Paylaş
“Bunlar vals yaptılar” falan deyince...
Aklıma birden “Osmanlı’da vals falan” defterlerini aralamak geldi.
*
İşte bulduklarımdan sadece bazıları:
*
-Sultan Abdülaziz’in bestelerinden birinin adı “Invitation a la Valse” yani “Valse davet”tir.
*
- Fatih Sultan Mehmet Venedikli ressamlar Matteo di Pasti, Costanzo di Ferrara ve Gentile Bellini’yi Saray’a davet etmiş ve portre yaptırmıştı.
*
-Abdülhamid Han Hazretleri, alaturka musikiden hoşlanmazdı, “Uykumu getiriyor” derdi, alaturka yerine alafranga müziği tercih ettiğini söylerdi.
*
-Yine Abdülhamid Han Hazretleri, piyano ve yaylı kuartetlerden hoşlanır, opera ve operetleri pek severdi.
*
-Yine Abdülhamid Han Hazretleri, Fausto Zonaro adlı İtalyan ressamı “saray ressamı” olarak görevlendirmiş idi...
*
-Sultan Beşinci Murad da piyanosu başında “Mi bemol majör vals” adlı Viyana valsi türünden parçalar bestelemiştir.
*
- Sultan İkinci Mahmud döneminde meşhur opera bestecisi Geotano Donizetti’nin ağabeyi Giuseppe Donizetti, padişahın müzikten sorumlu baş eğitmeni makamına getirilmiştir.
*
- Franz Liszt var ya... Hani şu meşhur bestekâr... Hah işte o Çırağan Sarayı’nda Hanedan’a nice resitaller vermiştir.
*
- Fehime Sultan ve Şehzade Burhaneddin Efendi, Batı müziği formunda besteler yapmışlardır.
*
- O kadar ki... Cumhuriyet kurulmayıp Osmanlı devam etseydi... Tuğçe Kazaz değil de Fazıl Say bugün Saray’ın gözdesi haline gelirdi.
*
Kısacası demem o ki...
Vals ile derdi olanların...
Önce sultanlarımıza laf saydırmalarını bekleriz.
Tabii eğer dert, gerçekten de vals ise...
BİR DUA
SAKIN BİZİ KAYYUM EYLEME ALLAH’IM
-ALLAH’IM! Sakın bizi başkasının malına mülküne kanuni ama hukuki olmayan yollardan çökenlerin kayyumu eyleme.
*
-Allah’ım! Sakın bizi başına getirildiğimiz televizyonları karartmak, gazetelerin baskılarını durdurmak zorunda kalan kayyumlardan eyleme.
*
-Allah’ım! Sakın bizi tüm hayatı boyunca kariyerinin en parlak tarafı “kayyumluk” olan kayyumlardan eyleme.
*
-Allah’ım! Sakın bizi emekçilerinin direnişe geçtiği herhangi bir basın kuruluşunun gaddar ve insafsız kayyumlarından eyleme.
YUH SANA HÜSEYİN GÜLERCE YUH
HÜSEYİN Gülerce’nin dünkü yazısını okudum.
Midem bulandı.
*
Hüseyin Gülerce’ye göre...
Medya eleştirmeli imiş ama Doğan Grubu eleştiri yapmıyor, düşmanlık yapıyor imiş. Biz iktidara muhalif duruş sergilemiyormuşuz. Onun yerine ne pahasına olursa olsun iktidarın devrilmesi için çırpınıyormuşuz.
Yuh diyorum. Gerçekten yuh!
*
Ey Hüseyin Gülerce!
Sen ki daha dün “Hürriyet’te yazmak isterim” dememiş miydin?
Soruyorum sana:
Eleştiri yapmayan, düşmanlık yapan bir gazeteye gelmek için niye can attın?
Ne pahasına olursa olsun iktidarın devrilmesi için çırpınan bir yerde ne işin olacaktı ki senin?
*
“Medya eleştirmeliyse senin bugün içinde yer aldığın medya niye hiç eleştirmiyor?” sorusunu sormaya bile gerek duymadan sana şunları söylemek isterim Hüseyin Gülerce:
-Biz burada bırak düşmanlığı muhalif bir duruş bile sergilemiyoruz. Bırak muhalif duruşu, herhangi bir duruşa bile gerek duymuyoruz.
-Biz burada sadece evrensel gazetecilik ilkelerine uyarak doğruya doğru, eğriye eğri deme hakkımızı kullanıyoruz.
-Ama sen ve senin gibiler bu kadarcığına bile tahammül gösteremiyorsunuz.
*
Hüseyin Gülerce!
Sen ki 40 yıl bir Cemaat’in en tepe noktasında yer almış, ancak 40. yılın şafağında “Bunlar ne kadar da kötü insanlarmış” diyebilmiş bir adamsın.
40 yıl içinde yer aldığı Cemaat’i tanıyamamış bir adamın herhangi bir saptaması ciddiye alınır mı?
*
Benimki de iş işte!
Tutmuş böyle bir adamı ciddiye alıp hakkında bir şeyler karalıyorum.
Hakikaten yatacak yerim yok benim.
BANA HER ŞEY ETHEM’İ HATIRLATIYOR
BAŞBAKAN Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilişkisini şöyle tanımlamış:
“Bu bir gönül ilişkisi.”
Ardından da eklemiş:
“İlişkimiz böyle olduğu için kendisini özlüyorum.”
*
Açıklamayı okuyunca gülümsedim.
Ve kitleye karşı hitap eder gibi haykırdım:
“Bana her şey Ethem’i hatırlatıyor.”
YERİNİ SÖYLEDİM, PARAMI VERİN
İÇİŞLERİ Bakanlığı “arananlar” listesini açıklamış.
Fethullah Gülen de arananlar listesinde.
Yakalanması için ihbarda bulunanlara 4 milyon TL ödül veriliyormuş.
Aha yazıyorum yerini:
Yer: Pensilvanya’da herkesçe malum bir çiftlik...
Ülke: Amerika Birleşik Devletleri.
Gidin, yakalayın ve paramı verin.
PSİKOLOGLARA HAVALE
TRABZONSPOR Başkanı demiş ki:
“Kadın gibi 100 sene yaşayacak yerde, adam gibi bir sene yaşarım.”
*
Kadın kimliğinden nefretin ayyuka çıktığı bir cümle...
*
Benim bir iddiam var:
Bu yaklaşımın mutlaka psikolojik nedenleri vardır.
İşte tam da bu nedenle bu açıklama, psikoloji ve psikiyatri bilimlerinin alanına girmektedir.
Paylaş