Paylaş
Gülşen’in tüm imam hatipliler için “sapık” demesine okkalı bir tepki göstermeyenlerin, “Ne var bunda canım, kızcağız küçük bir şaka yapmış” diyerek geçiştirmeye çalışmaları ise...
Daha da fazla rahatsız etti.
*
Bütün bunlardan dolayı moralim bozukken...
Üstüne bir de Gülşen’in yaka paça tutuklanması geldi.
Karamsarlık ve umutsuzluk kapladı her yanımı.
*
Bu tutuklamaya hiçbir taktik gözetmeden, hiçbir strateji izlemeden, hiçbir siyasi hesabı aklımın ucundan geçirmeden...
Var gücümle itiraz ediyorum.
*
Gülşen’in imam hatiplerde okuyan binlerce çocuğa ve imam hatiplerden mezun olmuş binlerce kişiye karşı yaptığı büyük terbiyesizlik karşısında...
Kınamak gibi bir alternatif varken... Öfkeyle itiraz etme hakkı varken... Ayıplama mekanizmaları el altındayken... Utandırmak gibi müthiş bir cezalandırma yöntemi söz konusuyken... Sivil ve örgütlü tepkilerin yolu açıkken....
Polisin, savcının, kelepçenin, hapishanenin devreye girmesi...
Çok ama çok yanlış olmuştur.
*
Bu yanlıştan dönülmelidir.
Gülşen, derhal serbest bırakılmalıdır.
TUTUKLAYARAK MI TERBİYE EDECEĞİZ
SANAYİ ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yakın geçmişten üç örnekten söz etmiş.
Verdiği örnekler şunlar:
*
Adamın biri Demirtaş’ın eşine hakaret etmiş. Tutuklanmış.
*
Başka birisi Alevi canlara hakaret etmiş. Tutuklanmış.
*
Bir başka densiz, Atatürk’e hakaret etmiş. Tutuklanmış.
*
Sosyal medya hesabından bu üç tutuklamanın haberlerini paylaşan Varank, şöyle demiş:
*
“Üç ahlaksız hangi muameleyi görmüşse... İmam hatiplilere hakaret eden ahlaksız da aynı muameleyi görmüş. Bundan kim, neden rahatsız olur?”
*
Bakan Varank’ın verdiği bu örneklere bakınca...
Ülkemizde son dönemde gelişen bir yaklaşımı fark ettim.
*
“Benim hassasiyetlerime laf eden tutuklansın, benim hassasiyetlerime laf etmeyen tutuklanmasın” diye özetlenebilecek bir yaklaşımdır bu.
*
Bir karar vermemiz gerekiyor:
*
Edepsizleri, ahlaksızları, müfterileri, terbiyesizleri...
Tutuklayarak mı terbiye edeceğiz?
Yoksa başka yollarla mı?
*
“Gülşen’i tutukladın, imamı da tutukla” mı diyeceğiz?
Yoksa “Gülşen de ayıplansın imam da” mı diyeceğiz?
MÜKEMMEL BİR ÖRNEK: GÜNER ÜMİT OLAYI
GÜNER Ümit, bir zamanların en popüler, en çok kazanan, en çok izlenen televizyon şovmeniydi.
*
Günlerden bir gün televizyon ekranında Alevi canlarımızı fena halde incitecek alçakça bir iftirayı dile getirdi.
*
Ne oldu?
Adliye, polis, gözaltı, tutuklama, hapis falan mı devreye girdi?
Hayır!
*
Alevi–Sünni herkes, yapılan terbiyesizliğe çok güçlü tavır koydu. Aleviler, televizyon binası önünde gösteriler yaptı. Her köşeden kınamalar yükseldi.
Ve sonuçta Güner Ümit, özür üstüne özür dilemesine rağmen... Bir daha ekrana çıkamaz hale geldi.
*
O kadar ki yıllar sonra yeniden ekrana dönme girişimi bile başarısızlıkla sonuçlandı.
*
Gülşen’e karşı da yapılacak tek şey, işte buna benzer bir toplumsal tepki olmalıydı.
'SAPIK' NİTELEMESİNE NE DİYORSUN TARKAN?
TARKAN’ın Gülşen’in tutuklanmasına tepki gösteren sosyal medya paylaşımını okudum.
“Dini kendi yobaz düşüncelerine alet edip toplumu kutuplaştıranların görmezden gelinmesinden” yakınmış bu paylaşımında Tarkan.
*
Fakat Gülşen’in koskoca imam hatip camiasına “sapık” demesine...
Bir harfle bile değinmemiş Tarkan. Bir kelimecik olsun itiraz etmemiş. “Sapık demesi de pek yakışık almadı” bile diyememiş.
*
Ne yani Tarkan?
*
İmam hatiplilere “sapık” demek, toplumu kutuplaştırmıyor mu? İmam hatiplilere ağız dolusu hakaret edilmesinde hiçbir sakınca yok mu? İmam hatipliler, bu toplumun bir parçası değil mi senin gözünde?
*
Senin gibi gelişmiş empati hissiyle dopdolu olan bir sanatçının, o engin empati okyanusundan imam hatipliler bir damlacık olsun faydalanamayacaklar mı?
HANGİ DÜNYAYA KULAK KESİLMİŞSE ÖBÜRÜNE SAĞIR
İSMET Özel’in sevdiğim bir dizesi vardır:
*
“İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır.”
*
Dünyalardan biri...
“Sapık” nitelemesine maruz kalan imam hatiplilerin ne hissetmiş olabilecekleriyle zerre kadar ilgilenmiyor.
*
Dünyalardan diğeri ise...
Öbür dünyanın hassasiyetlerini, özlemlerini, beklentilerini, arzularını, alışkanlıklarını zerre kadar takmıyor.
*
Durumumuz tam olarak budur yani.
Paylaş