Paylaş
- 15 Temmuz badiresinden sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin durumu nedir? Toparlanma oldu mu?
*
- HULUSİ AKAR: 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra ordudan uzaklaştırılanlar oldu. Generallerin yüzde 50’si, kurmay subayların yüzde 73’ü görevden uzaklaştırıldı. Bunun ardından bir ay sonra Fırat Kalkanı Harekâtı gerçekleşti. Sonra da 4 büyük başarılı operasyon. Dünyada başka hiçbir ordu bunun altından kalkamazdı.
*
SÖZDE DEVLET TEHDİDİNİ PARÇALAYIP ATTIK
- Harekâtların amacı, sizin “terör koridoru” diye nitelediğiniz yapıyı bozmaktı. Bunda başarılı olundu mu?
*
- HULUSİ AKAR: Terör koridoru eşittir sözde bir devlet teşekkülü. Bu koridora müsaade etmedi Türkiye. Parçalayıp attı. Bu yapılmasaydı bugün çok farklı tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya kalacaktık. Türk ordusu gittiği yere barış, huzur ve istikrar getiriyor. Mehmetçik mazluma, masuma, haklıya siperdir.
*
İKİ DEVLET TEK MİLLET BİLİNCİ OTURDU
- Azerbaycan zaferinin ardından ortaya çıkan en önemli husus nedir size göre?
*
- HULUSİ AKAR: 44 günlük bir harekât. Bu harekâtın en önemli etkisi şu oldu: İki ülke de “iki devlet tek millet” bilincini çok daha iyi kavradı. Bu bilinç oturdu. Bundan sonra Ermenistan tercihlerini doğru yaparsa barışın paydaşı olabilir.
*
HAFTER ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNDE YARGILANIR
- Libya’da Hafter’in tehditleri gündemde. Sizin çok sert cevabınız oldu Hafter’e karşı... Hafter konusunda ne düşünüyorsunuz?
*
- HULUSİ AKAR: Hafter, aslında bir piyon, bir kukla... İnsanlık düşmanı. Kendi kendine sözde mareşal unvanı verdirten biri. Üçüncü devletlerin kullanmak istediği profile uygun. Arkasında kimlerin olduğu biliniyor. Birilerine uşaklık yaparak Libya’yı istikrarsızlığa sürüklemeye tevessül ediyor. Hafter başına geleceklerden korkuyor. Libya’da birçok toplu mezar ortaya çıktı. 200’den fazla ceset var. Alçakça yapılan hastane, okul saldırıları söz konusu. Uluslararası ceza mahkemelerinde yargılanması gibi hususlar onu tedirgin ediyor. Bazı ülkeler de bu insanlık düşmanı adama destek çıkıyor.
*
YUNANİSTAN KAPI KAPI DOLAŞIP TEZVİRAT YAPIYOR
- Yunanistan’la Türkiye arasındaki gerilimde son durum nedir?
*
- HULUSİ AKAR: Yunanistan, son üç ayda 49 NAVTEX ilan etti, sadece ikisinde faaliyet gösterdi. Sorun olarak aktardığı tüm argümanlar, kendi üretimi. Türkiye’yi sıkıştırmak için elinden geleni yapıyor. “Oturalım konuşalım” dediğimizde görüşmeye yanaşmıyor. Kapı kapı dolanıp yalan dolan üzerinden tezvirat yapıyor.
*
BIDEN YÖNETİMİNE KARŞI KILIÇLARI ÇEKMEK DOĞRU DEĞİL
- S-400 sorunu ve yaptırımlar var gündemde. ABD ile ilişkilerde nasıl bir gelecek öngörüyorsunuz?
*
- HULUSİ AKAR: Amerika ile yıllara dayalı münasebetlerimiz var. Yüzlerce husus arasından S-400’ü alıp kilitlerseniz olmaz. FETÖ’yü istedik verdiniz mi, hayır. S-400 bizim için tercih değil, zorunluluk. 83 milyon vatandaşımızın güvenliği söz konusu.
