Siz 'Çanakkale geçilmez'i çok yanlış anlamışsınız Binali Bey

Başbakan Binali Yıldırım’ın çıkıp da...

“Çanakkale Boğazı’na köprü yapacağız” demesi...

Takdire şayan.

Gerçekten takdire şayan.

Fakat Binali Yıldırım’ın Çanakkale Boğazı’na yapılacak yeni köprüyü anlatırken...

“Çanakkale geçilmez sözü tarihte kaldı. Çanakkale geçilir, her türlü geçilir” demesine ne demeli?

Tarihe geçen “Çanakkale geçilmez” sözü...

İşgalci düşmanlar için söylenmiş bir sözdür. Göğüs kabartan bir büyük imana, inada ve kararlılığa işaret eder.

“Çanakkale geçilmez” demek... Yedi düvel bir olsanız da buradan geçemezsiniz demektir.
“Çanakkale geçilmez” demek... Bedr’in arslanları kadar şanlı askerlere gönderme yapmak demektir.
“Çanakkale geçilmez” demek... Bu topraklar için toprağa düşmüş askere açılan Peygamber kucağına işaret etmek demektir.

Kısacası demem o ki...

Çekik gözlü köprü mühendislerine yap-işlet-devret yöntemiyle yaptırılacak olan köprüyle falan Çanakkale geçilmez.

Çanakkale’yi köprü yaptırarak geçemezsiniz.

Çanakkale’yi geçilir kılmak için...

15 Temmuz’da şaha kalkan o muazzam ruhu karartmanız şarttır.

Başka türlü olmaz.


ERGENEKON, BALYOZ SAPINA KADAR GERÇEKSE
AHMET Altan niye içeride?

Mehmet Baransu’nun bavulu niye lanetli?

Kozmik Oda’ya dalanlar niye zindana tıkılıyor?

Niye “Milli ordumuza kumpas kuruldu” denmişti?

Taraf gazetesi niye OHAL kararnamesiyle kapatıldı?


GELİN GAZETECİLİĞİN RACONUNU YENİDEN YAZALIM
GELİN, bundan böyle...

İktidarın arkasına saklanarak gazetecileri tehdit eden, gazetecileri vurmaya kalkışan, gazetecilerin işini bitirmeye çalışan gazeteci bozuntularına, hak ettikleri muameleyi yapalım ve onları yokluğa mahkûm edelim.

Gelin, bundan böyle...

Nasıl daha düne kadar deli gibi FETÖ’yü savunuyorlarsa, bugün de aynı şevk ve heyecanla FETÖ karşıtlığı yapan gazeteci bozuntularının abuk sabuk sayıklamalarına prim vermeyelim.

Gelin, bundan böyle...

Yapılan bir gazetecilik faaliyetinden kriminal unsurlar çıkarmaya çalışan, kendilerini savcı ve yargıç yerine koyan, ortalıkta “devrim muhafızı” edasıyla dolaşan bu sahte gazetecilerle muhatap olmayalım.

Gelin, bundan böyle...

Gazeteciliğin “iktidarı denetlemek” olan temel ve asli görevini, iktidarı denetlemeye çalışan gazetecileri tehdit etmek maksadıyla kullanmaya kalkışan gazeteci bozuntularının hiçbir tehdidine pabuç bırakmayalım.


BRAVO AHMET TAŞGETİREN
ŞÖYLE yazmış Ahmet Taşgetiren:

“Ali Bulaç Zaman’da yazıyordu ama o yapının içinde midir, hayır. Sert eleştirileri o yapıyı desteklemek anlamına mı gelir, bence hayır. Bu sebeple tutuklanmasını, tutukluluğunun devam etmesini doğru bulmuyorum.”

Hakkı haykırdığı için bravo
Ahmet Taşgetiren’e...

Ben aynı şeyleri Ahmet Turan Alkan için, Şahin Alpay için, Nazlı Ilıcak için de söylüyorum.

Dilerim Taşgetiren de söyler.


KIRBAÇ
EKMEK parası peşinde koşup fazla mesai yapmaya çalışan şortlu hemşireye tekme atan adam, mahkemede “din, iman, tahrik, kırbaç” gibi sözcüklerle kendini savunmuş.

İnsan bazen sırf bu tür adamlar için “kırbaçlama” diye bir cezanın olmamasına çok hayıflanıyor.


SAVCILAR BÜYÜK RİSK ALMIŞ
FETÖ’den tutuklu bazı sanıklar...

“Daha fazla konuşamayız, yemin ettik, çarpılırız” deyince...

Savcılar, Diyanet İşleri’ne “Gerçekten çarpılırlar mı” diye sormuş.

Diyanet ise “Rahat oynasınlar, çarpılma olmaz” diye yanıt vermiş.

Peki ama ya Diyanet, “Çarpılırlar ki hem de nasıl” diye cevap verseydi...

Ne yapacaktı bu savcılar?


GÜLTAN KIŞANAK'IN GÖZALTINA ALINMASINA DAİR İKİ ŞEY
BİR: Çözümsüzlük girdabına daha fazla sürüklendiğimizi düşündüğüm için endişelendim. Umutsuzluğun daha da arttığına inandığım için karamsarlaştım. Zaten gergin olan havanın daha fazla gerginleşeceğine ikna olduğum için canım sıkıldı.

İKİ: Bu gözaltı olayını istismar ederek bir silkiniş çıkarmaya çalışanları... Bu gözaltı olayını kullanarak bir türlü başlatamadıkları başkaldırıyı başlatmaya çalışanları... Gördükçe... Öfkelendim.


İKİ TEKLİF
BİR: Adil Öksüz’ün nerede olduğunu ihbar edenlere 4 milyon TL verilecekmiş... Bu paranın Adil Öksüz’ü zincirleme serbest bırakanlardan alınmasını teklif ediyorum.

İKİ: Zekeriya Öz’ün nerede olduğunu ihbar edenlere 2 milyon TL verilecekmiş... Bu paranın “Zekeriya Öz’ün heykeli dikilmelidir” diyen şahıstan alınmasını teklif ediyorum.


KİLİSE DUVARINA ŞEY ETMEK
ALMANYA’nın Ulm kentindeki bu tarihi kilise, duvarlarına şey yapanlar yüzünden çökme tehlikesiyle karşı karşıyaymış.



Demek ki Almanya’da “Eceli gelen bilmem ne, kilise duvarına bilmem ne edermiş” gibi bir atalar sözü yok.


TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR
DÜNYANIN en medeni ülkesi olarak bilinen Fransa’da “mülteciler binecek” diye otobüs koltuklarını kalın plastikle kapladılar.



Fotoğrafı görünce gözümde tek dişi kalmış bir canavar belirdi.


CHE VE OĞLU
İYİ ki ölmüş Che...

Yoksa...

Oğlunun “Che’nin oğlu” olmak üzerine kariyer kurduğunu görüp kahrolabilirdi.