Titanic davetine açıktan reddiye

KIYASIYA eleştirdiğim Titanic Oteli’nin sahibinden bir ‘Davet mektubu’ aldım.

Mektupta yazılan şunlardır:

‘Sayın Ahmet Hakan... Titanic adını verdiğimiz otelimizle ilgili yazınızı çok beğendim. Alınmadım da inanın. Otelime gelmeden intibalarınızı yazdığınızı tahmin ediyorum. 32 senelik turizmciyim. Titanic kaptanı olarak gemimi size gezdirmek isterim. Bir efsaneyi yaşatmak, başkalarından farklılaşmak çabalarımızı ailenizle beraber gemimizde yaşamanızı arzu ederiz. BÜLENT ÇİMENLİ Titanic Kaptanı...’

Bu nazik daveti ‘yanıtsız’ bırakarak kabalık yapmak istemem.

Madem her şey saydam ve şeffaf cereyan ediyor, o halde ‘Kaptan’a yanıtımı bu sütundan verebilirim:

‘Sayın kaptanım... Öncelikle nazik davetinize teşekkürler. Ayrıca farklılaşmak ya da fark yaratmak arzunuza da derinden saygı duyuyorum. Gelgelim, Titanic denilince benim aklıma 11 Oscar’lı film yerine orada hayatını kaybeden yüzlerce insan geliyor. Bu yüzden eleştirilerimi başkalarının eleştirileriyle karıştırmayınız. ‘Davet edilmeyi garantilemek için zarf atanlar’a benzeyen bir halim mi var? Kısacası davetinize icabet edemeyeceğim. Üzgünüm kaptanım.’

Bağcılar’da bir cumartesi günü

BAĞCILAR Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık’ın ‘Basınla sohbet’ toplantısına şu iki nedenden dolayı gittim:

BİR: Değişiklik arzusu... İKİ: Teşvikiye kafelerini mesken tutmam nedeniyle bana yönelen eleştirilerin önünü kesme isteği...

İyi ki de gitmişim.

Çünkü ‘cins’ bir başkanı yakından tanıma fırsatı buldum.

Başkan Kıyıklık’la ilgili aldığım şu üç not ‘cins’ sıfatının nedenini açıklıyor:

BİR: Milli Nizam Partisi’nden beri ‘Milli Görüş’ çizgisinde politika yapan ve bugün AKP’li olan Kıyıklık, ilçesinde ‘plan ve proje’ye aykırı yapılan iki camiyi, bütün kışkırtmalara rağmen yıktırmış.

İKİ: İlçeye kazandırdığı gerçekten görkemli bir tür kültür merkezi işlevi görecek merkeze, ‘Bu başkan komünistlik yapıyor’ eleştirilerine karşın ‘Halk Sarayı’ adını vermekte diretmiş.

ÜÇ: Kaymakam ile el ele vererek başlattığı ‘Okuma yazma seferberliği’ ile İstanbul’un göbeğinde okuma yazma bilmeyen binlerce kişinin okur yazar olmasını sağlamış.

Partinin şiiri yazılır mı?

AKP
İstanbul İl Yönetimi ‘Neden AK Parti?’ konulu bir şiir ve kompozisyon yarışması düzenlemiş.

Soru sormayı beceremeyen sunucuların mesela ‘Ataol Bey, neden edebiyat?’ ya da ‘Sayın Latif Demirci, neden karikatür?’ diye olaya giriş yapmalarına alıştık. Bu yüzden konu başlığının ‘Neden AK Parti?’ şeklinde belirlenmiş olmasına kafayı fazla takmadım.

Ama burada benim asıl takıldığım konu şudur:

Hadi kompozisyonu anladık, peki ‘Neden AK Parti?’ konusunda şiir nasıl olur?

‘Şiirin konusu mu olur birader’ filan demiyorum, orayı geçtim, ben sadece ‘Bu iş nasıl olur’ diye safça merak ediyorum.

Mesela şöyle bir şey midir istenen: ‘Koalisyon vardı, kriz çıktı / Memleket karanlıkta kaldı / Bir anda yandı ampul / Türkiye hemen aydınlandı.’

Eğer istenen bu tür bir ‘Yağdı yağmur / Çaktı şimşek’ şiiri ise böylesi çocuksu heveslerle bir siyasi parti nereye varır?
Yazarın Tüm Yazıları