Tabi konu bu kadar basit değil... Öncelikle “hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme, sigara vb. zararlı alışkanlıklar terk edilecek, ardından bitkisel ilaçlar kullanılacak” diyor, Sertab Erener. Diğer taraftan birçok uzman da; bitkisel de olsa, yeni olan telomer tedavisine mesafeli yaklaşıyorlar... Ki sonradan Prof. Dr. Canan Karatay da katıldı tartışmaya “Telomer hapıyla ömür uzatmak hikâye” diyerek...
Belli ki bu konu daha çok tartışılacak... İnsanların ‘faydalı ömrünü’ uzatmayı amaçlayan Telomer tedavisi bana, vergi mevzuatındaki ‘faydalı ömür’ kavramını hatırlattı.
Malum, işletmeler de kârlı ve uzun ömürlü olmak için faaliyet gösteriyorlar... Hedeflerine ulaşmak için faaliyet gösterirlerken çeşitli varlıklara-demirbaşlara ihtiyaç duyup yatırım yapıyorlar. Ofis ortamı için; bilgisayar, masa-sandalye gibi, üretim için makine teçhizat gibi... Ayrıca ihtiyaçlarına göre bina, kamyonet, otomotiv gibi varlıklar da edinebiliyorlar. Ve bu varlıkları edinmek için ödedikleri bedeller de; vergiden düşülebiliyor, gider yazılabiliyor. Gider yazarken dikkate alınan kriter ise; varlıkların ‘faydalı ömürleri’... (Vergi Usul Kanunu –VUK- Md. 315)
Faydalı ömür süresi, varlığın türüne göre değişmekte... Örneğin; cep telefonu ve bilgisayar yazılımları için 3 yıl, bilgisayarlar için 4 yıl, masa – sandalye, otomobil için 5 yıl ve en uzun ömürlü varlık olan bina içinse 50 yıl. (VUK G. Tebliği, Sıra No: 333 ve değişiklik yapan diğer tebliğler.) Varlıkların değerleri, tebliğde geçen faydalı ömür süresi boyunca (değer, yıla bölünerek) gider yazılabiliyor. (Örneğin; bilgisayar almak için ödenen bedel, 4 yıllık –teorik- faydalı ömür boyunca her yıl yüzde 25 oranında amortisman gideri yazılabiliyor.)
Dolayısıyla işletmelerde -telomer tedavisinin aksine- faydalı ömrün uzun olması değil, kısa olması avantajlı. Çünkü varlıkların faydalı ömrü mevzuatta ne kadar kısa belirlenmişse her yıla düşen amortisman gideri yazma imkanı o kadar artıyor, dolayısıyla ödenecek vergiden düşülebilecek miktar da beraberinde artıyor. (Normal amortisman oranının iki katı tutarında ve oranı yüzde 50’yi geçmeyecek şekilde ‘Azalan Bakiyeler Usulüyle Amortisman da’ ayrılabilir. VUK Mük. Md. 315)
BEYİN AMORTİSMANI GİDER YAZABİLMELİ
Ticari faaliyet gösteren şahıs-şirketlerden başka; serbest meslek faaliyeti gösteren kişiler de vergi mükellefi... Doktor, avukat, mali müşavir, mimar gibi şahsen faaliyet gösteren bu kişilerde de, kazanç-vergi hesabı yapılıyor. Ancak faaliyetlerini gerçekleştirirlerken önemli bir yıpranma payını, ‘bedensel yıpranmalarını’ vergi hesabında indirim olarak dikkate almıyorlar. Halbuki, yasadaki ifadeyle belirtirsek “sermayeden ziyade şahsi mesaiye” dayanıyor bu kişilerin faaliyetleri. (Gelir Vergisi Kanunu Md. 65) E zaten şahsi mesai demek, şahsi yıpranma demek... Çoğu serbest meslek erbabı için de; fiziksel yıpranmadan daha çok, zihinsel yıpranma demek. Daha da doğrusu beyin yıpranması veya beyin amortismanı demek...
