Meral Akşener’in beyanı esastır

SABAH gazetesi manşetten inliyor:
Meral Akşener’e kaset iftirasında bizim suçumuz yok.
Bütün suç paralelcilerin...
Ne paralelcileri!
Bütün suç Aydın Doğan’ın...

*

Peki mağdur ne diyor?
Mağdur...
Yani Meral Akşener?

*

Takdim ediyorum.
İşte Meral Akşener’in cümleleri:

*

Beni asıl vuran kanal yöneticilerinin tepkisizliği oldu.
Kanal sahipleri, Hasan Kalyoncu’nun çocukları...
Rahmetli Hasan Kalyoncu beni kızı gibi görürdü.
Ne yapacaklar diye bekledim, çıt yok.
Sonra o kanalı yöneten Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’tı ve milletvekili adayı oldu.
Arkasından onun ağabeyi Serhat Albayrak yönetici oldu.
Hepsi alçakça, şerefsizce iftiraya zımmen onay verdiler.
Beni asıl vuran budur.
O iki müptezel, küstah şahıs (Mehmet Barlas’ın oğlu Cemil ile müfteri Latif Erdoğan’ı kastediyor), program yapmaya devam ediyor.
Ve hiç kimseden ses çıkmıyor.

*

Manşetten “bütün suç başkalarının, bizde hiç kabahat yok” diye inleyen Sabah gazetesine sesleniyorum:
Sen sağa sola sıçramayı
bırak da...
Mağdurun şu beyanına
bir cevap ver.
Tabii verecek bir cevabın varsa...

Kaset toparlaması

Meral Akşener’e kaset iftirası iktidara yakın bir kanalda yapılmıştır.
İftira pasını Mehmet Barlas’ın oğlu Cemil vermiştir.
Pası gole çevirmeye kalkışan şahıs eski Cemaatçi, yeni Cemaat karşıtı Latif Erdoğan’dır.
Latif Erdoğan denilen şahıs, sanki gözüyle görmüş gibi “Evet, Meral Akşener’in Cemaat’in elinde kasedi var” demiştir.
Latif Erdoğan denilen şahıs, Meral Akşener için “kendisini iyi bilmem” demiştir.
Latif Erdoğan denilen şahıs, Meral Akşener’in kaset yüzünden Cemaat’in elinde esir olduğunu söyleyerek... Meral Akşener’in kasetten haberdar olduğunu ve bu yüzden Cemaat’e boyun eğdiğini iddia etmiştir.
Latif Erdoğan denilen şahıs kasedin içeriğini “bir kadına yakışmayacak uygunsuz davranışlar” diye açıklayarak... Şerefsizliğin daniskasını yapmıştır.
Latif Erdoğan denilen şahıs, suç üstü yakalanınca, “Kasedi görmedim, kaset montaj, Meral Hanım tertemizdir” diyerek dört dörtlük bir kıvırma yapmıştır.
Cemaat’in içindeki bir odağın kaset işlerine meraklı olması... Buz gibi hakikati değiştirmemektedir.
Buz gibi hakikat şudur: Barlas’ın oğlu ile Latif Erdoğan alçakça bir iftiraya imza atmışlardır.

Keşke her partinin bir cumhurbaşkanı olsa

Keşke bir de CHP’li cumhurbaşkanımız olsa... O da günde sekiz açılış yapsa... Yaptığı her açılışta tarafsız bir şekilde CHP dışındaki partilere giydirse... Yaptığı her konuşma 48 kanaldan canlı yayınlansa...

*

Keşke bir de MHP’li cumhurbaşkanımız olsa... Bir yandan Bahçeli, diğer yandan MHP’li cumhurbaşkanımız miting yapsa... MHP’li cumhurbaşkanımız, MHP dışındaki partilere sürekli laf soksa... Sonra da “ben tarafsızım” dese...

*

Keşke bir de HDP’li cumhurbaşkanımız olsa... Devletin tüm imkânlarını kullanarak mitingler yapsa... Demirtaş hariç diğer tüm liderlere laf çaksa... Diyarbakır Meydanı’ndan HDP hariç tüm partilere meydan okusa...

*

Ve böylece...
Seçim yarışı biraz daha adil olsa...

Şu tür şeyler eskiden ayıplanırdı

Bir gazete patronunun bir siyasi lidere aşkını ilan etmesi...

*

Bir caminin mahyasına bir siyasinin isminin yazılması...

*

Siyasi geç gelecek diye ezanın bir saat geç okunması...

*

Milletvekili adayının gazetede köşe yazıp muhalif partileri yerin dibine vurması...

Ey şehir ahalisi

BİR şehirde bir tesisin beş kez üst üste açılışı yapılıyorsa...
Kabahat...
Aynı tesise beş kez açılış yapan siyasetçilerde değil...
Kabahat...
“Ne yapıyorsunuz, siz bizi ahmak mı sandınız, kendinize gelin” diye haykırmayan şehir ahalisinindir.

Mursi’ye idam cezası

MISIR’ın dikta rejimi, Mısır’ın seçilmiş cumhurbaşkanı Mursi’ye idam cezası verdi.

*

Sözde demokrat Batı utansın.
Mısır diktasını ayakta tutan Suudi Arabistan utansın.
Suudi Arabistan’la iş tutanlar utansın.

Demirtaş’ın yine tek cümlelik çıkış yapması gerekiyor

Bunlar Zerdüşt...
Bunlar din düşmanı...
Bunlar domuz eti...
Bunlar Diyanet’i kaldıracak...
Bu cümleler son günlerde etkili olmaya başladı.
Özellikle muhafazakâr Kürt seçmen üzerinde.

*

Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarının, bu durumu göz önünde bulundurarak...
“Seni başkan yaptırmayacağız” türünde...
Tek cümlelik bir çıkış yapması gerekiyor.

*

Nereden mi bulacaklar o tek cümleyi?
Altan Tan, Hüda Kaya, Nimetullah Erdoğmuş ve Sırrı Süreyya Önder’le baş başa verip o tek cümleyi bulabilirler.