‘Suriye’yle ilgili hiçbir pişmanlığım yok’ demiş Ahmet Davutoğlu

*

Son 7 yılda ne oldu Suriye’de?

Şöyle alt alta yazalım:

*

- O güzelim Halep şehri elden gitti.

*

- O güzelim Şam tarumar oldu.

*

- Binlerce kişi öldü, ölmeye devam ediyor. Öksüz olmak, yetim kalmak milli spor haline geldi Suriye’de.

*

- Suriye, emperyalist güçlerin maşalar kullanarak yürüttükleri kirli bir savaşın savaş alanı hâline geldi.

*

- Milyonlarca Suriyeli zelil oldu, perişan oldu, mülteci oldu.

- Türkiye, tam üç buçuk milyon Suriyeliyi içine almak zorunda kaldı.

*

- Suriye her türlü terör örgütünün cirit attığı bir yer haline geldi.

*

- Zalim Esad devrilmediği gibi, zalim Esad’ın zalimliklerini solda sıfır bırakacak zalimliklerin sahnesi oldu Suriye.

*

- İsrail, Suriye’deki gelişmeleri keyifle izledi, izliyor.

*

- Mezhep çatışmalarının fitili ateşlendi.

*

- Afrin Harekâtı’nı gerekli kılacak şartların meydana gelmesine kapı aralandı.

*

- Müslümanların Müslümanları öldürdüğü, Trump ile Putin’in de Müslümanların birbirlerini öldürmesi üzerinden oyunlar çevirdiği bir alan oldu Suriye.

*

Velhasıl...

Suriye’nin ahı, titretti arşı!

Ve fakat...

Bizim Ahmet Davutoğlu’nun bıyığının tek bir teli bile titremedi, titremiyor.

*

Ve galiba da hiç titremeyecek.

‘SÖYLE BAKALIM, TERÖR ÖRGÜTÜ MÜDÜR’ TARTIŞMASI NASIL SON BULABİLİR?
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na diyor ki:

“Yiğitsen söyle bakalım Bay Kemal! PYD terör örgütü müdür?”

*

Kılıçdaroğlu, hemen atılıp cevap veriyor:

“Evet, ben yiğidim ve söylüyorum: PYD terör örgütüdür. Şimdi sen söyle bakalım. IŞİD terör örgütü müdür?”.

*

Erdoğan işin peşini bırakmıyor ve cevap veriyor:

“İşte söyledim: IŞİD terör örgütüdür. Şimdi sen söyle bakalım: DHKP-C terör örgütü müdür?”.

*

Kılıçdaroğlu durur mu? O da hemen cevap veriyor:

“İşte söylüyorum: DHKP-C terör örgütüdür. Şimdi sen söyle bakalım: Salih Müslim’i Ankara’da neden ağırladın?

*

Ve bu iş böyle uzayıp gidiyor.

*

Benim bir teklifim var:

*

AK Parti ve CHP grup toplantılarında...

Hep birlikte...

“PKK, PYD, YPG, DHKP-C, IŞİD, El Nusra terör örgütüdür” diye üç kere üst üste haykırılsın.

Ve bu iş bitsin.

SESLİ MESAJ GERGİNLİĞİ
Telefonuma sesli mesaj gelince geriliyorum.

*

Şöyle ki:

*

- Ya münasebetsiz bir lakırdıysa diye... Herkesin içinde açamıyorum.

- Ya başkaları duyarsa diye... Gizlice dinlemeye çalışıyorum.

- Ya gizlice dinlemeye çalışırken “ne yapıyor bu herif” diye bakılırsa diye... Tedirgin oluyorum.

- Ya sesli mesaja yazıyla cevap vermek görgüsüzlük sayılırsa diye... Ne yapacağımı bilemez hale geliyorum. 

BİR HAYAT DÜSTURU
Tamam...

“El âlem ne der” adı verilen o hapishaneye hapsolmayalım.

Ama biz yine de el âlemin ağzına çiklet olmamaya da gayret edelim.

HÜLYA KOÇYİĞİT’İN SÖYLEMEK İSTEDİĞİ
Hülya Koçyiğit, Posta’ya verdiği demeçte...

“Bu ülkede baskı yok. Herkes fazlasıyla özgür” demiş.

Galiba Hülya Hanım...

- İstediğimiz zaman rahatça kayağa gidebiliyoruz.

- İstediğimiz zaman ver elini Venedik yapabiliyoruz.

- İstediğimiz zaman hükümeti destekleyebiliyoruz.

Falan... Demek istiyor.

DOĞU PERİNÇEK ALİ KOÇ’UN HANGİ SÖZÜNÜ BEĞENMİŞ?
Karaköy’deki Mahkeme Lokantası’nda bir grup gazeteciyle birlikte Vatan Partisi genel Başkanı Doğu Perinçek’le sohbet ettik.

Suriye, FETÖ, ABD, Afrin falan derken konu bir ara Fenerbahçe içindeki “Aziz Yıldırım / Ali Koç çelişkisine” geldi.

Doğu Perinçek, “Ben o çelişkinin tarafı değilim” dedikten sonra...

“Aziz Yıldırım tamam da Ali Koç’u da yabana atmayalım” dedi.

Ardından da Ali Koç’un şu sözünü pek beğendiğinin altını çizdi:

“Atatürk’ün hangi takımı tuttuğu önemli değildir. Önemli olan hangi takımın Atatürk’ün çizgisinde olduğudur”.

ALPARSLAN KUYTUL OLMAK
İslamcı bir iktidarda bir İslamcının tutuklanması, çok sıkıntılı durumdur.

*

- İktidar karşıtları susar... “Ne yani? Şimdi bir İslamcıyı mı savunacağız” diye...

*

- İktidar yanlıları zaten susar... “Aman başımıza bir iş gelmesin” diye...

*

- Avrupa, ABD falan susar... “İslamcıyı da savunacak halimiz yok” diye...

*

Talihsizlik üstü talihsizliktir yani...

İslamcı bir iktidarda bir İslamcının tutuklanması...