Bir yandan ülkede yakın zamana kadar uygulanan yeryüzünün en vahşi ve en acımasız ırkçılık uygulamalarından söz ediyoruz, bir yandan da İngiliz emperyalizminin ince dokunuşlarla işlediği Cape Town kentini seyrediyoruz.
Gündemimizde "emperyalizmin yararları ve zararları" konusu var.
Bu konuda geyik çevirerek, biraz "beyaz yaramazlık" yapıyoruz.
Yani Türkiye’yi unutmuş durumdayız.
Ama Türkiye, yani o tuhaf ülke, kendini unutturmuyor.
Bomba haberler geliyor ülkemizden:
"Duydunuz mu? Ağar ile Mumcu ayrılmış?"
Hayret nidaları!
Ve bir başka bomba:
"Lütfullah Kayalar Yozgat’ta CHP’den aday olmuş."
"Ya! Öyle mi?" seslenişi...
Ve asıl bomba:
"İbrahim Tatlıses Genç Parti’den adaylığını koymuş."
Tahmin edebileceğiniz gibi en büyük hayret nidası bu haber için ortaya konuyor.
* * *
Güney Afrika gezisine katılan grubun "gündelik politikaya en meraklı ismi" olarak, hemen internete dalıp AKP listelerinin derinliklerine doğru uzanıyorum.
Bu kez şaşırma sırası bende.
Çünkü...
Partideki "Milli Görüş" ekolüne şöyle ya da böyle yakın olan isimlerin büyük çoğunluğu tırpanlanmış...
Mesela...
Partinin İslamcılığını gizlemeyen iki ismi Faruk Ünsal ve Abdullah Çalışkan listede yok.
Mesela...
Mehmet Elkatmış, Hüseyin Kansu, Ali Sezal, Mustafa Baş, Nurettin Aktaş ve Musa Uzunkaya gibi "Sakallılar Grubu" çizik yemiş.
Mesela...
Milli Görüş’ü çağrıştıran isimler İsmail Alptekin, Eyüp Sanay, Azmi Ateş, Mustafa Baş, Mustafa Ünaldı, Tevhit Karakaya da listede yer alamamış...
Mesela...
Ersönmez Yarbay ve Fevzi Berdibek gibi son tahlilde Milli Görüş’e yakın duran iki isme de geçit verilmemiş. Kısacası...
Refah ve Fazilet’ten yadigar birçok isim, partinin merkeze açılma gayret ve hevesinin kurbanı olmuş.
Onların yerini ise...
Ertuğrul Günay, Haluk Özdalga, Zafer Üskül, Nursuna Memecan, Ayşenur Bahçekapılı gibi "Yeni" ve "Merkezi" isimler almış.
Şöyle de söyleyebiliriz:
Gitmiş sakallılar, gelmiş magazin aleminin namlı ve sempatik Osman Yağmurdereli Abisi!
* * *
Bu operasyonun bir adı "AKP’yi merkeze yerleştirme" ise...
Bir başka adı ise "Bülent Arınç’ı yalnız bırakma"dır.
Çünkü...
Listeye baktığımızda...
Partide Bülent Arınç dışında Milli Görüş vurgusuna meraklı ismin kalmadığını görüyoruz.
Yani...
Bundan sonra Bülent Arınç’ın, "Ya ben, ya sen, ya da Abdullah! Yoksa kimseyi dinlemem aday olurum" diye rest çekme imkanı kalmamıştır.
Hatta...
Yeni dönemde Arınç’ın Meclis Başkanlığı’na aday olma cesareti bile gösteremeyeceğini tahmin etmek zor değil...