ÇIPLAK gözle ilk kez izliyorum bu sezon Beşiktaş’ı.. Kanat bindirmeleri, orta saha presi, savunmadaki dikkatli oyunları ve takım olarak yardımlaşmalarıyla alkış alıyor taraftarından siyah-beyazlı ekip.. Ama bir şey eksik.. O da gol..
Gol atmak bazen çok zorlaşır.. Kale küçülür, kaleci büyür.. İnanılmaz yerlerden inanılmaz pozisyonlar harcarsınız.. Bobo’nun 27. dakikada boş kale yerine auta gönderdiği top gibi..
Gol gelmedikçe seyirci sabırsızlaşır.. Tezahürat artar, ama biraz sinir, biraz gerilim vardır içinde.. Artık gol gelmelidir.. Usta bir ayaktan, usta bir vuruş beklenmektedir.. Delgado’nun nefis frikiğinde olduğu gibi.. Bir genç oyuncu izliyorum İnönü’de.. Sağ kanadı mükemmel kullanıyor.. İki, hatta üç oyuncu onu tutamıyor. Her ortası tehlikeli.. Bazısı yerden sert, bazısı havadan kavisli, bazısı bel seviyesinde.. Hepsi pozisyon oluşturuyor.. Oyuncunun adı Burak.. Savunma özelliği çok düşük olan bazı yıldızları gördükten sonra, özellikle de yabancı orijinli isimlerin futbolunu izledikten sonra Burak’ın kaç milyon Euro edeceğini düşünmeye başladım.. Arda, Can, Burak ve diğerleri.. Teşekkürler çocuklar.. Böyle devam çocuklar..
***
Beşiktaş ikinci yarıya Fenerbahçe’nin Kiev’de başladığı gibi bir başlangıç yapıyor. Henüz 15. saniyede Runje’nin büyük hatasından Veysel-Faruk ikilisinin yararlanamaması taraftarı rahatlatıyor..
Ardından bir futbol emektarı çıkıyor sahneye.. İbrahim Üzülmez bu emektarın adı.. En ufak hatasında ıslıklanan, 90 dakika koşan, gerçek profesyonellerin kategorisinde bir oyuncu İbrahim.. Ama Delgado’dan beklenen bir bilek hareketliyle geçiyor orta sahayı.. Alex ustalığı ile bırakıyor topu Bobo’nun önüne.. Brezilyalı da ikinci golü bulup Tigana’yı rahatlatıyor..
2-0’dan sonra bir başka maç izlemeye başlıyoruz.. Güzel görüntüler var tribünlerde.. Taa ki 74. dakikaya kadar.. Kapalının ortası, "Şarabı da içeriz, esrary da çekeriz" diye başlıyor bağırmaya.. Bütün stat eşlik ediyor.. Hadi küfür yasak.. Bu küfürden daha tehlikeli değil mi? Stada ailesiyle gelen onlarca çocuk, "Baba esrar ne demek" diye sormuyor mudur? Beşiktaş yönetimi acilen tribün liderleriyle konuşup bu slogana terk etmelerini sağlamalı.. O kadar yaratıcı ve sesi kuvvetli tribüne böylesine yanlış mesajlar hiç yakışmıyor..
***
Derken skor 2-1 oluyor.. Türk futbolunun en büyük zaaflarından biri olan kornerlerden gol yeme hastalığı Beşiktaş’a da bulaşıyor.. Runje robot gibi çakılı kalıyor.. Gaziantep umutlanıyor.. Ama Beşiktaş kalesini iyi savunup ilk üç puanını alıyor.. Alıyor, ama Nobre’yi kaybediyor.. Appiah’ın başına gelenlerden sonra dördüncü hakemin uyarısıyla Brezilyalı da kırmızı kart görüyor..
Bir söz de Gaziantep seyircisine.. Yönetim takımın başına Walter Zenga gibi bir ünlüyü getirmiş.. Çok iyi de takım kurmuş.. Maç dünyanın öbür ucunda değil, onbinlerce Antepli’nin yaşadığı, kebap salonlarıyla, baklavacı dükkanlarıyla dünyanın parasını kazanıyorlar.. Ama kendilerine ayrılan tribünlerde toplam 10, bilemediniz 15 kişi var.. Söyleyin Allah’ın aşkına bu takıma yönetimler, başkanlar daha ne yapsın?