Paylaş
Pişmiş ya da pişmemiş etlerle yaptığı danslardan nefret ediyorum.
İşi pişkin bir gösterişçiliğe vardırmasını ayıplıyorum.
Çiğ et tokatlama seansları yüzünden neredeyse vejetaryen olacağım.
Hazırladığı videolardaki tuhaf hallerini yüzümü buruşturarak izliyorum.
Yani Nusret’e karşı duygularımız ortak.
*
Ama bu adamın ABD’den Dubai’ye küresel çapta alıcısı var.
*
“Görgüsüz” demeden...
“Bu ne şaklabanlık?” demeden...
“Etten soğuduk valla” demeden...
Yumuluyorlar Nusret’in etlerine ve şovlarına.
*
Yani acı ya da tatlı gerçek şudur:
*
“Edirne’den geçince anlamı olan Türkler” sıralamasında...
Nusret de var.
*
İşte tam da bu yüzden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Türkiye’nin tanıtımına katkıda bulunsunlar diye seçtiği 19 Türk şef arasında
Nusret’in de bulunmasını pek yadırgayamıyorum.
MİLLETVEKİLLERİ AŞIDA ÖNCELİKLİ OLMALIDIR
SÖZ konusu milletvekilleri olduğunda ortalığı ayağa kaldıranları hiç anlamıyorum.
Milletvekilliği...
Sosyalleşmeyi gerektirir... Halkla teması gerektirir... Yakın durmayı gerektirir... İç içe olmayı gerektirir...
*
Bu sebeple korona açısından en riskli işlerin başında gelir milletvekilliği.
Ne olur yani sayıları zaten çok sınırlı olan milletvekillerine aşıda öncelik tanınsa...
LİYAKATLİ CHP’LİLERE ÖNCELİK VERECEKLERMİŞ
“LİYAKAT... Liyakat...” deyip duruyoruz. Yıllardır.
İyi ama CHP iktidara gelince ne olacak?
Liyakat, esas olacak mı?
*
İşte bu sorunun cevabı ortaya çıktı.
*
Halk TV’de bir program.
Sunucu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’a şu soruyu soruyor:
*
“Yıllardır ‘Bir iktidar olsak da bizim çocuğu işe koysak’ diyenler var. Kadrolaşma sizin önceliğiniz olmayacak mı?”
*
Seyit Torun, bu soruya şu cevabı veriyor:
*
“Biz liyakate dayalı bir çalışma uygulayacağız. Ama bu demek değil ki arkadaşlarımızı ihmal edeceğiz. Tabii ki önceliği onlara vereceğiz.”
*
Yani şunu demek istiyor Seyit Torun:
*
“Bir işe 10 liyakatli başvurursa... Biz o 10 liyakatli arasından CHP’li olana öncelik vereceğiz.”
*
Yani CHP başa geçerse liyakat hayata geçecek.
Ama bu liyakat, torpilli bir liyakat olacak.
*
Birsen Tezer’in pek güzel söylediği o şarkıyı, “liyakatte torpil” esasını getirmek isteyen CHP için şöyle değiştirmek istiyorum:
*
“Liyakat bu değil/Yapma CHP/Sen insanı güldürürsün/Sen insanı güldürürsün.”
MİLYONLARCA TANRISI OLAN BİR ÜLKE YÖNETİLEBİLİR Mİ?
“BEYAZ Kaplan” adlı bir film izledim. Hindistan’ı anlatıyor.
Acımasız kast sistemini, her tarafı dökülen bürokrasiyi, aşılması imkânsız aşırı yoksulluğu, zengin ile fakir arasındaki devasa uçurumu, halkın vurdumduymazlığını, politik yozlaşmayı falan içeriden anlatan bir film.
İncelikli bir alaycılık var filmde. Bu yüzden daha da kıyıcı bir etki bırakıyor izleyen üzerinde.
*
Peki umut var mı Hindistan için? Bence yok.
*
Fransa için söylenmiş şöyle bir cümle var:
“325 çeşit peyniri olan bir ülke kolay yönetilemez.”
*
325 çeşit peyniri olan Fransa kolay yönetilemezse...
Milyonlarca tanrısı olan Hindistan ne yapsın?
SON GÜNLERİN ÖNE ÇIKAN SİYASİLERİ
OĞUZHAN ASİLTÜRK: Milli Görüş’ün Erbakan’dan sonra gelen lider ismi... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretiyle bir anda gündemin bir numarası oldu. Saadet’in alacağı kararda etkisi büyük olacak. O kararın alınacağı güne kadar da gündemde olmaya devam edecek.
MEHMET ALİ ÇELEBİ: Ergenekon ve Balyoz davalarının mağduru olarak elde ettiği popülariteyle büyük bir saygınlık kazanmış durumda. CHP içinde başlattığı huruç hareketiyle gündemde. Önce dikkate alınmadı. Ama baktılar yıpratıcı bir etkisi oluyor... Dikkate almak durumunda kaldılar. Bunun devamı gelir.
ÖZLEM GÜRSES’İN YERİNDE BEN OLSAM
TÖVBE! Onun yerinde olmak istemem tabii...
*
Olacağımı da sanmıyorum. Çam devirebilirim, gaf yapabilirim, bir hataya imza atabilirim.
Ama “Gülnaz Şırınga” gibi bir absürtlüğe kafamı yatırmam mümkün değil.
Bu söylediğim sadece benim için de geçerli değil.
Muhalif olsun, iktidar yanlısı olsun...
Hiçbir gazeteci, kolay kolay “Gülnaz Şırınga” tarzı bir olayın kahramanı olmaz, olamaz.
*
Ama yine de empati yapamadan edemiyorum.
Ben Özlem Gürses’in yerinde olsam...
MHP’den, Bahçeli’den, Bahçeli’ye aşı yapan hemşireden şöyle yürekten özür diler...
Ardından da bir süreliğine ama uzun bir süreliğine...
“Pek izzet ü ikbal ile olmasa da çekiliyoruz ekranlardan” derim.
Paylaş