Yeni Fadime’ler, yeni Kalkancı’lar çıkar mı

DANIŞTAY saldırısının hemen ardından İslami hassasiyet sahibi bazı kalem sahipleri, "Hep aynı senaryo, hep aynı oyun" diye yakınarak, şuna benzer cümleleri sıralayıp durdular:

"Efendim, bunların hepsi oyun, hepsi komplo! 28 Şubat döneminde başrollerde Fadime Şahin / Ali Kalkancı / Müslüm Gündüz üçlüsünün oynadığı bir film çevrilmişti. Bekliyoruz, bakalım yeni film nasıl olacak? Bakalım yeni Fadime kim olacak? Aczmendiler ne zaman ortaya çıkacak."

Bu cümlelerin benim nazarımda hiçbir değeri yoktur!

Çünkü tecrübeyle sabittir ki:

Ali Kalkancı’lar, Fadime Şahin’ler, Müslüm Gündüz’ler...

Herhangi bir "komplonun eseri" falan değildirler.

Onlar, bu topraklardaki kapalı cemaat yapıları içinde kendilerine pekala "yaşam alanı" bulabilmiş tiplerdir.

Şöyle söyleyelim:

Ali Kalkancı’nın "Fatih’te tekke adı altına bir tezgah kurmuş sözde şeyh" olduğunun bilinmediğini mi sanıyorsunuz?

Tabii ki biliniyordu.

Ancak... Değil mi ki ortada kendisini dine, diyanete dayandırmış bir zat vardı, üzerine gitmek yakışık almazdı. Sonra adama "İşi gücü bıraktın da Müslümanlarla mı uğraşıyorsun" derlerdi.

Ya da Aczmendiler!

Neydi yaklaşım?

"Bunlar da bizim dava delisi yaramaz çocuklarımız" tavrı değil miydi?

Eh, kendi içinizden çıkan saçmalıklarla ve tuhaflıklarla hesaplaşma cesaretini ortaya koyamazsanız ve özeleştiri sürecini başlatmazsanız...

Sizi alt etmek isteyen siyasal karşıtlarınız, malzemeyi en iyi şekilde değerlendirecektir.

Yani...

Oturup da yeni komplolar, yeni Fadime’ler, yeni Kalkancı’lar falan beklemek yerine bir özeleştiri süreci başlatılsa.

Sapkınlıklarla hesaplaşma içine girilse!

O zaman yeni Fadime’ler, yeni Müslüm’ler, yeni Kalkancı’lar çıkmaz!

Eğer bu tavır geliştirilmezse...

Bilin ki, "O ekrandan bu ekrana koşan gözü yaşlı bir Fadime’yi dinlemeye bir kez daha tahammül etmek durumunda kalacağız."

Eş durumundan Çankaya

SON günlerde "Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na aday olmama" ihtimalinin arttığına dair söylentiler hız kazanmış durumda.

Böyle bir söylentinin, "Erdoğan aday olmayacaksa kim olacak?" sorusunu tetiklediğini söylemeye bile gerek yok. Ve işte tam da bu noktada Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün ismi ön plana çıkıyor.

Neden Gönül mü?

Çünkü Gönül’ün eşinin başı açık. Başka? Gündeme getirilen başka bir meziyet yok!

Bence bu duruma hepimizin itiraz etmesi gerekir.

Çünkü itiraz edilmezse, "Türbansız bir eşle evli olmak", bir imtiyaz haline dönüşecektir.

Madem "Türbanlı bir eşle evli olma" durumunun ortaya çıkardığı "imtiyazlar"a şiddetle itiraz ettik.

O halde "Türbansız bir eşle evli olma"nın da bir "imtiyaz" haline dönüşmesine şiddetle itiraz etmeliyiz.

Tabii ki tutarlılık diye bir meselemiz varsa.

Erdoğan’a bir kitap ve bir film önerisi

HARBİYELİ ALDANMAZ: Mademki Kenan Paşamız, bu topraklarda "Genç subaylar rahatsız" meselesinin her zaman dikkate alınması gereken bir durum olduğuna vurgu yapıyor... O halde Başbakan Erdoğan’a, Kenan Paşa’nın dikkat çektiği hususu çok iyi işleyen bir kitap önerelim: Osman Deniz’in anılarının yer aldığı "Parola: Harbiyeli Aldanmaz" adlı kitap, bu ülkede askerin bir zamanlar İnönü iktidarından bile nasıl hoşnut olmadığını anlatıyor. Osman Deniz kim mi? 27 Mayıs’tan sonra iki esaslı darbe teşebbüsünde bulunan ve ölüm cezasına çarptırılan Albay Talat Aydemir’in yakın arkadaşı. Yasemin Bradley’in gayet düzgün bir şekilde derleyip toparladığı anılar, "genç subaylar" ve "rahatsızlık" konusunda hayli önemli ipuçları veriyor.

RAYDAN ÇIKANLAR: Şeytana uyup eşinizi aldatmaya kalkışırsanız, "derin" bir komploya kurban gidebilirsiniz. Bugünlerde sinema salonlarında gösterimde olan "Raydan Çıkanlar" adlı filmin ana mesajı bu. Bu filmi Başbakan Erdoğan’a salık vermemizin nedenine gelince. Malum, son günlerde adı çıkan ya da çıkmayan bazı bakanlarla ilgili olarak "aşk" dedikoduları ortalıkta dolaşıyor. Ve bu tür dedikodulardan en fazla rahatsızlık duyan isim Erdoğan. Diyoruz ki: Başbakan Erdoğan, söz konusu arkadaşlarını bu filme götürse... Ve arkadaşlarının, filmde ortaya çıkan hayli etkili "Eşine sadık ol, sakın raydan çıkma, sonra bu filmdeki gibi olursun" uyarısıyla karşı karşıya kalmalarını sağlasa. Acaba sonuç alıcı bir girişim olur mu?
Yazarın Tüm Yazıları