Şu biçim bir soru... Önce düşünceleriniz bozulup sonra mı depresyona giriyorsunuz? Yoksa önce duygularınız genetik, fizyolojik nedenlerle bozulup sonra mı düşüncelerinizle başedemez hale geliyorsunuz?
Bu iki soru depresyon tedavisinde iki farklı ana damarı ortaya çıkarmıştır. Biri önce duyguları etkileyip sonra düşünceleri değiştirmeye çalışan ilaçlı tedavi, diğeri önce düşünceleri sonra duyguları onarmaya çalışan ilaçsız tedavi...
Kişisel olarak tercihim hep ikinci damardan yanadır. Düşüncelerin gücüne, düşüncelerle duygu durumunun düzeltileceğine inanırım.
Amerikalı psikiyatrist Dr. David Burns de yaptığı klinik deneylerle bilişsel terapinin işe yaradığını 1980’li yıllarda kanıtlamıştır. Klinik sonuçlarını da "Feeling Good" (Kendini İyi Hissetmek) kitabında açıklamıştır. Geç de olsa bu kitap Dr. Alp Karaosmanoğlu tarafından kısa süre önce Türkçe’ye çevrildi. Çok da iyi bir çeviri...
10 DÜŞÜNSEL ÇARPITMA
Dr. Burns’ün kitabının başında çok güzel bir depresyon testi var. Kendinize uygulamanız için bu testi bugün olduğu gibi veriyorum. Kendini iyi hissetmek, mutlu hissetmek... Hayata pozitif gözle bakıp yaşamdan tat almak çok güzel bir şey. Ama önce depresyon seviyemize bir bakmamız lazım.
Testi yanıtlarken geçen hafta içinde bugünü de dahil ederek her belirtiyi ne kadar yaşadığınızı ilgili kutuya çarpı koyarak belitiniz. Sonra 25 madde için aldığınız puanları toplayınız. Burns’e göre eğer puanınız 10’un üzerinde ise depresyonun üstesinden gelmek için düşüncelerinizin farkına varmanız, bunu tek başına yapamıyorsanız mutlaka bir profesyonele gitmeniz gerekir. İntihar eğiliminde olanların ise hemen bir ruh sağlığı uzmanına başvurması gerekiyor.
Peki düşüncelerinizi nasıl eğiteceksiniz? Burns onu da söylemiş. Burns’e göre depresyonun temelini teşkil eden on düşünsel çarpıtma şunlar:
"Hep ya da hiç düşüncesi, aşırı genelleme, zihinsel filtreleme, olumluyu geçersiz kılma, sonuçlara atlama, büyütme ve küçültme, duygusal kararlar, -meli -malı cümleleri, etiketleme ve kişiselleştirme."
Bu çarpıtmaların nasıl üstesinden geleceğiniz konusu ise biraz uzun bir konu. Onu da size bırakıyorum.
Hafta sonu alın Burns’un kitabını güzel güzel çalışın, kötü düşüncelerden kurtulun. Beni dinlemeyecekseniz kafayı yemeye devam...
BURNS DEPRESYON ÖLÇEĞİ
0-Hiç
1-Biraz
2-Orta derecede
3-Çok fazla
4-Aşırı derecedeDüşünceler ve Duygular1. Üzüntülü ya da neşesizim.
2. Mutsuz ya da umutsuz hissediyorum.
3. Ağlama nöbetleri var ve ağlamaklıyım.
4. Cesaretsiz hissediyorum.
5. Çaresiz hissediyorum.
6. Özgüvenim düşük.
7. Değersiz ve yetersiz hissediyorum.
8. Suçluluk ya da utanç duyuyorum.
9. Kendimi eleştiriyor ya da suçluyorum.
10. Karar vermede güçlük çekiyorum.
Aktiviteler ve Kişisel İlişkiler11. Aile, arkadaşlar ve iş arkadaşlarına yönelik ilgi kaybım var.
