UTANARAK ve sıkılarak yazıyorum: Kavga seyretmeye bayılırım!Başkalarının başına gelen felaketlere seyirci olmaktan zevk almanın, insanoğlunun en marazi ve en karanlık taraflarından biri olduğunu biliyorum.Ama yine de irademe hákim olamıyor ve o ‘güçlü isteği’ bastıramıyorum.Elimde değil, ne yapayım?İşte bu yüzden CHP Kurultayı’nın benim marazi taraflarıma seslendiğini utanarak ve sıkılarak kayda geçiriyorum.***13 saatlik keyifli seyirliğinin ardından tabii ki ne ‘Atatürk’ün partisinin içine düştüğü duruma bakın!’, ne de ‘Kaybeden CHP oldu, içim kan ağlıyor’ diye ağır ve sıkıcı bir analiz kaleme alabilirim.Yapabileceğim sadece şu: İşin ruhuna uygun notları sizlerle paylaşmak:Bilmiyorum, CHP Kurultayı’nda uçuşan sandalyelerle, bir zamanlar MHP Kongresi’nde uçuşan sandalyeler arasındaki acayip benzerlik sizin de dikkatinizi çekti mi? Ben sadece şu kadarını söyleyeyim: Eğer Kurultay’ın en ateşli anında bir CHP’li çıkıp da ‘Hainler için yaşasın illegalite!’ diye olaya el koysaydı, inanın hiç yadırgamayacaktım.Baykal’ın tam 4.5 saat süren ‘Mustafa hakkında her şey’ başlıklı nutkunu dinlerken ‘İşte şimdi Sarıgül mazlum oldu, bizim millet mazlumu sever’ diyecektim ki, ekrana Sarıgül’ün 15 kişi tarafından zor zaptedilen görüntüsü gelmesin mi? Sustum, kaldım vallahi!Deniz Baykal’a dikkat ettiniz mi: Ben Baykal’ın herhangi bir memleket meselesi karşısında hiç böyle heyecan duyduğuna tanık olmamıştım. Gençleşti, kıvraklaştı, hitabet gücü tavan yaptı, yüzüne kan geldi, yaşam enerjisiyle doldu. Kelimenin tam anlamıyla ‘fırtına’ oldu! Demek ki neymiş: Baykal’ın ataletten kurtulması için arada sırada ‘parti içi mücadele’ olayının çıkarılması gerekiyormuş!13 saat süren 13. Olağanüstü Kurultay! Bilmiyorum, işin içine ‘13 rakamı’nın uğursuzluğu girdi mi? Ama bildiğim bir şey var ki: Mustafa Sarıgül’ün karizması çizilmiştir. Sahneye fırlamalar, söz almadan inmem demeler, sonra inmek zorunda kalmalar, Baykal’a yerinden laf atmalar, etkileyicilikten uzak ve dağınık bir konuşmayla yetersiz kalmalar filan. Bence Sarıgül, bu performansa göre yine de iyi oy aldı.Salonda atılan sloganların en anlamlısı Baykal taraftarlarından geldi. Baykalcılar, Sarıgül’e ‘AKP seninle gurur duyuyor’ diye bağırınca, Sarıgül de yanıt olarak, ‘AKP asıl Baykal’a gurur duyuyor’ diye çıkış yaptı. Bana kalırsa her iki yaklaşım da eksik kaldı. Çünkü AKP, her iki tarafla da mutlaka gurur duymuştur.Deniz Baykal, ‘dişine göre rakip bulmuş pehlivan’ yaklaşımını o kadar abarttı ki, bir ara Sarıgül taraftarlarına karşı bir tür Hakkı Devrim tavrı bile koydu. ‘Halef’ ile ‘selef’ arasındaki anlam farkını bilmeyen Sarıgülcüler’in ‘Halefini açıkla’ demek yerine ‘Selefini açıkla’ diye bağırmalarıyla kafa bulan Deniz Baykal, ‘abandone’ olan Sarıgül karşısında resmen şov yaptı.UNUTULMAZ SÖZLEROtur aşağı otur! Buraya gelince konuşursun! (Deniz Baykal)Senin ağababaların bile beni kovalayamadı! (Deniz Baykal)Sayın genel merkezimiz! (Mustafa Sarıgül)AKP’li mücahitler müteahhit olmuş! Siz hálá bir şey yapamıyorsunuz Sayın genel başkanım. (Mustafa Sarıgül)Sesi açın sesi! Sesi açın! Şu sesi açar mısın aslanım! (Mustafa Sarıgül)Belinde silah var, onu çeksene! (Divan Başkanı Şinasi Öktem)