Biden yönetimi ile şimdiden kılıçları çekmek doğru değil. Süreci görmek, ona göre bir yol yöntem belirlemekte fayda vardır. PKK eşittir YPG... Bunun anlaşılması şart. Beklentimiz mühimmat dahil verilen desteğin sonlandırılması.
HULUSİ AKAR İZLENİMLERİ
KALENDER Orduevi’nde buluştuk Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la...
Uzun uzun sohbet ettik.
*
Şanlıurfa, Azerbaycan, Gaziantep, Ankara ve İstanbul hattında iki günlük yoğun ve yorucu ziyaretler yapmış. Buna rağmen hiçbir yorgunluk emaresi yoktu üzerinde.
*
Ayaküstü birkaç karşılaşmamız olmuştu Hulusi Akar’la. Ama uzun boylu hiç sohbet etmemiştik.
*
Yaptığımız uzun sohbetten şu izlenimlerle ayrıldım:
*
- CİDDİ AMA HOŞSOHBET: Ciddiyetini hiç bozmuyor Hulusi Akar ama hoşsohbet... Tam yerine denk getirip harika anekdotlar anlatıyor.
*
- BAŞLICA KONULARI: Konulara hâkim... Suriye, Libya, S-400, Azerbaycan, Rusya, ABD, Doğu Akdeniz, Yunanistan... Hepsini sular seller gibi analiz ediyor.
*
- KENDİNE ÖZGÜ: Kendini hemen ele vermeyen bir mizah anlayışı var. Tanımayanların hemen kavrayamayacağı kendine özgü bir mizah...
*
- OTORİTER DEĞİL: Hükümler veren, emirler yağdıran, çatık kaşlı, sözünün üstüne söz ettirmeyen türde biri değil. Soruyor, dinliyor, anlamaya çalışıyor.
*
- STRATEJİK: Ödün verilebilecek hususlar ile hiç ödün verilmeyecek hususlar arasında ayrım yapmaya özen gösteriyor. Bu açıdan stratejik biri.
İKİ ÖRNEKLE VİTRİN MANKENİ ERKEKLER
VİTRİN mankenliğini neden hep kadınlar üzerinden tartışıyoruz ki?
*
Tartışacaksak...
Asıl erkekler üzerinden tartışalım.
*
Alın size iki vitrin mankeni örneği:
*
- ÖRNEK BİR: Milli Görüş çizgisinin en önemli ismiydi. CHP’ye geçti. CHP’de kendisine torpil de yapıldı PM’ye falan girsin diye... Fakat peşinden herhangi bir kitleyi getiremedi. CHP’nin oyunda milim oynamaya sebep olamadı. Vitrin mankeni gibi kaldı orada. (İpucu: Kendisi Rizelidir).
*
- ÖRNEK İKİ: AK Parti’nin dört kurucusundan biriydi. Başbakan Yardımcısı oldu. En önem verilen isimdi. AK Parti’yi bıraktı. En son CHP’ye geçti. Fakat peşinden kimseleri getiremedi CHP’ye... Onun gelişiyle CHP’ye akan bir oy olmadı. Vitrin mankeni gibi kaldı CHP’de... (İpucu: Kendisi Sivaslıdır).
GONCA VUSLATERİ’DEN BEKLEDİĞİM ŞEYLER
HAKAN Altun-Gonca Vuslateri ayrılığında...
Ben nedense kendimi “kız tarafı” gibi hissediyorum.
Bu nedenle Hakan Altun’dan daha çok Gonca Vuslateri’nin durumuna odaklanmış durumdayım.
*
Ayrılıktan sonra Gonca Vuslateri’den beklediğim hareketler şunlardır:
*
- Arabesk kültürü “yozlaşmış” bulan janjanlı bir paylaşım.
*
- Cihangir’de Virginia Woolf’un “Kendine Ait Oda” kitabıyla bir poz...
*
- “İbo Şov’da sıkıntıdan patlamıştım” tarzı minik bir özeleştiri...
*
- “Telefondan uzağım, çaresiz değilim” tarzı bir laf sokma...
*
- Bir-iki entel dantel ontolojik analiz denemesi...
*
- Her şeyi unutturmak için “Tank Palet Fabrikası” türü politik bir çıkış...
Paylaş