12. Yalnızlık çekiyorum.
13. Aile ya da arkadaşlarla daha az zaman geçiriyorum.
14. Motivasyon eksikliği duyuyorum.
15. İşte ve diğer aktivitelerde ilgi kaybım var.
16. Yaşamdan zevk almıyorum, tatmin olamıyorum.
17. İş ve diğer aktivitelerden kaçınıyorum.
Fiziksel Belirtiler18. Yorgun hissediyorum.
19. Uykuya güç dalıyorum ya da çok fazla uyuyorum.
20. Azalmış ya da artmış iştahım var.
21. Cinsel istek kaybım var.
22. Sağlığım hakkında endişeleniyorum.
İntihar İsteği23. İntihar düşüncem var.
24. Hayatımı sona erdirmek istiyorum.
25. Kendime zarar verme planım var.
Tarz yaratmak kolay değil Atıf Yılmaz’la son olarak altı ay önce Jeanne d’Arc’ın Öteki Ölümü’nü izledikten sonra Oyun Atölyesi’nin fuayesinde Haluk Bilginer, Ezel Akay, Güven Kıraç’ın da olduğu bir masada laflamıştık. Yine nazikti, yine beyefendiydi, yine konuşurken saygı uyandırıyordu. Eleştirilere nezaketle yanıt veriyordu. O geceden sonra da bir daha yüzyüze karşılaşmadım. Ölümünü duyunca çok üzüldüm.
Bir itiraf, Atıf Yılmaz’ı nerede görsem duyduğum saygıdan ya ceketimin düğmelerini ilikleme ya da düğmesiz bir şey giyiyorsam giydiğim şeyin iki ucunu çekiştirip önümde kavuşturma gereksinimi duyardım...
Kolay değil bir sanatı icra ederken tarz, ekol, okul yaratmak. Atıf Yılmaz sinema yapıtlarıyla "ekol" yaratmıştı. Her türlü saygıyı hak ediyordu. Sağlığında önünde eğilmek kısmet olmadı. Zaten istemezdi de. Şimdi anısı ve bıraktığı yapıtlar önünde saygıyla eğiliyorum. Onu yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak görevimiz. Kendi adıma elimden geleni yapacağım. Nur içinde yatsın.
CUMA TAKINTISI
İzmir’e giden Deniz Restoran’dan başka yeri yazmıyor. Sanki koca İzmir’de başka yer yok. Geçtiğimiz hafta Güzelbahçe’de Floryalı Et Lokantası’nda Galasaray-Beşiktaş maçını izledim. Etleri her zamanki gibi mükemmeldi. Pirzola, beyti, şiş... Alıp hemen masanın yanındaki mangalda "cos" diye kızartıyorsun. Sonra koca koca içi kaşar dolu mantarları da "cos"latıyorsun. Domatesler, biberler... İzmir’e gidince mutlaka balık yiyeceğim diye kendinizi sıkboğaz etmeyin anlayacağınız. Et lokantaları da bir alternatif. İyi et mangal yapacağınız yerlerden biri de Floryalı. Bir de büyük ekran televizyon aldılar mı mangal yaparken maç izlemenin keyfine doyum olmaz.
CUMA İTİRAFI
ğğğğ:); Cinsiyet: Erkek; Yaş: 25; İl: İstanbul
Yeni nesle bir türlü aklım ermiyor. Yeğenimin tarih dersi notlarından seçmeler: "Mısırlılar da İpek Yolu mipek yolu ticaretten iyi para kırmışlar." "Selo savaşı kazanmış." (Selahattin Eyyubi’den bahsediyor.)
Yorum: Tahminen Alparslan’a Apo, Beyazıt’a da kısaca Beyaz diyorlardır. Talim Terbiye Kurulu’nun ders kitaplarına onay vermeden önce gençler arasında bir araştırma yapmasında fayda var. Kısaltmalar sayfa tasarrufuna yol açabilir.
CUMA LAKIRDISIYeteneklerini kullan, ağaçların üzerlerinde eğer çok iyi şakıyan kuşlar dışında başka kuşlar da şakımasa çok sessiz olurlardı.
(Henry Van Dyke)