Paylaş
Hangi siteyi açsam...
Hangi sosyal medya hesabına girsem...
Hangi yayın organına göz atsam...
Hep aynı haber:
“Flaş! Flaş! Ünlü profesör Celal Şengör’den bomba açıklama: Kendi dışkımı yedim, tadı acıydı! Bu bir merak meselesi”.
Bu iğrenç haberden kaçmak, korunmak, bu iğrenç habere maruz kalmamak neredeyse imkânsız...
Başa gelen tam olarak şöyle bir şey:
“Günün gelişmelerine şöyle bir bakayım” diye atılan her adımda bir öğürme hissiyle mideyi tuta tuta kaçmak zorunda kalmak!
Celal Hoca!
Ne b.k yiyeceğine karışacak değiliz tabii.
Son tahlilde özgür bir adamsın.
Fakat yeter artık!
İkide bir yediğin şu haltı anlatma yahu!
Bulantı ve kusma hissine maruz kalarak “Anti-em” bağımlısı olup çıktım senin yüzünden!
KESİN ARTIK ŞU ŞOVU BELEDİYE BAŞKANLARI!
MARKET zincirlerine bir şey diyemezsiniz, komisyoncuyla uğraşmazsanız, kodaman denetlemesi yapamazsınız, aracılara dokunamazsınız, milyon dolarla daire satan müteahhitlere ses edemezsiniz...
Ama sıra gariban pazarcıya, fırıncıya, bakkala falan gelince...
Kameralar eşliğinde müdahale edip şov yaparsınız.
Garibanlar üzerinden şov yapmayı derhal kesin ey başkanlar!
EKŞIN ÜSTÜNE EKŞIN
SERMİYAN VAKASI: Sermiyan Midyat adlı film oyuncusu ve film yönetmeni, Sinan Akçıl’la basit bir bar kavgasına karışmış... Olay duyulunca da “Ahmet Kaya’nın başına gelenler benim de başıma geldi” edebiyatı yaparak durumdan sıyrılmaya çalışmış... Din istismarı, Atatürk istismarı falan derken Sermiyan Bey sayesinde bir de “Ahmet Kaya istismarı” çıktı başımıza!
ARDA VAKASI: “Gizli Kalsın” adlı mekânda şarkıcı Berkay’ın eşine sulanmış. Berkay devreye girdiğinde de... Kafayı basmış şarkıcının burnuna... Sonra da silahını alıp Berkay’ın kaldırıldığı hastaneye gitmiş. “Senin karın olduğunu bilmiyordum abi, al bu silahı vur beni” demiş... Benim buradan çıkardığım sonuç şudur: Arda Turan, Türkiye’nin en karanlık tarafının bir numaralı temsilcisidir!
ÜSKÜDAR'DAN DÖNERKEN KIRILDI DA BİR ÖNYARGIM
ÜSKÜDAR Belediyesi ile ilgili nereden edindiğimi bilemediğim gereksiz bir önyargım vardı. Üsküdar’a gittim. Başkan Hilmi Türkmen’le buluşup konuştum. Yerinde gözlemler yaptım ve önyargım tuzla buz oldu.
Başkan Hilmi Türkmen cana yakın, kararında konuşan, temas ve mesafeyi iyi ayarlayan, önemli ile önemsiz ayrımını gayet iyi başaran bir belediye başkanı... Çok samimi ve çok sahici biri...
Başkan Türkmen’in temel amacı şu: Belediyecilikte bir model oluşturmak... Bu yüzden hep ilklere imza atmaya çalışmış. Hizmetlerini anlatırken “Bu Türkiye’de ilk” demekten çok hoşlanıyor!
Belediyelerin kültür merkezleri genellikle sıkıcı mekânlardır. Üsküdar Belediyesi, bu alanda da bir ilke imza atmış: Mükemmel bir Üsküdar manzarası eşliğinde kitaplarla çevrili ferahfeza bir mekân oluşturmuşlar. Adına “Nev Mekân” dedikleri kitaplı kafeye gittim, gördüm... İmrendim, “Ara sıra gelip de yazılarımı burada yazayım” falan bile dedim.
ATATÜRK KİTAPLARINI YAZANLARI KUTLUYORUM
ŞU nedenle kutluyorum: Bunca yazılıp çizilenlerin ardından Atatürk’le ilgili hâlâ yazılabilecek yepyeni şeyler bulabildikleri için!
Bütün nedenleri bir tarafa bıraktım, sırf bu nedenle bile Oscar’ı hak ediyorlar.
Fakat bu yazarlarımız neden hep Atatürk kitabı yazarlar da bir tane bile İsmet Paşa kitabı yazmazlar?
İsmet Paşa mezarından çıksa ve durumu görse... “Tabii İsmet kim ki” falan diye sitem etse... Hiç de haksız olmaz vallaha!
RAHİP BAROMETRESİ
Serbest kalacak: Yüzde 99
Ev hapsine devam: Yüzde 1
BARİ ÖLÜLERİ ANMA ÖZGÜRLÜĞÜ OLSUN
10 Ekim’de Ankara Garı’nda IŞİD saldırısında tam 104 kişi katledilmişti.
Her 10 Ekim’de aynı manzara:
Katliamı protesto etmek isteyenler ve onlara engel olan güvenlik güçleri.
Ya bırakın da bari ölüleri anma özgürlüğü olsun!
YAPMAYIN BÖYLE
HAKSIZLIĞA uğrayan herhangi birine destek çıkarken...
“Ben aslında onun görüşlerine hiç katılmıyorum ama...” ya da “Onun tarzı aslında hiç benim tarzım değil ama...” falan diye cümleler kurmayın.
Çünkü bu cümlelerle şu iki şey oluyor:
- BİR: Verdiğiniz destek, fena halde kıymet kaybediyor!
- İKİ: Kendinizi garantiye alma çabası, fena halde sırıtıyor!
ACABA
İnsan hayatını gereğinden fazla uzun bulan var mıdır acaba?
Bahçeli’nin kafiyelerle bezeli konuşma metinlerini kim yazıyor acaba?
Bir türlü bakan olamayan Burhan Kuzu Hocam, “Hukuk Politikaları Kurulu”na atanmasıyla bir nebze de olsa muradına ermiş midir acaba?
Nilgün Bodur’un sadece kendi cümlelerinden oluşan bir kitap yazması, eşyanın tabiatına aykırı mıdır acaba?
Et pişirirken sağı solu oynamayan bir profesyonel etçimiz kaldı mı acaba?
Trafik cezalarının arttırılması da enflasyonla mücadelenin bir parçası mı acaba?
Paylaş