İşletmelerin kazanç elde etmek için edindikleri makine, demirbaş, otomobil, bina gibi varlıklar için nasıl amortisman gideri yazma imkanı varsa,
Yıl içinde yapılan düzenlemelerle KDV, Damga Vergisi ve harçlarda indirime gidilmişti... 1 Ekim’den itibaren konut-işyeri gibi taşınmaz alım satımında harç oranları; tekrar (yüzde 3’den) yüzde 4’e çıktı. KDV oranı 8’e indirilen (150 m2 üzeri) konut teslimlerinde oran tekrar 18’e çıktı.
2018’de ödenecek emlak vergisine yönelik yeni arsa, arazi m2 değerleri de çok konuşuldu... Haziran’da açıklanan değerlerde; 2017’ye göre yüzde 100, yüzde 200 hatta yüzde 500’lük artışlar görüldü... Fahiş oranda artışlar için vatandaş mahkemelere itiraz etti...
Konut ve işyerleri için; 2018 için belirlenen emlak vergi değeri, sonraki üç yılda (2019, 2020 ve 2021) ödenecek emlak vergisini de direkt etkiliyor. Emlak vergisi matrahına esas arsa-arazi m2 değerleri dört yılda bir belirleniyor. 2018 için belirlenen değer, sonraki üç yılda yeniden değerleme oranı yoluyla arsa arazi m2 değerlerini otomatik olarak belirlemiş oluyor.
Amaç; internet üzerinden yapılan alım satımları izlemek. İnternet sitelerine ilan verilerek birçok alım-satım, kiralama yapılıyor, gelir elde ediliyor. Evini, işyerini, otomobilini satan da var, kiralayan da var. İkinci el eşya alım satımı yapan da var. Bakan Ağbal, “Özel bir ekip ve birim kuruyoruz. İnternet ortamında yapılan bütün ticareti anlık takip edeceğiz” diyor. Gözetleyen Maliye olduğundan, BBG evi yerine MBG (Maliye Bizi Gözetliyor) evi desek daha da doğru olacak sanırım...
Maliye Bakanı’nın eylüldeki bu açıklamasından sonra, Ekim’de yeni torba yasa meclise geldi. Ve torbadan MBG evinin yasası da çıktı böylece. Meclisteki torba yasa değişiklikleri ile Vergi Usul Kanunu’na ilaveler yapılıyor. (VUK Mük. Md. 257’ye) Yasa ile Maliye Bakanlığı yetki alıyor. İnternetten satış yapan işletmelerden ve/veya internetten ticaretin yapılmasını sağlayan, alıcı ve satıcıyı buluşturan işletmelerden düzenli olarak Maliye bilgi isteyebilecek. Bilgi içeriği; satış tutarı, alım satıma konu mal ve hizmet türleri, ilan veren satıcıların isimleri gibi detaylar da olabilecek.
Netice de şu anlaşılıyor: İnternet sitesinde evin satılık fiyatı 500 bin görünürken, tapuda satışı 300 bin göstermenin riski oldukça artıyor. Ya da bu örnek için; 200 bin liralık gizlenen gelir, kişi bazlı analizler yapılarak, ilandaki değerlerle tapudaki değerler karşılaştırılarak Maliye tarafından kolaylıkla tespit edilebilecek. Tespit edildikten sonra da; tabi ki aradaki farkın vergisi, cezalı olarak tahsil edilecek. Maliye, zaten son yıllarda banka kredisi tutarı ile tapuda görünen satış değeri arasındaki farkları kişi bazlı inceleyerek sonradan geçmişe yönelik cezalı vergi tahsil ediyordu. Şimdi; satış öncesi işlemler de, internetteki ilanlar da, satış-tapu değerleriyle karşılaştırılabilir, kontrol edilebilir hale getiriliyor.
