Yılın en’leri

Yılın en garibanı
Kemal Unakıtan
Ahsen Yenge’nin “Rabbime sordum, Cleveland dedi” cümlesi hafızalarımızdaki yerini korurken 2012’de Antalya’dan gelen bir fotoğraf karesi hepimizi düşündürttü: AK Parti’nin en önemli isimlerinden biri olan Kemal Unakıtan Antalya’da bir hastanede ameliyata girecekti ve yanında yöresinde hükümetten hiç kimse yoktu.

 Yılın en tuhaf kutuplaşması
Zehirlendiciler - Zehirlenmediciler
Birileri “Özal zehirlenmiştir nokta” diyor, birileri de “Özal zehirlenmemiştir nokta” diyor ve bu iki grup aralarında kıyasıya tartışıyordu... Biz ise “Ne oluyor ya?” diyerek tartışmayı hayretle izlemek düşüyordu.

Yılın en süper dostluğu
Cüppeli Hoca - Aziz Yıldırım
Mahpushane dedikleri yer işte böyle bir yerdir: Normalde hayat boyu yolları kesişmeyecek kişileri buluşturur, buluşturmakla kalmaz ‘dost’ kılar. Aziz Yıldırım ile Cüppeli Ahmet Hoca dostluğu böyle başladı... İkisi de hapisten çıktı ama dostluklarının popülaritesi sürüyor.

Yılın en vakur tutuklusu
İlker Başbuğ
Ağlamadı, sızlamadı, alttan almadı, üste çıkmadı, sitemler etmedi, büyük sözler söylemedi, küçük sözler söylemeye tenezzül etmedi... Kısacası vakur bir duruş sergiledi ve hâlâ da sergilemeye devam ediyor.

Yılın en küresel dansı
Gangnam Style
Bu yeryüzü birçok zaman çeşitli dans fırtınalarına yakalandı. Fakat hiçbiri Güney Kore’den gelen bu fırtına kadar etkili olamadı...

 Yılın en tutulan çıkışı
“Oğlum bak git”
Kim derdi ki bir gün gelecek bir çöpçünün, elindeki süpürgeyle haşarı oğlanlara “oğlum bak git” diye çıkışması, neredeyse koca Başbakan’ın Davos’ta yaptığı ‘one minute’ çıkışı kadar heyecan dalgası yaratacak... Eşitleyici iletişim çağı dedikleri bu olsa gerek.

Yılın en büyük ihtidası
Muhteşem Yüzyıl
2012 sadece kişilerin değil, dizilerin de ihtida edebileceğini gösterdi... Olay şu: ‘Muhteşem Yüzyıl’ adlı dizi, bir demeçle birden bire başını örttü, namaza başladı ve maneviyatını arttırdı.

Yılın en popüler uygarlığı
Mayalar
Aradan geçen binlerce yıldan sonra ilk kez bir uygarlık bu kadar popüler oldu... Etiler, Akalar falan kıskanmıştır sanırım...

Yılın en hırpalanan sanatı
Mimari
2012’de cami yapma hevesi yükseldi... Heves yükseldi ama ne yazık ki hevesi karşılayacak bir mimari çap çıkmadı. Bu yüzden Mimar Sinan’ı taklide devam edildi.

Yılın en hızlı harf değişimi
Esad oldu Esed
Adama “Esad” diyorduk... Babasına da öyle derdik... Fakat ne zaman ki “kardeşim Esad” gitti, Esad’daki ‘a’ harfi de ‘e’ oldu... Öylece bakakaldık.

Yılın en hızlı git geli
Teoman
Müziği bırakıyorum ile müziğe dönüyorum arasındaki süre açısından şampiyon Adnan Şenses idi, Teoman da bu açıdan fena olmadığını kanıtladı

Yılın en kıskançlık yaratan konseri
Madonna
“Adamlar yapıyor abi” türü bir yaklaşıma yol açtı Madonna konseri... “Bir bizimkilere bak, bir de Madonna’ya bak” falan dendi... Bizimkiler de “bize de verin o imkânları, biz de yapalım” dediler ama kulak asan olmadı.

Yılın en tuhaf krizi
Çelenk krizi
Her şeyi ama her şeyi anladık da milli bayramlarda “Atamızın anıtına çelenk koymak istiyoruz” diyen insanlar neden engellenir, işte bunu anlamadık...

Yılın en çok söylenen işlemi
4 artı dört artı dört
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer sayesinde 2012’de tüm ulus en fazla 4 rakamını telaffuz etti... Tartışmalarsa sürüyor.

Yılın son bombası
Derilerin intikamı alınmıştır

Türk Hava Kurumu 28 Şubat sürecinin en antipatik kurumlarının başında geliyordu.
Çünkü bu kurum vatandaşın kurban derisine zorla el koyuyor, isteyenin istediği yere kurban derisini bağışlamasının önüne geçiyordu.
Son durumu haber veriyorum:
Türk Hava Kurumu dönüşmüştür.
Bu kurum, artık muhafazakârların en sempatik bulduğu kurumlar arasına girecek durumdadır.

THK’NIN DÖNÜŞÜMÜ

Olay şu:
Türk Hava Kurumu tarafından kurulan Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nin Rektörü Ünsal Ban, son ODTÜ olaylarını yorumlamak üzere TRT’ye çıkmış.
Ama ne çıkma!
Şu ana kadar hükümete destek veren rektörlerden hiçbirinin söylemediği, söyleyemediği cümlelerle ODTÜ’ye çıkışmış, Başbakan’a destek vermiş.
Şöyle demiş Rektör:
“Bazı öğretim üyeleri ve akademisyenler ‘Başbakan’ı kampusta istemiyoruz’ diyor. Ama o Başbakan’ın, hükümette yer alan bakanların verdiği maaşları alıyorsun. Eğer samimiysen görüşünde, maaşı da bırakacaksın.”

EKMEK VE NANKÖRLÜK
Ne demek istiyor Rektör?
Şunu demek istiyor:
“Hem Başbakan’ımızın ekmeğini yiyorlar, hem de nankörlük ediyorlar”.
Nasıl?
Harika değil mi?
İster misiniz Başbakan, Rektör Bey’den aldığı bu motivasyonla bugünden sonra kamuda çalışanlara “Ekmeğimizi yiyorsunuz, nankörlük istemem” diye haykırsın.

DERİLERİN İNTİKAMI
Fakat asıl üzerinde durulması gereken nokta şudur:
Her kurban bayramında vatandaşın derilerine zorla el koyan bir kurumdan, ancak bu şekilde intikam alınabilirdi.
O da alınmış.
Kutlu olsun.

Yılbaşında kim ne yapar?

BEYAZLAR: Aileyle yılbaşı kutlayarak yılbaşı kutlamasının bir aile geleneği olduğu vurgusu yaparlar. Yılbaşından bir gece önce mutlaka dışarı bir yerlere çıkarlar.

GENÇ HEVESLİLER: Çiftler halinde dışarıda tek mekânda kutlarlar... Yılbaşına özgü süslemelere özel merakları vardır.

YENİ İNTİBAK EDENLER: Evde kutlarlar ama arkadaşlarla... Olayın ‘yarı çılgın’ geçmesi için azıcık kasarlar. Bu yüzden biraz mutsuz olurlar.

YENİ ZENGİN MUHAFAZAKÂRLAR: “Çocuk istedi” diye çaktırmadan evi süslemeler, ucundan kenarından olaya bulaşmalar falan...

SAADETÇİLER: Her yılbaşı olduğu gibi yine Mekke’nin Fethi kutlaması...