Paylaş
Diyorlar ki:
Ahmet Hakan terör örgütünün propagandasını yaptırdı.
CNN Türk’te “PKK terör örgütü değildir” dedirtildi.
*
Bu manşetleri atanlar da, attıranlar da...
Aslında bal gibi biliyorlar:
Bizim terör propagandası yapmadığımızı.
*
Bu manşetleri atanlar da, attıranlar da...
Aslında bal gibi biliyorlar:
O programda konuşmacılardan birinin söylediği “PKK terör örgütü değildir” sözüne programın bütün katılımcılarının şiddetle itiraz ettiğini...
Yine bal gibi biliyorlar:
Benim de programda “PKK terör örgütüdür” dediğimi...
*
Bu manşetleri atanlar da, attıranlar da...
Aslında işin doğrusunu gayet iyi biliyorlar.
Fakat buna rağmen atıyorlar yalanı.
*
Peki ama neden?
Neden bilerek, isteyerek, kasten, alenen, resmen atıyorlar bu yalanı?
Neden yalan olduğunu bildikleri halde herkesin gözünün içine bakarak yalan söylüyorlar?
Yalanlarla ne yapmak istiyorlar?
Nereye varmak istiyorlar?
*
Söyleyeyim nereye varmak istediklerini:
Susturmak istiyorlar.
Sindirmek istiyorlar.
Demokratik tartışma zeminini ortadan kaldırmak istiyorlar.
*
İstiyorlar ki...
Seçime kadar...
HDP’lilerin söyledikleri hiçbir şekilde medyada yer bulmasın. Herkes HDP’ye sövsün ama HDP’liler buna cevap bile veremesin. Üç buçuk saat HDP konuşulsun ama bu üç buçuk saat içinde tek bir HDP’li bile konuşturulmasın.
Bütün meseleleri bu, bütün maksatları bu...
*
Demokrasiye inanan insanlar, taban tabana zıt oldukları fikirlerin de özgürce ifade edilmesi gerektiğine inanırlar.
Karşı çıkılan, yanlış bulunan, sorunlu olduğu düşünülen sözlerle mücadele etmenin en iyi yolu, o düşünceleri, o sözleri susturmak değildir.
Söze karşı sözle mücadele edilir.
Fikre karşı fikirle mücadele edilir.
*
Adam “PKK terör örgütü değildir” diyorsa ve bu görüşü ileri sürüyorsa...
Ne yapacağız?
Bu adamı asacak mıyız, şiddete mi maruz bırakacağız, susturacak mıyız, stüdyodan yaka paça atacak mıyız?
Yapacağımız tek şey var:
Onun bu görüşüne karşı görüşümüzü ortaya koymak.
“PKK terör örgütü değildir” şeklindeki bir tezin, “PKK terör örgütüdür” şeklindeki tezin karşısında bir gücü mü var ki de bu tezin dile getirilmesinden korkup tırsacağız?
*
Buradan AK Parti’yi kuranlara sesleniyorum:
E hani memlekete demokrasi gelecekti?
E hani demokrasilerde herkes istediğini söyleyebilecekti?
E hani demokratik ölçüler içinde toplumu şoke eden görüşlerin ifade edilmesi bile serbest olacaktı?
E hani hiç kimse görüşlerinden dolayı yargılanmayacak, suçlanmayacak, kınanmayacaktı?
E hani bu toplum terör dahil her konuyu özgürce tartışacaktı?
Açın bakın, AK Parti Kuruluş Bildirgesi’ne...
Söyledikleriniz bunlar değil miydi?
*
Buradan ilan ediyorum:
Havuz medyasının dediği gibi olmayacak.
Şems Ethem’in gazetelerinin dediği gibi olmayacak.
Yandaş televizyonların dediği ve yaptığı gibi olmayacak.
Sadece ve sadece DEMOKRASİ’nin dediği gibi olacak.
*
Yani fikre karşı fikirle çıkılacak... Düşünceye karşı düşünceyle çıkılacak... Söze sözle karşı çıkılacak.
Ve bu memlekette en karanlık dönemlerde bile varlığını korumuş olan “demokratik tartışma zemini” asla ve kat’a ortadan kalkmayacak.
En azından ben buna elimden geldiğince izin vermeyeceğim.
HER GÜN SORACAĞIM
Niye ifadesi alınmıyor
DÜN bir günlük ara vermiştim, bugün sormaya devam ediyorum.
*
Ey savcılar!
“İstesek seni sinek gibi ezeriz” diye yazabilen...
“Merhamet ediyoruz da hayattasın” diyebilen...
Bir tetikçi bozuntusunun bugüne kadar neden ifadesini almadınız?
Murat Sancak’a herkese açık bir cevap
“ŞEMS Ethem Medyası”nın başındaki isim olarak...
Dün çıktın televizyona...
Tek taraflı verdin, veriştirdin.
