüpçülük olarak ezeli rakiplerin bunu düşünmesi doğru olabilir.. Sokaktaki taraftar da, ‘Bizim paramız yok. Olsaydı biz de yabancı serbest bırakılsın derdik’ diyor..
Ama Galatasaray küçülüyor, Tromso’ye eleniyor..
Trabzonspor küçülüyor, Anorthosis’e eleniyor..
Beşiktaş küçülüyor daha ligin 6 haftasında yarıştan kopuyor..
Daum da hatalı
Yabancı serbest olsaydı, Fenerbahçe bu gruptan kesin çıkar mıydı? Ya da tek sorun bu mu, asla..
Daum hatalar yaptı.. Tuncay’ı sürekli istemediği bir bölgede oynattı.. Yetersiz Ümit’i ısrarla solbekte tuttu.. Oyuncu değişikliklerinde zamanlama hataları vardı.. Ama alınan galibiyetlerde, örneğin 3 gün içinde önce PSV’nin ardından Beşiktaş’ın mağlup edilmesinde hiç mi rolü yoktu, herhalde vardı..
Daum’un hatası yeteri kadar cesur olamaması.. Bavulum elimde zaten diye düşünüp büyük düşünmemesi.. 18-19 yaşında iki oyuncu kazanmaya gitmeyişi.. Ne kadar haklı da olsa kaybettiği her maçtan sonra ‘Yabancı kısıtlaması yüzünden yenildik’ mazeretinin arkasına sığınışı..
Daum’un yanı sıra yönetimin de bazı kusurları var.. Nasıl artıları varsa.. Anelka ne yaparsa gökyüzünde dolaşıyor.. Adam nasıl yaşıyor, takip eden var mı? Çünkü sahada yürüyor.. Onun hakkında Futbol AŞ adlı kitapta yazılanları okusun yöneticiler.. Futboldan çok aklının kendi markalarını yaratmak, kendine oynamak olduğunu, takımı değil, her zaman kendini önemsediğini görecekler.. Kitapta onun için yazılan en çarpıcı cümle şu.. ‘... çünkü Nicolas hep, Önce ben sonra ben, diye düşünür..’
İnanırlarsa olur
Sorunları, hataları yazdık.. Ama, Fenerbahçe doğru yolda.. Evet Fenerbahçe doğru yolda, çünkü bu yazdığımız sıkıntılar geçen hafta teknik direktörünü kovan Real’in de başında.. İnter’in de.. Manchester’ın da.. Daha önce Barça yaşadı, Milan yaşadı, Juve yaşadı..
Fenerbahçe Türkiye’de büyük, Avrupa’da küçük bir kulüp.. Ve Avrupa’da büyümeye çalışıyor.. Bunlar onun sıkıntıları.. Eğer Türkiye’deki mücadelesinde başarılarını sürdürürse gerisi mutlaka gelecek..
Belki Daum’suz..
Belki Anelka’sız..
Belki Alex’siz..
Belki 100. yılında, belki de 105’te..
Ama aynı hatalar yapılmazsa bir gün bu mücadelenin sonucu alınır..
Yeter ki G.Saray’ın 5 yıl önce sahip olduğu inancı yakalasın Fenerbahçe.. Ve sımsıkı sarılıp hiç bırakmasın..
Tebrikler başkan
Geçen hafta Özhan Bey’i eleştirdim.. Galatasaray’ın önünü açmalı, dedim.. Bu hafta Kulüpler Birliği Başkanı oldu Özhan Bey..
Galatasaray’daki konumu bir yana, sporcu kişiliği, beyefendiliği, insanlığı, centilmenliğiyle o koltuğa yakıştı.. Dilerim hem kendisi hem Türk futbolu hem de kendi kulübü için hayırlı olur..