YURT DIŞINDAN SATIŞ YAPAN ŞİRKETLERE VERGİ GELİYOR2016 yılında yerli kredi kartlarıyla yurt dışından yapılan internet alışverişinin tutarı 5,4 milyar lira... Ve bu alışveriş her yıl artarak büyüyor. 2020’de 8 milyar liraya çıkacağı tahmin ediliyor. Ödeme Türkiye’den yapılıyor, kazanç yurt dışında kalıyor. Vergi ise alınamıyor.
Torba yasa ile yapılan MBG evi değişikliğinden yalnız internetten satış yapan sade vatandaş (gerçek kişiler) etkilenmiyor. Türkiye’den gelir elde edip, Türkiye’de vergi ödemeyen e ticaret platformları, e ticaret şirketleri için de önlemler var.
Tasarı ile; KDV Yasası’nda (Md.9’da) değişiklik yapılarak, Türkiye’de işyeri olmamasına rağmen Türkiye’deki-KDV mükellefi olmayan- gerçek kişilere elektronik ortamda hizmet sunanlara KDV beyanında bulunma ve vergisini de ödeme görevi yükleniyor. Yasa değişikliği ile uygulamaya yönelik düzenlemeler için Maliye Bakanlığı’na yetki de veriliyor. Daha önce Türkiye’den gelir elde etmesine rağmen bu e ticaret platformları ve şirketleri Türkiye’de işyerleri de olmadığından herhangi bir vergi ödemiyorlardı.
Yurt dışındaki firmaları vergilemeye yönelik maddenin gerekçesinde “Avrupa Birliği’ndeki uygulamalarına benzer şekilde verginin ödenmesi amaçlanmaktadır” denilerek, Avrupa Birliği uygulamalarına gönderme de yapılmış. Yasa değişikliğinin Resmi Gazete’ de yayımlanmasının ardından uygulamanın nasıl olacağına yönelik Maliye Bakanlığı’nca yapılacak açıklamalar konuyu daha da netleştirecektir.
*Maliye bizi gözetliyor (MBG)
Çalışan mahkemeye gidiyor... İş mahkemesi ilk başta; ‘işverenin işten çıkarma nedeni geçerli değil’ diyerek ‘çalışanın işe iadesine’ karar veriyor. İşveren temyize gidince iş mahkemesinin kararı bozuluyor, Yargıtay ‘işverenin işten çıkarma nedeni geçerlidir, çalışanın işe iade hakkı yoktur’ diyor. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, Esas No: 2016/12012, Karar No: 2016/15790)
Çalışanın işe iade talebi Yargıtay’da şu gerekçelerle kabul görmüyor:
- Çalışanın Twitter hesabından işyerini karalayıcı yazılar yayınladığına dair kuvvetli şüpheler olduğundan,
- Çalışan, Twitter hesabının başkaları tarafından adına açıldığına yönelik iddiasını kanıtlayamadığından,
- Çalışanın ismi ile açılan hesabın dava sırasında kapatılmasından,
- Yalnızca işyerinde çalışanların bilebileceği aksaklıkların dile getirildiği düşünülse de, bunların sosyal medya kullanıcılarına aktarıldığı dikkate alındığından,
işverenden iş ilişkisini devam ettirmesinin beklenemeyeceği, güven duygusunun zedelendiği belirtiliyor.
Evet, sosyal medya bir taraftan milyonlarca kullanıcısına yenilerini ekleyerek her geçen gün daha da yaygınlaşıyor... Diğer taraftan çalışanların işini kaybetmesine yol açacak kadar riskler de taşıyor. Çalışanların özellikle işyeri ile ilgili konularda sosyal medya paylaşımlarına ‘aman dikkat’ diyoruz.
Vergi mükellefi olmayan sade vatandaş da, taşınmazını sattığında kazanç elde edebilir. Yeni yasa tasarısından her iki kesim de etkileniyor: Şirketler daha fazla Kurumlar Vergisi (KV) ödeyecek, şahıslar daha yüksek Gelir Vergisi (GV) ödeyecekler.
