Paylaş
Sizin için gül destesi küçük bir seçki topladım. Yeni dili çözmek istiyorsanız, bu anahtar kavram ve kavramcılar antolojisini mutlaka el altında bulundurun.
Buyurun örnek konuşma parçalarına...
“PKK silah bırakmaz, niye bıraksın? Kürt silah bırakmaz. Türk devleti silahsızlansın...”
Bu özlü tahrikin sahibi mesela, barışı her şeyden çok arzulayan Duran Kalkan, bir PKK yöneticisi.
* * *
Bir başkası: “En büyük suç örgütü devlettir. Devlet dolandırıcıdır. Devlet aslında terör örgütüdür. Polisin yetkilerini artırmak katliama davetiye çıkarmaktır... Biz AK Parti teröristlerini bütün Türkiye’den temizleyeceğiz...”
PKK’nın bir insani yardım cemiyeti olduğunu siz bilmiyor muydunuz yoksa? Bizi bu hususta aydınlatan da insan haklarının güçlü sesi, özgür iradenin vücut bulmuş hali, ülkeye barış ve demokrasi getirmek için seçime parti olarak giren HDP’nin Eşbaşkanı Sayın Selahattin Demirtaş.
* * *
“Molotofu ve maskeyi suç sayan iç güvenlik paketi, çözüm sürecini tehlikeye atar, güven ortamını havaya uçurur, barışın ruhuna aykırı... 2009 yılında İstanbul’da belediye otobüsüne binmekten başka günahı olmayan Serap Eser kızımızı yakarak öldürdüler. İşte o molotofkokteylini otobüse MİT’çiler attı...”
Bunu diyen, bir kişi olamazdı elbette. ‘Zaman’ımızın en mühim özgürlük savunucularından İdris Naim Şahin, terör ve şiddetin baş düşmanı Selahattin Demirtaş ve varlığını güvenlik hizmetlerine adamış Kandil’in müstesna sakini Cemil Bayık’ın ortaklaştığı bir söylem.
* * *
1991 yılında İstanbul’da bir mağaza molotofla tutuşturuldu, alevler arasında kalan 11 masum vatandaşımız feci şekilde can verdi. Alışverişe çıkmak dışında hiçbir suçu olmayan 14 kişi de ağır yaralandı...
Son 6 yılda molotofla 5 bin 458 suç işlendi.
Bu eylemler; 3’ü polis, 4’ü sivil 7 insanımızın hayatına mal oldu.
406’sı polis, 1’i asker ve 127’si sivil olmak üzere 534 kişi molotof saldırılarında yaralandı.
8 ambulans, 163 belediye otobüsü, 1936 polis aracı, 2 askeri araç, 507 özel ve kamuya ait araçtan oluşan toplam 2 bin 616 araç molotofla yakıldı.
290 okul, 44 sağlık birimi, 5 ibadethane, 161 siyasi parti binası ve 234 emniyet binası dahil, toplam 2 bin 931 bina aynı kokteylle ateşe verildi.
“İşte bunların hepsini yüzüne maske takan MİT’çiler yaptı, karanlık devlet güçleri yaptı ama masum PKK’nın üstüne attılar, günahsız KCK yapmış gibi gösterdiler. Şimdi bu devlet terörüne, canilik, zorbalık ve vandalizmine meşruiyet kazandırmak istiyorlar. Yakmak başta olmak üzere muhalifleri vurarak, kırarak, dökerek, öldürerek, taşla ezerek ya da dağa kaldırıp ortadan kaybederek susturmak için yasa çıkarıyorlar. Adına da iç güvenlik paketi diyorlar...”
Tek tek fertlerin düşünemeyeceği kadar kollektif bir eser. Müşterek bir çalışmanın, bir ortaklaşmanın ürünü. Kredisi, Meclis’te sergilenen şanlı direnişin tüm bileşenlerine aittir.
* * *
“Gücümüz yettiğince, nefesimiz yettiğince bu yasanın çıkmaması için elimizdeki bütün gücü kullanacağız, bütün muhalefet milletvekilleriyle ortak hareket edeceğiz, Meclis’i aylarca kilitleyeceğiz...”
Silahsız mücadele insanı Selahattin Demirtaş’ın ilan ettiği bu direniş lafta kalmadı nitekim, hayata da geçti.
“Hiçbir vekilimize şiddet amaçlı bir kılıç mesafesinden fazla yaklaşmayın, pişman olursunuz” buyuran Sırrı Süreyya Önder de barış ve çözüm dili antolojisine sondan girmeyi başardı.
Bir provokasyon uğruna ya Rab, ne destanlar paketleniyor.
Paylaş