Ulaştırma Bakanı ile taksi sorununu konuştum
*
ULAŞTIRMA Bakanı Abdulkadir Uraloğlu aradı. Geçen gün Hürriyet’in manşetinde yer alan taksi haberinden yola çıkarak soruna bakışını anlattı.
*
Öncelikle şunu söyledi Bakan Uraloğlu:
*
“Biz İstanbul’un taksi sorununa yaklaşırken bu iş yerel yönetime mi yarar merkezi hükümete mi yarar yaklaşımında değiliz. Sorunun çözülmesini istiyoruz. En önemli önceliğimiz vatandaşımızdır. Vatandaşa yarasın yeter”.
Abdulkadir Uraloğlu
*
İstanbul’a taksi yetmiyor. Sayısının artması gerekiyor. Hükümetin bu konuda zorluk çıkardığı iddiası var.
Bakan Uraloğlu’na bunu hatırlattım. Şunları söyledi:
*
“İstanbul’da toplu taşımada metrolar devreye girdi. Bu nedenle bazı toplu ulaşım araçları, eski fonksiyonunu kaybetti. Mesela dolmuşlar. Dolmuşların taksiye dönüşmesi kararı alındı. Bu kararı belediyeyle birlikte aldık. Bu dönüşümün bir kısmı gerçekleşti. Yaklaşık bin 700 dolmuş, taksiye dönüştü. 2 bine yakın dolmuşun da taksiye dönüşmesi için izin çıktı. Belediyenin bu süreci bir an önce bitirmesi gerekiyor. Bu süreç bittikten sonra İstanbul’un taksi ihtiyacını saptayıp yeni taksilerin hizmete girmesi sağlanır”.
*
Neden dolmuşların dönüşümü bekleniyor? Neden hemen yeni taksilere onay verilmiyor?
Bakan Uraloğlu, “Şehir trafiğinin durumunu dikkate almak gerekir. Bir plan çerçevesinde bunu yapmak gerekir” diyor.
*
Bakan Uraloğlu konuya yapıcı yaklaşıyor, çözüm odaklı bir bakışı var. Umarım bu yaklaşım ve bakışın da katkısıyla sorun bir an önce çözülür.
MERAL AKŞENER’İN İZMİR’İ İSTEME CÜRETİNİN KAYNAĞI
DEDİKODULAR doğruysa Meral Akşener, yerel seçimlerde CHP ile ittifak için şöyle bir şart öne sürecekmiş:
CHP İzmir’de aday çıkarmasın, İYİ Parti’nin İzmir adayını desteklesin. Yani CHP, İzmir’i bize versin.
*
Eğer doğruysa bayağı cüretkâr bir talep bu.
Peki Akşener bu cüreti nereden buluyor olabilir?
*
Galiba şöyle bir kalkış noktası var:
*
Ne yani kardeşim. Kılıçdaroğlu’nu hep Babacan, Davutoğlu mu söğüşleyecek. Biraz da biz söğüşleyelim.
*
Hey gidi Kemal Bey hey. Siyaseti ne hale düşürdün.
İZZET ULVİ YÖNTER’E DİKKAT
MHP’nin önemli isimlerinden İzzet Ulvi Yönter, son zamanlarda televizyon programlarında daha fazla görünür oldu.
*
Belagati kuvvetli, iyi konuşuyor. Türkçeye hakimiyeti mükemmel. Düzgün ve seviyeli polemik yapıyor. Eleştirileri etkili. Kendini dinletiyor, dikkat çekiyor. Partisinin tezlerini şahane biçimde açıklıyor.
*
Rast gelirseniz mutlaka kulak verin. Bana hak vereceksiniz.
KİMİN KONSERİNE NEDEN GİDİLİYOR
- KENAN DOĞULU: Kızlar “kız kıza eğlenmek” için gidiyorlar. Erkekler kız arkadaşlarına eşlik etmek için gidiyorlar. Adamın sahnesi acayip iyi. Coşuyor, coşturuyor.
*
- YILDIZ TİLBE: Bir samimiyet kraliçesi. Öngörülebilir değil. Sürprizlere açık. Tiryakilik yaratan şarkıları var. Üstelik çok da çılgın. Bütün bunlar onun konserlerine gitmek için birer neden.
*
- AJDA PEKKAN: Türkiye’de “ölmeden önce yapılması gereken etkinlikler” listesinin ilk 10’unda yer alır onun konserine gitmek. Tarihsel önemde bir anı olsun diye gidenler çoğunlukta.
*
- SİMGE SAĞIN: Gidenler “sahne performansı çok iyi abi” diyorlar. Bir de “Aşkın Olayım” şarkısıyla İcardi’yle arasında yarattığı gerilimden besleniyor galiba. İşin aslını ben de bilemiyorum Altan.
İSTANBUL’UN EN JANTİ SEMTİ ARTIK KESİNLİKLE KARAKÖY
- Karaköy’de eskiden mahalle usulü kahveler vardı. Bir ara o kahvelere dadanmıştım. Okey mokey oynuyor, önüme geleni deviriyordum. Sonra ayağımı kestim Karaköy’den. Pandemi mandemi... Pek gitmez oldum.
*
- Geçen akşam yolum Karaköy’den geçti. Hayret. Şaşkınlık. Ağız açıklığı. Bizim derbeder Karaköy, şık şıkırdım, janjanlı, albenili, janti bir yer olup çıkmış. Lüks restoranlar, oteller, gösterişli mağazalar falan. İstanbul’un en sosyetik yerlerini bile fena halde sollamış.
*
- Galataport’la birlikte başladı aslında Karaköy devrimi. Galataport’un devamı gelince Karaköy baştan ayağa değişti. En son dünyanın en klas otel markası Peninsula’nın açılmasıyla birlikte Karaköy’deki devrim tamamlanmış oldu.
*
- Peninsula’nın manzarası, İstanbul’un en iyisi olmaya aday. Otelin içinde yer alan “Gallada” restorana gelince... İki Michelin yıldızlı dünyaca ünlü şefimiz Fatih Tutak, harikalar yaratmış burada. Sıfır “lezzet zorlaması” var yaptığı yemeklerde. Benim gibi “muhafazakâr damaklara” da hitap ediyor.