Önce sade vatandaşın vergisindeki artışa bakalım. Mecliste görüşülecek olan yasa tasarısında; gelir vergisinin üçüncü dilimi için geçerli vergi oranı yüzde 27’den yüzde 30’a çıkıyor. Gayrimenkul satışından kazanç elde edenler; 30 bin lirayı aşan (70 bin liraya kadar olan) kazançları için mevcut yasaya göre yüzde 27 vergi öderken, tasarı yasalaştığında yüzde 30 vergi ödeyecek.
Taşınmaz satışı üzerinden vergi ödenmesi için; öncelikle alış değerinin üzerinde satış değeri oluşmuş olması, yani kazanç elde edilmesi gerekiyor. (Edinim tarihinden sonra beş tam yıl geçtikten sonra taşınmaz satılırsa, ne kadar ‘değer artış kazancı’ elde edilirse edilsin GV ödenmiyor.)
Beş yıldan önce satılıp kazanç elde edildiğinde, elde edilen kazançtan istisna da (11 bin lira) düşülebiliyor. Ayrıca enflasyon endeks değişiminin yüzde 10’nun üzerinde olduğu durumda alış maliyeti yükseltilip, değer artış kazancı düşürülebiliyor ve böylece enflasyon değerlemesi yoluyla ödenecek vergi tutarı azaltılabiliyor. (Satışın yapıldığı aydan bir önceki ve alışın yapıldığı aydan bir önceki ÜFE endeks değişimi dikkate alınıyor.)
TORBA yasa tasarısında yer alan değişikliklerin kira geliri olanların vergilerini nasıl etkilediğini, 2018’de ne kadar daha fazla vergi ödeyeceğini örneklerle dün ve önceki gün ele almıştık. Çarşamba günü; asgari ücretlinin son dört ay için net ücretini, yasa tasarısındaki ilgili maddeyi de dikkate alarak incelemiştik. (Asgari Geçim İndirimi’nde –AGİ- artış sağlanarak net ücret son dört ayda da 1.404 lira olarak korunuyor.)
Bugün de; milyonlarca çalışanı ilgilendiren “Torba yasa ile 2018’de çalışanların vergileri ne kadar artıyor?” sorusunu cevaplayacağız. Artıyorsa hangi ücret seviyesi için ne kadar artıyor, 2017 ve 2018 ücretlerini karşılaştırmalı olarak ele alıyoruz…
Yasa tasarısında; gelir vergisinde üçüncü dilim için vergi oranında yüzde 3 artış öngörülüyor. 2018’de ücret gelirinin-vergi matrahının büyüklüğü yıl içinde 30 bin lirayı aşanlar için (110 bin liraya kadar) , yüzde 27 oranında değil, yüzde 30 oranında vergi alınması öngörülüyor.
NET MAAŞ AYNEN DEVAM
İlk olarak “net ücret üzerinden işyerinden maaş alan çalışanların hayatında bir şey değişmiyor” onu belirtelim. Çünkü net ücret üzerinden işvereniyle anlaşmış çalışanların ücret bordrolarında her ay aynı net ücret görünür. Çalışanın banka hesabına yatan net maaş aydan aya azalmaz. Vergideki artışlar, işverene yansır. İşveren vergi artışını kendisi üstlenir.
İkinci olarak; “maaşı brüt üzerinden anlaşma yapılmış çalışanların da tümü bu vergi oran artışından etkilenmiyor” onu da belirtelim. Brüt ücreti aylık 2.940 TL altında olanlar vergi oran artışından etkilenmeyecek. Nedeni; vergi matrahlarının toplamda yılsonuna kadar 30 bin lirayı aşmayacak olması… 2018’de aylık brüt maaşı 2.940 lira üstü olanlar ise, brüt maaş arttıkça daha yüksek tutarda vergi artışından etkileniyor.
