Paylaş
Ermenek’e akın ettiler.
*
-Cumhurbaşkanı gitti.
-Başbakan gitti.
-On iki bakan gitti.
-Onlarca milletvekili gitti.
-İki uçak gitti.
-Üç helikopter gitti.
-80 ambulans gitti.
-Onlarca araç gitti.
-Yüzlerce görevli gitti.
Kısacası...
Hiçbir fedakârlık ve masraftan kaçınmadılar. Tam anlamıyla seferber oldular. İşlerini güçlerini bıraktılar. Uykusuz kaldılar. Aç kaldılar. Susuz kaldılar. Acayip yoruldular.
Soma’da da aynısı olmuştu.
*
Kısacası durum şu:
-Kaza olunca...
-İşçi toprağa gömülünce...
-Dikkatler kazaya çevrilince...
-Gözyaşları akmaya başlayınca...
Devletimizi yönetenler, anında süper enerjik, süper dinamik, süper atılgan oluveriyorlar.
Sergiledikleri performans, tek kelimeyle muhteşem!
*
“Kazalar nasıl önlenir” sorusuna cevap aranıyor ya...
Ben sorunun cevabını buldum!
*
İşte çözüm:
Devletimizi yönetenler, kazalar olunca sergiledikleri şu etkileyici ve şahane performansın binde birini bile kazaların olmaması için önlem almaya, denetim yapmaya ve yasal düzenleme oluşturmaya harcasalar...
Ortada kaza falan kalmaz.
Maden ocakları ve ‘yok’lar
-TEKNOLOJİ YOK: Batı ülkelerindeki bir kömür ocağı ile Türkiye’deki bir kömür ocağı arasındaki fark, ortaçağ ile uzay çağı arasındaki fark gibi.
*
-DENETİM YOK: Denetim yapanlar, parayı denetim yaptıkları işyerlerinin sahiplerinden alıyorlar. Ötesini söylemeye gerek var mı?
*
-İNSANLIK YOK: İşçiler “daha fazla üretim/ daha fazla kâr” diye bastıran ve insanlıktan uzaklaşmış taşeronun insafına terk edilmiş durumda.
*
-EĞİTİM YOK: İşçiler, iş güvenliği için doğru dürüst bir eğitimden geçirilmiyor. Ekipman yok. Koşullar berbat.
*
-YETKİNLİK YOK: Önüne gelen devletin ocaklarından birini kiralayıp kömür çıkarabiliyor. Bir yetkinlik belgesi falan aranmıyor.
*
-FİZİBİLİTE YOK: Maden ocakları haritası yok... O haritaya göre çalışma tekniği geliştirmek yok... Koordinasyon yok...
*
-YASA YOK: Her kazadan sonra “Gerekli yasal düzenlemeler yapılacak” deniliyor. Ancak kaza unutulunca yasa falan çıkmıyor.
*
-CEZA YOK: Kimse hapse girmiyor. Kimse ceza almıyor. Kimse doğru dürüst yargılanmıyor. Kimse hesap vermiyor.
*
-ÖNLEM YOK: Elde edilen kârın binde biri harcansa... Birçok kaza önlenebilir. Ancak kârın binde birinden bile vazgeçilemediği için önlem falan alınmıyor.
*
-KARARLILIK YOK: Çalışma Bakanı ifade etti: Güçlü lobileri var ocakçıların. O lobiler devreye giriyor ve ocaklar kapanmıyor.
*
-İSTİFA YOK: Hiçbir bakan istifa etmiyor. Hiçbir genel müdür istifa etmiyor. Hiçbir daire başkanı istifa etmiyor. Hiçbir denetçi istifa etmiyor. İstifanın adı bile geçmiyor.
*
-DUYARLILIK YOK: 301 işçi ölünce bir hafta... 18 işçi ölünce üç gün... Sonra? At gitsin unutma bahçesine... Ve ardından gelsin yeni kazalar.
*
-DERS ALMAK YOK: Soma’da 301 işçi öldü. Ders almak yok. Soma’dan sonra birer ikişer 38 işçi öldü. Ders almak yok. Ermenek oldu. Yine ders alınmayacak.
‘Çargâh’ adlı bir Urfa lokantası
ALKOLSÜZ lokantaların üstadı, “sonradan gurme” arkadaşım Salih Zengin, “Çargâh” dedi, “Çok güzel” dedi, “Yenibosna’da” dedi, “Gidelim” dedi.
Kalktık gittik.
*
Ben “salaş ama lezzetli” bir yer hayal ediyordum.
Devasa ve havalı bir yer çıktı.
*
İzlenimlerim şöyle:
-“Urfa’nın yemeklerini Urfa’da yiyeceksin” diye bir düstur var ya... “Çargâh” işte bu düsturu sendeletiyor.
-Geniş, büyük ve ihtişamlı bir mekân... Ama gözünüz korkmasın: Büyük yerlere özgü fabrikasyon anlayışı buranın kıyısından bile geçmiyor.
-Mimarisi şahane, enerjisi yüksek, şatafatı yerinde bir yer. Ama kasıntı değil. Hiç değil.
-Kozmopolit bir mekân burası... Cüppeli Ahmet Hoca bir köşede Suudi Arabistan’dan gelen misafirlerini ağırlarken bir başka köşede “laik” bir çekirdek aile mutlu mesut yemek yiyor.
-“Çargâh”ın iki ortağı var. Ortaklardan biri Mehmet Yılmaz. Hayatını Urfa lezzetlerine adamış. Urfa’dan New York’a uzanan bir öyküsü var ki dinlemeye değer.
-Diğer ortak Şükrü Sert ise başka sektörlerde faaliyet gösteren, bağlama çalan, türküler söyleyen, kafa dengi, güler yüzlü bir şahsiyet... Rica ederseniz hemen bir “sıra gecesi” tertip ediyor.
-Hijyen: 10 numara. Servis: 10 numara. Konfor: 10 numara. Lezzet: 10 numara... Bütün bu 10 numaralara rağmen fiyatlar ise gayet makul.
*
Fırsat bulursanız Yenibosna’da yükselen “İst-West” adlı yapı kompleksinin ana yola bakan bölümünde yer alan “Çargâh”a yolunuzu düşürün...
Çıkarken “az bile yazmış” diyeceksiniz.
Peşmerge geçer iken
PEŞMERGE topraklarımızdan geçerken...
Kürtlerin sevinç gösterisi yapmasına bozulanlara soruyorum:
*
Akrabalarının yardımına koşan silahlı kuvvetleri görünce ne yapacaklardı?
Evlerine kapanıp ağlayacaklar mıydı?
*
Peşmerge topraklarımızdan geçerken...
Kürtlerin Obama için “Biji Serok Obama” sloganı atmasına şaşıranlara soruyorum:
*
Peşmerge’nin geçişini sağlayan asıl gücün ABD olduğunu bilen Kürtler ne yapacaklardı?
Amerikan bayrağını yakıp “Kahrolsun Obama” mı diyeceklerdi?
Paylaş