Shevchenko’yu, Ballack’ı transfer eden, Lampard’ı, Drogba’yı, Joe Cole’u, Terry’yi kadrosunda bulunduran ünlü Chelsea’yı mağlup etmenin hiç de zor bir iş olmadığını bir kez daha gördüm..
ÇARŞAMBA gecesi Fenerbahçe-D.Kiev maçından sonra eve gittim. Televizyonu açtım. Kanallarda gezinirken TV8’de İngiltere Premier Ligi’nin bir maçı gözüme çarptı. Middlesborough kendi evinde Chelsea’yi konuk ediyordu. Skora baktım, şaşırıp kaldım..
Genç Southgate’in menajerliğini yaptığı Middlesborough dünyanın en pahalı takımı Chelsea karşısında maçı 2-1 kazanmak üzereydi. Maç bu skorla biterken Shevchenko’yu, Ballack’ı transfer eden, Lampard’ı, Drogba’yı, Joe Cole’u, Terry’yi kadrosunda bulunduran Londra takımını mağlup etmenin hiç de zor bir iş olmadığını bir kez daha gördüm..
Temel unsurlar
Futbolda rakip kim olursa olsun kazanmak için bazı temel unsurlar var.. Savunmanızı çok ama çok sağlam kuracaksınız..
Basit hataları çok sık yapan, yer tutma ve pozisyon alma konusunda bilgisi zayıf futbolcuları, gençmiş - yaşlıymış, yerliymiş - yabancıymış ayrımı yapmadan kadrodan uzak tutacaksınız.. Her iki kanatta yer alan oyuncularınız çabuk olacak.. Maç boyu 70-80 kez depar atabilecek kondisyona sahip olacak..
Önliberoda yer verdiğiniz futbolcularınızın mücadele gücü takımın mücadele gücünün temelini oluşturacak..
Takımdaki her futbolcu, ama her futbolcu şut çekmeyi bilecek.. 50-60 metreden gelen topu herkes tek hamlede kontrol edecek, taç atışları doğrudan rakibe atılmayacak, aut atışları her defasında rakibe atak yapsın diye hediye edilmeyecek..
Hızlı hücum...
Atağa çabuk kalkıp, rakibi mümkün olduğu kadar az adamla yakalamaya çalışacaksınız.. Rakip çabuk atağa kalktığında mümkün olduğu kadar çabuk geriye dönecek veya taktik faullerle atağı tehlike bölgesinin uzağında bitireceksiniz..
Bunları yaparsanız ya da yapacak futbolcuları kadronuzda bulundurursanız dünya futbolunda söz sahibi ülkelerle mücadele gücünüz artar.. Chelsea’yi, Milan’ı, Barcelona’yı yenme şansı bulur, bunun keyfini çıkarabilirsiniz. Aksi halde Dinamo Kev’e, Trömso’ye, Anorthosis’e elenip her geçen yıl geriye gidersiniz..
* * *
Fenerbahçe-Dinamo Kiev maçında taraftarın en çok isyan ettiği konulardan biriydi oyuncuların yeterince mücadele etmemesi. Ama bunda teknik direktörün de büyük payı vardı. Siz sahaya çıkması gereken futbolcuları sürmezseniz, ya da oynaması gereken yerde oynatmazsanız futbolcuların çabası da boşa gider..
Daum büyük eleştiriler alıyordu ama Fenerbahçe çok zorlu bir Şampiyonlar Ligi grubunda 9 puan toplayıp üçüncü olmuştu. Ertesi yıl ilk iki maç sonucu grup lideriyken, Nobre’nin, Volkan’ın, Luciano’nun bireysel hataları sonucu tur gitti.
Teknik direktörler hata yapmayacak, futbolcular hata yapmayacak, yöneticiler hata yapmayacak.. O zaman biz de finaller oynar, kupalar alırız.. Yoksa hüsran en büyük akradaşımız olmaya devam eder..
Dörte dört olmalı
UEFA Kupası’nda gruplar öncesi oynanacak son eleme maçlarındaki rakiplerimiz belli oldu. Fenerbahçe, Danimarka Ligi’nin zayıf takımlarından Randers’le eşleşti. İş ilk maçta biter, F.Bahçe kendine gereken skoru alır.. Gerçi Randers Litvanya ve İzlanda takımlarını elemiş ama Fenerbahçe UEFA Kupası’nı almaktan falan söz ederken böylesi rakiplerden gol yemeyi bile düşünmemeli..
Beşiktaş çok güçlü bir kadro kurdu. Ricardinho’nun oynadığı takımın CSKA Sofya’yı rahat geçmesi gerek. Eminim Sofya’daki maça birçok futbolsever Brezilyalı yıldızı görmek için gelecektir. Siyah-beyazlı takımın da bu sezon en az çeyrek finali hedeflemesi gerek.
Trabzonspor’un işi zor.. Ama imkansız değil.. Osasuna sert bir takım. Çok hızlı oynuyorlar.. İspanyol futbolunun karakteristik özelliği olarak kontratağa iyi çıkıyorlar. Trabzonspor orta alandaki boşluğunu kapatıp Marcelinho-Yattara ikilisinden iyi verim alırsa tura ortak olur.
Kayserispor’un rakibi AZ Alkmaar son yıllarda büyük çıkış gösterdi. Milli Takım’a çok sayıda oyuncu veriyor. Dünya Kupası kadrosunda 5 oyuncuları vardı. Kayserispor ise tam bir takım.. Eğer savunmada basit hatalar yapmazsak zor görünmesine karşın AZ’yi de saf dışı bırakabiliriz.
Sami Yen büyük silahtı
GALATASARAYLI arkadaşım turdan ümitsiz. Ancak Liverpool, PSV ve Bordeaux Galatasaray’ın eleyebileceği takımlar. Sarı-kırmızılı takım UEFA şampiyonu olurken, Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynarken büyük bir silahı vardı. Ali Sami Yen stadı.. Rakipler Ali Sami Yen’e korkarak geliyordu.
Özellikle modern bir stat olmayışı, loş ışıkları değişik bir atmosfer yaratıyordu. Bunu bana Dünya Kupası’nda yabancı bir gazeteci üstüne basa basa söyledi. O günden sonra Ali Sami Yen’e her gittiğimde aklıma aynı şey geliyor. Stadın fiziki şartlarının dezavantajı Galatasaray’ın avantajı oluyordu.. UEFA’nın kararıyla Şampiyonlar Ligi maçları Olimpiyat Stadı’nda oynanacak.. Sarı-kırmızılılar belki 80 bin seyirci toplayacaklar ama Ali Sami Yen’deki o baskıyı rakiplerine hissettirmek için zorlanacaklar.. Dilerim yanılan ben olurum..
O gol fauldü
TRABZONSPOR Kıbrıs Rum takımı Apoel’i eleyerek hepimizi mutlu etti. Kötü oynamasına karşın son dakikalarda Ömer Rıza’nın attığı golle de bu sezonun ilk resmi galibiyetini almış oldu.
Ancak golde bir şey dikkatimi çekti. Ben hakem olsam o golü vermezdim. Çünkü Ömer Rıza eliyle topa doğru bir hamle yaparak kaleciyi şaşırtıyor ve zamanlama hatasına yol açıyor.
Ceza alanında penaltı kazanmak için kendi yere atmakla, havaya yükselen bir topa elle müdahaleye çalışmak arasında bir fark yok bence.. İkisinde de hakemi ve rakibi aldatmak amacı var..