ÜST LİMİT 2400 TL
Tablo 1’de detayları yer almakta. 10 farklı brüt ücret için; toplam net ücretler ve toplam ödenecek vergiler görülebilir. Ayrıca vergiler ve net ücretin 2017’den, 2018’e ne kadar değiştiği de görülebilir.
Tasarıyla; Gelir Vergisi Kanunu’nda (GVK); hem götürü giderin oranı yüzde 25’den, yüzde 15’e düşüyor. Hem üçüncü vergi dilimi oranı yüzde 27’den, yüzde 30’a çıkıyor. Her iki değişiklik de; kira geliri elde edenlerin daha fazla vergi ödemesine neden olacak.
İşyeri kira geliri elde edenlerin, konut kirası elde edenlere göre bir avantajı var. Vergi ödemek yerine Maliye’den vergi iadesi de alabiliyorlar. Ancak vergi iadesi alanlar da, tasarıdaki değişikliklerden etkilenecek, en azından alacakları vergi iadesi tutarı azalacak.
Konut kirası elde edenler için vergi hesabına dünkü yazımızda yer vermiştik. Bugün ‘işyeri kira geliri elde edenlerin vergi hesabını’ ele alıyoruz.
Tabloda 2017’de işyeri kirası elde edenlerin ne kadar vergi ödeyecekleri/iade alacakları yer almakta. 15 farklı aylık-yıllık işyeri kira geliri için iki farklı vergi hesaplandı: Birincisi; mevcut yasaya göre, ikincisi tasarıdaki değişikliklere göre yapılan vergi hesabı. Dolayısıyla mülk sahipleri, tasarının yasalaşması durumunda hangi kira geliri için ne kadar fazla vergi ödeyeceğini/ne kadar daha az iade alabileceklerini bu tablodan görebilir.
Götürü giderdeki düşüşten dolayı tüm -götürü gider tercihi yapan- mülk sahipleri etkilenecek. Gelir vergisi oranındaki artıştan (yüzde 27’den, yüzde 30’a) dolayı ise yalnızca kira geliri-matrahı yıllık 30.000 lirayı aşanlar etkilenecek. Yani; yıllık kira geliri matrahı 30 bin lirayı geçenler -70 bin liraya kadar gelirleri için- normalde yüzde 27 vergi ödeyeceklerken, tasarı ile ödeyecekleri verginin oranı yüzde 30’a çıkıyor.
Kira gelirinden dolayı beyanname verecekler için, kritik konuları da hatırlayalım...
2018 Mart’da kimler beyanname verecek?
2017’de net 24.000 lira, brüt 30.000 liradan fazla işyeri kira geliri elde edenler beyanname (1-25 Mart 2018) verecek (GVK Md. 86/1-c). Eğer işyeri basit usuldeki bir mükellefe kiraya verilmişse (veya vergi kesintisi zorunluluğu olmayanlarca kiralanmış ise) beyanname verme sınırı 2017 gelirleri için 1.600 lira (GVK Md. 86/1-d).
Yasa tasarısı ile; Gelir Vergisi Kanunu’nda (GVK); hem götürü giderin oranı yüzde 25’den, yüzde 15’e düşüyor hem üçüncü vergi dilimi oranı yüzde 27’den, yüzde 30’a çıkıyor. Her iki değişiklik de; kira geliri elde edenlerin daha fazla vergi ödemesine neden olacak.
‘Konut kirası elde edenler için’ vergi hesabını bugün, ‘işyeri kira geliri elde edenlerin’ vergi hesabını yarın ele alıyoruz.
Tabloda 2017’de yıl boyunca konut kirası elde edenlerin ne kadar vergi ödeyecekleri yer almakta. 15 farklı aylık-yıllık konut kira geliri için iki farklı vergi hesaplandı:
Birincisi; mevcut yasaya göre, ikincisi tasarıdaki değişikliklere göre yapılan vergi hesabı. Dolayısıyla mülk sahipleri, tasarının yasalaşması durumunda hangi kira geliri için ne kadar fazla vergi ödeyeceğini bu tablodan görebilir.