COLA-Turka yeni film yapmalı eski film aşındı’ dedik, kısa süre içinde ‘Hoydonk’lu ve Gazanfer Özcan’lı Cola-Turka filmini karşımızda bulduk.
Yeni filmde Cola-Turka’nın ‘Türkleştirme gücüyle’ Türk Milli Takımının gözde siyahi oyuncularından biri olan Hoydonk, Gazanfer Özcan sayesinde yüz ünlü Türk bıyığından birini yüzüne yakıştırmaya çalışıyor.
Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim, ikinci filmin öyküsü ilk filmlerin öyküsüne göre çok zayıf (Serdar Erener reklam yasaklısı olduğu için sorun yaşanıyor galiba!). Irak savaşı da bitti, ortada esen bir milliyetçilik rüzgarı da yok, bu filmdeki hangi unsur gaza getirecek pozitif milliyetçileri acaba? Sadece mizah? Reklama yedirilmiş A, B, C şeklindeki izleyici etkileşimi? Bunların hiçbiriyle Cola-Turka’nın beslenmesi ve pazar payını koruması mümkün değil. Cola-Turka daha baştan yaptığı kolaycı konumlandırmanın cezasını çekiyor, çekecek de..
Cola-Turka Hoydonk’lu reklamla birlikte bir de promosyon kampanyasına başladı. Promosyon malzemeleri arasındaki futbol malzemeleri ağırlığı dikkat çekici. Yoksa Cola-Turka’da her şeyin farkında ve eninde sonunda o da futbola ‘ceee’ mi diyecek..
Yeni reklamda anlamadığım iki nokta var. Kısa süre önce yayına giren Cola-Turka Light reklamında ‘For Men For Women’ denilerek erkeklerin de rahatlıkla light Cola-Turka içebileceğine vurgu yapılmıyor muydu? Niye bu filmde ‘light’ ürünle bıyıksızlık eşleştirilerek başka çağrışımlar yapılıyor ?
Daha da vahimi nerede görülmüş normal ve diyet ürünlerin reklamının birlikte yapıldığı. Madem bu filmde Cola-Turka ve Cola-Turka Light birleştirilecekti niye daha önce iki ayrı ürüne iki ayrı reklam yapıldı? Ya Cola-Turka ne yaptığını bilmiyor ya da bizim bilmediğimiz bazı pazarlama kuralları keşfetti, onları uyguluyor. Bize göre Diyet ve normal ürünü aynı kategoride gibi gösterip imajlarını iç içe sokmak resmen öldürücü pazarlama hatası. Siz ne düşünüyorsunuz? (Reklam Ajansı: Alameti Farika Rating: * *).
AKP için demokrasi hálá araç..
YENİ YÖK yasası ile ilgi tartışmalar aklıma 1978’de Ankara Bahçelievler’de 7 TIP’li genci, evlerinde basıp, kiminin beynine kurşun sıkarak, kimini iple boğarak öldüren ülkücü ekibin üyesi Haluk Kırcı’nın yazdığı (ya da onun için yazılan) ‘Bırak beni Eşkıya bellesinler..’ isimli şiiri getirdi. Bu şiirde Kırcı normal bir insan olduğunu ama ‘Eline tabanca tutuşturulduğunda’, ‘bir ‘dava’ uğruna katliam yaptığını anlatır.
Beyinler yıkanınca, ‘tek yönlü düşünmeye şartlandırılınca ’kimin hangi dava için neler yapabileğini’ kestirmek zor. Şu andaki AKP beyin takımının çoğunluğu fırsat bulsalardı birer ‘İmam’ olmaya adaydılar. Yüz bulamadılar ‘muhafazakar demokrat’ oldular. Ya bulsalardı? Ya da hálá bulsalar sizce demokrasiden yana tavır koyarlar mı? Koymayacakları çok açık. AKP yönetimi demokrasiyi hala bir araç olarak algılıyor. Buna inanmak istemiyorum ama öyle. Kanıt için bakınız yeni YÖK yasasındaki İmam Hatip’le ilgili madde.. Bilmem anlatabiliyor muyum?