Paylaş
Partinizin bir il başkanı...
“Biz Tayyip Erdoğan aşığıyız... O bizim için ikinci Peygamber gibidir” dediğinde...
Ortalığı ayağa kaldırmadınız...
“Sen ne densiz bir adamsın” diye il başkanınızın üzerine yürümediniz...
“Son Peygamber geldi... Ondan sonra Peygamber gelmeyecek” diye kükremediniz...
“Bizim kitabımızda kişiye tapınma olmaz” diye haykırmadınız...
* * *
Eh, siz bunların hiçbirini yapmayınca...
“Eloğlu” çıkıp, Meclis kürsüsünden...
“Senin partililerin seni Peygamber yaptılar” der...
İstediğiniz kadar yüzünüz kıpkırmızı kesilsin...
İstediğiniz kadar bağırın...
İstediğiniz kadar öfkelenin...
Ve hatta...
Bugün çıkıp, “Bana ikinci peygamber diyen il başkanının ihracı için talimat verdim” deyin...
Üzgünüm...
İş işten geçmiştir...
Türkiye’de yaşamaktan nefretimin dokuz sebebi
BİR: Mahsun Kırmızıgül’e “Fellini” muamelesi çekilmesi...
İKİ: Basbayağı obur olanların “gurme” muamelesi görmesi...
ÜÇ: Arkayı bir yere dayamaya “gelecek güvencesi” adı verilmesi...
DÖRT:
ALTI: Hezeyan ve galeyanın geçer akçe olması...
YEDİ: Düello yerine pusunun tercih edilmesi...
SEKİZ: Müfteri Müslümanlar...
DOKUZ: Başkalarının hayatlarına karşı geliştirilen büyük merak...
Bülent Arınç’a dair karmaşık hisler
BİRİNCİ OLAY: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Meclis Başkan Vekili CHP’li Güldal Mumcu’nun odasını basıp, “Meclis böyle mi yönetilir?” diye hesap sordu...
İKİNCİ OLAY: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Güldal Mumcu, bize Uğur Mumcu’nun emanetidir” açıklamasını yaptı...
* * *
Üç vakte kadar
Üç vakte kadar Osman Durmuş’a ait bir kaset ya da ortam dinlemesi internette yerini alacak...
Üç vakte kadar Kemal Kılıçdaroğlu, CHP içinde isyan bayrağını çekip “Evet, isyan” diyecek...
Üç vakte kadar Taraf Gazetesi’nde yeni bir darbe planıyla ilgili sansasyonel yayın yapılacak...
Üç vakte kadar Ruhat Mengi, Nazlı Ilıcak’ın arabasını anahtarla çizecek...
Kalbim neden Tekel işçileri için çarpıyor
Çünkü ben çocukluğumdan beri “İslam ve Sosyal Adalet” konulu kitaplara özel bir merak duydum.
Çünkü benim hayatım, “İşçinin hakkını alın teri kurumadan veriniz” hadisini dinleyerek geçti...
Çünkü ben “Tayyip Erdoğan’ı üzmek” ile dini akidelerim arasında bir bağ kurmayanlardanım...
Çünkü ben her türlü direnişi severim...
Çünkü güçlü bir empati duygusuyla, “İşinde gücünde çalışan insanların, kendilerinin neden olmadığı gelişmeler sonucu haklarını kaybetmeleri”ne isyan ediyorum.
Çünkü ben hayatımın hiçbir döneminde sağcı olmadım... Hele muhafazakar hiç olmadım...
Paylaş