Kürtleri PKK’yla eşitleyen kim mi?

İŞ ‘her Kürt PKK’lı mıdır değil midir’e kadar geldi ya, bravo bunu başaranlara.
‘Değildir, uzak yakın alakası yoktur, ne münasebet Kürtleri PKK’yla özdeşleştirmek, ateşle oynamayın, terör örgütünün tezgâhına gelmeyin’ diyenler bir tarafta.
PKK’ya gösterilen her tepkiyi Kürtlere tepkiymiş gibi gösteren çok hassas PKK muhipleriyle...Her Kürt’ü PKK’nın sempatizanı, destekçisi, militanı, fahri üyesi gibi mimlemeye çalışan şaşkın PKK düşmanları diğer tarafta.
Ne beklersiniz? HDP’nin bilatereddüt birinci gruptakiler arasında yer almasını değil mi?
Fakat o da ne, HDP ikincilerin başını çekiyor. Hem de taammüden, hem de muntazaman, hem de sözlerini seçe seçe, hem de göstere göstere...

*

Birinci grubun en önlerinde AK Parti, CHP, MHP var.
Kurulduğu günden beri mütemadiyen PKK’nın Kürtleri temsil etmediğini söylüyor AK Parti.
CHP, PKK’yı hiçbir zaman Kürtlerin temsilcisi olarak kabul etmedi, etmiyor. Terör kalleşliğinden bütün Kürtleri sorumlu tutan provokasyonlara açıkça tavır koyuyor, bu konuda samimi bir dayanışma içinde.
Türk milliyetçiliğinin siyasi bayraktarı MHP derseniz, Bahçeli’nin son açıklaması ortada. Sokak olaylarına mesafeli duruşunu koruyor, tahrik ve kışkırtmalara gelmemeleri için ülkücüleri uyarıyor. Taşkınlıklardan; ayrıştırıcı, ötekileştirici, dışlayıcı söz ve eylemlerden men ediyor tabanını. “Kürt kardeşlerimizi PKK’yla bir ve aynı tutmak cinayettir” diyor. “Herkes Türkiye’dir” gibi güçlü mesajlar veriyor.

*

Birinci grupta toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan yaygın ve kitlesel sivil toplum örgütleri de göze çarpıyor. En büyükleri en başta...
MÜSİAD’dan TÜSİAD’a, Türk-İş’ten HAK-İş’e, TOBB’dan Türkiye Barolar Birliği’ne 14 köklü STK, teröre karşı dev bir yürüyüş tertip ediyor mesela. Bugün 16.30’da Ankara Sıhhiye Meydanı’nda toplanacaklar. Oradan da 1. Meclis’e yürüyecekler.
Ortak çağrı metnini TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu okumuş, ‘Bayrağınızı alın gelin’ demişti.
Düzenleme kurulunda 14 STK var ama herkes davetli.
Amaç teröre tepki göstermek ve Kürt-Türk kardeşliğine sahip çıkmak.
Bugünkü yürüyüşün arkasında yatan iki temel saikten biri, PKK’nın terör saldırılarını tüm Kürtlere mal eden şovenliklerden de rahatsızlık yani. PKK’ya karşı olduğu kadar, Kürtleri hedef alan taşkınlıklara karşı da bir duruş sergilenecek.
Dolduruşçulara ‘PKK düşmanlığıyla Kürt düşmanlığını birbirine karıştırma, orada dur’ denmiş olacak...
‘PKK’dan nefret et ama bin yıldır iç içe yaşadığın Kürt kardeşinden ne alıp veremediğin var birader’ ihtarı çekilecek...
‘Kardeş kavgası tuzağına düşüyorsun, kendine gel, PKK’nın istediği de bu’ diye toplum teyakkuza geçirilecek, dikkatli ve uyanık olmaya sevk edilecek...
Bu kardeşliğin sembolü olduğu için sadece bayrak taşınacak. Bunun için sadece ‘Teröre hayır, kardeşliğe evet’ sloganları atılacak...

*

HDP’nin iki sayın eşbaşkanı bu dizilişin hangi tarafında dersiniz?
İlginç bir şekilde, PKK’ya yönelik her tepkiyi Kürtlere tepki gibi sunan tarafta hizalanıyorlar.
Demirtaş, bayraklı yürüyüşü “Bayrağını al gel teröre karşı yürüyelim dersen bu bir çarpıtmadır. Kürtler nerede bayrağa saldırmış ki, sen ‘Bayrağını al gel Kürtleri protesto edelim’ diyorsun”a hamlediyor. “Irkçılığı, faşizmi Kürtlere karşı körükleyebilecek tehlikeli bir çağrıdır” mahiyetine çeviriyor.
Figen Yüksekdağ, hadiseyi ‘bir ulusun başka bir ulusa karşı ortak bayrağı kullanamayacağı’ biçimine tercüme etmekle meşgul.
PKK’ya karşı sallanmıyor muydu fakat o bayrak, Kürtler niçin üstüne alınsın?
Sonra bu alınganlık, Kürtleri PKK’ya kalkan yapmaktan başka neye yarar?
PKK’nın hesabını Kürtlerden sormaya kalkışanlarla Kürtler adına terör yaptığını söyleyen PKK, nasıl aynı şeye hizmet ediyorsa...
Asıl tahrik, asıl kışkırtma, Kürtlere asıl kötülük, kanlarına dokunacak asıl fenalık da onları PKK’yla böyle bir görmek ve göstermek değil midir?