Aha ben de buradan sana tane tane ve güzel güzel cevap vereyim:
*
Ben sana hiçbir zaman “Kumar borcun yüzünden kurşunlandın” demedim. İster kumar oyna, ister oynama. Bana ne? Beni ilgilendirmez. Ben sana sadece “Bu iddia doğru mu” diye sordum. Sana iftira falan atmadım. Ben sen değilim ki iftira atayım. İftirayı sen her gün kendi gazetelerinden, televizyonlarından atıyorsun. Hem de en ucuz şekilde. Bu nedenle bana “Ahmet Hakan iftira atma” diye çağrıda bulunmana gerek yok.
*
Bana yönelik saldırıyla ilgili olarak “Geçmiş olsun” diyorsun. Eksik olma. Sağ ol. Sana da geçmiş olsun. Ama bak, ben bana yapılan saldırının peşindeyim. Gazetem de peşinde. Olayın failleri ortaya çıkarılsın diye her gün bağırıp çağırıyoruz. Avukatlarımız olayın üzerine gidiyor. Hükümete sesleniyoruz, polise sesleniyoruz. Peki söyler misin, sen niye öyle yapmıyorsun? Kimdir sana kurşun sıkanlar? Niye ortaya çıkması için bastırmıyorsun? Niye ortalığı inletmiyorsun?
*
“Paralel Yapı ile Doğan Grubu bana yapılan saldırının arkasında” diyorsun. Paralel Yapı’yı bilmem. Geçmişte de, bugün de bu yapıyla dost olmadım. “Doğan Grubu” iddiası beni de kapsıyor. Bu nedenle soruyorum: Nerede delilin? Ayıp değil mi böyle uluorta suçlamada bulunmak? Utanma, sıkılma nerede? Şimdi ben de çıksam “Bana saldıranları Şems Ethem azmettirdi” desem ne olacak?
*
Bir de tutturmuşsun bir “Paralel Yapı”... Her şeyi “Palalel Yapı”ya bağlayıp duruyorsun. 13 yıl bu yapıya memleketi kim teslim etti? Kendin söylüyorsun: “Ben de bunlara yardım ettim” diye... Yani sen eskiden Paralel’in adamıydın, şimdi düşmanısın. Bense Paralel karşısında eskiden neredeysem şimdi de oradayım. Bana laf etmeye hakkın var mı? İnsan biraz sıkılır.
*
Diyorsun ki: “Paralel Yapı’da bunların kasedi var.” Hay senin de, Paralel Yapı’nın da, kasetinin de... Benim ne kasedim olacakmış Paralel Yapı’nın elinde be adam! Senin “Para benim değil mi, kumar oynarım kardeşim” diyebildiğin bir ortamda... Paralel Yapı, beni hangi kasetle tehdit edebilir ki? Yemişim Paralel Yapı’yı... Hem sen nereden biliyorsun benim kasedim olduğunu Paralel’in elinde? Paralel’den haber mi alıyorsun? Allah kasetçi Paralel’in de belasını versin, kaset falan yokken “kaset var” diye ortalığı zehirleyenlerin de belasını versin.
DÜZELTME VE CEVAP METNİ
“Hürriyet” adlı gazetenin 04.07.2015 tarihli nüshasının 4. sayfasında, Ahmet Hakan tarafından hazırlanan “Asıl Blokçu Sensin Gerzek” başlıklı haberlerin içeriğinde somut verilerden uzak ve mesnetsiz ifadeler kullanılmak suretiyle, müvekkillerimiz Murat Kelkitlioğlu ve Ethem Sancak hakkında gerçek dışı ve hakaret içerikli bilgilere yer verilmiştir. Söz konusu haberle müvekkillerimizin kişilik haklarına saldırıda bulunularak; isimleri, gerçeklikle uzaktan yakından alakası olmayan konularla birlikte anılarak kendilerine hakaret söylemlerinde bulunulmuş ve bu yolla toplum nezdindeki saygınlıkları sarsılmaya çalışıldığından, cevap ve düzeltme hakkının kullanılması zorunluluğu hâsıl olmuştur.
Haberde gayr-ı samimi bir üslup kullanılmak suretiyle, müvekkillerimizin onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek nitelikte yakıştırmalarda ve hareket içerikli söylemlerde bulunulmuş olup, müvekkilimizle ilgili gerçek dışı bilgilere yer verilmiştir. Ayrıca haber müvekkillerimizin güvenilirliğine ve aynı zamanda kişilik haklarına zarar veren, ticari ve sosval çevresindeki itibarını önemli derecede zedeleyen, kamuoyu nezdinde küçük düşmesine sebep olan, tamamen tek taraflı beyanlara dayanılarak hazırlanmıştır.
Hiçbir somut hükme dayanmaksızın yayınlanmış olan hakaret içerikli, gerçek dışı, hukuka aykırı, mesnetsiz haber; her şeyden önce basın ahlakı ve çalışma ilkelerine aykırılık teşkil etmekte olup, anılan sözde haberi yayınlayan yayın organı ve yetkilileri hakkında, hukuki ve cezai her türlü yasal başvuru yolları kullanılacaktır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Ethem SANCAK Murat KELKİTLİOĞLU
Vekili
Av. Begüm YILMAZ
Paylaş