Zavallı Sünni Türkler

KÜRTLERE sorarsanız...

Türkiye’deki Kürt sayısı 20 milyondur...

Alevilere sorarsanız...

Türkiye’deki Alevi sayısı 25 milyonu bile geçmektedir.

Devam edelim:

Çerkezlere sorarsanız...

2.5 milyondur sayıları...

Gürcülere sorarsanız...

Bir milyona dayanmışlardır.

Boşnaklara sorarsanız...

Türkiye’de iki milyon Boşnak vardır.

Araplara sorarsanız...

Türkiye’de bir milyona yakın Arap vardır.

Arnavutlara sorarsanız...

Türkiye’de 1 milyon 5 yüz bin Arnavut yaşar...

Lazlara sorarsanız...

Yüz bin Laz vardır ülkemizde...

Pomaklara sorarsanız...

Biz 600 bin civarındayız derler...

Çeşitli etnik araştırmalarda...

Türkiye’deki Çingene nüfusunun 700 bini bulduğu söylenir.

Peki ya gayrimüslimler?

Onlar için de yüz bin rakamı zikredilir...

Neyse...

Daha fazla uzatmayalım...

Kısacası demem o ki:

Memleketimizin etnik unsurları konusunda "dişe dokunur" araştırmalar yapmak hep "sakıncalı" bulunduğundan...

Elde doğru dürüst, sağlam ve güvenilir bir veri yoktur...

Veri olmayınca da iki tür "sallama" yapılır:

BİR: Ya sayıca hiç de az olmadıklarını kanıtlama uğraşı içine giren unsurların, "kabile mensubiyeti dürtüsü"yle salladıkları rakamlar vardır ortada...

İKİ: Ya da ortalığı karıştırmak, düzeni bozmak ve suyu bulandırmak isteyen yabancı unsurların adına "araştırma" dedikleri maksatlı sallamaları...

Parola bellidir: Salla sallayabildiğin kadar...

Kimsenin aklına...

"Ya biraderler! Verdiğiniz bu rakamları alt alta topladığımızda hakim unsur diye gördüğünüz ’Türk’ ve ’Sünni’ unsur, azınlığın da azınlığı durumuna düşüyor... Böyle saçmalık olur mu?" diye sormak gelmez.

İşte bu nedenle...

Milliyet gazetesinde birkaç gündür yayınlanan "Biz Kimiz?" araştırması...

Özellikle "uçuşa geçme" ve "sallama" imkanlarını ortadan kaldırdığı için önemlidir.

"Sağlam bir veri" isteyenler, bu araştırmadaki rakamlara bakabilirler.

Habibim olur musun

İSLAMİ edebiyat, İslami kıyafet, İslami banka, İslami market, İslami gazete, İslami moda, İslami defile, İslami eğlence filan derken...

İş gelip "İslami çöpçatanlık" olayına dayanmış da haberim yokmuş.

Konuyla ilgili haberleri okuyunca...

Hemen popüler "İslami evlilik" sitelerinden biri olan "Habibimol.com"a dalıverdim.

Ve fakat... Hay Allah!

Ekranda beliren yazı şuydu:

"Ziyaretçi yoğunluğundan erişilememektedir."

Neyse ki altta "Bu adres yoğun, şu adresten girin" önerisi yer alıyordu.

Hemen alternatif yoldan daldım bu mahrem maceraya...

Sayfa belirince ortaya "Güller" ve "Duvaklar"dan ibaret, en az Muazzez Ersoy’un "nostalji klipleri" kadar "kitsch ötesi" bir tablo çıkıverdi...

"İslam’a göre kadının erkeğe karşı vazifeleri" tarzındaki nasihat bölümlerini geçip "Adaylar" bölümüne tıkladım.

Manzara şuydu:

"Takvada fazla iddialı olmayan eş arayan kadınlar" fotoğraflarını koymakta bir beis görmemişler...

Ancak...

"Takva konusunda titizlenenler" ise, kendilerini "narin bir gül dalı" ya da "mavi kelebek" tarzında sembollerle ifade etmeyi tercih etmişler.

Bütün kadın adaylar...

Aradıkları erkeklerde önceliği "imanlı-inançlı bir mümin" olmaya veriyorlar, dünyevi şartları daha sonraya bırakıyorlardı.

Ancak dünyevi şartlar, hakikaten pek zorluydu...

Bu şartlara göre...

Bir erkek ne kadar imanlı olursa olsun eğer işsizse hiç şansı yoktu...

Yine bu şartlara göre...

Bir erkek ne kadar mücahit olursa olsun eğer yakışıklı, yani nur yüzlü değilse yine hiç şansı yoktu.

Erkek adaylara baktığımızda da konsept pek değişmiyordu.

Onlar da kendilerini cazip göstermek için maneviyatın hemen ardından maddiyatı eklemeyi asla ihmal etmiyorlardı...

Kendilerini "İnançlı bir insanım" diye tanıttıktan sonra asıl etkileyici bombayı patlatıyorlardı: "İyi bir maaşım var... Arabam var..."

* * *

Sitede dolaştıkça...

Hem "iddia" ile "yapılanlar" arasındaki çelişkiye takıldım, hem de "modern" ile "mahrem"in buluşmasıyla ortaya çıkan bu tuhaf tabloya ibretle baktım...

Ve dedim ki:

Ey Yunus...

Günaha çağrının teknik imkanlarının hayli kısıtlı olduğu eski zamanlarda derviş olmak kolaydı... Elinde asa, dizeler söyleyip dağ bayır dolaşırdın... Sen gel de bu ilginç çağda, yani internet çağında kusursuz bir derviş ol da görelim...
Yazarın Tüm Yazıları