Paylaş
BİZİM bir arkadaş var.
CHP’li...
-AK Parti’nin MHP ile koalisyon kurmasına şiddetle karşı.
-HDP’nin AK Parti’ye yanaşma ihtimalini bile “ihanet” olarak görüyor.
-Partisi CHP’nin AK Parti’yle koalisyon kurmasına itiraz ediyor.
-Erken seçim de istemiyor. Asla olmaz diyor.
*
Diyorum ki:
“Peki ne istiyorsun?”
Diyor ki:
“MHP ile CHP olsun”.
Diyorum ki:
“Sayıları yetmiyor”.
Diyor ki:
“HDP dışarıdan desteklesin”.
Diyorum ki:
“HDP’li seçeneğe Bahçeli şiddetle karşı”.
*
Sonra tekrar başa dönüyoruz.
Yine başlıyor sıralamaya:
-“AK Parti ile MHP kurmasın” diyor.
-“AK Parti ile HDP kurmasın” diyor.
-“AK Parti ile CHP kurmasın” diyor.
-“Erken seçime gidilmesin” diyor.
*
İşte tam bu noktada...
Öfkeden kızarmış bir şekilde...
“Kürek yok mu kürek? Bana çabuk kürek bulun” diyorum.
Oraya ta en başta ‘saray’ demeyecektiniz
-“Beştepe” dediler, olmadı.
-“Külliye” dediler, olmadı.
-“Ofis” diyorlar, olmuyor.
Olmaz tabii...
*
En başta...
Ta en başta...
-“Ak Saray” diye bir isim icat edildiğinde keyiften dört köşe olmasaydılar.
-“Saray” tanımlamasını “hünkâr”ı çağrıştırdığı için tebessümle karşılamasaydılar.
-“Saray” dendiği anda... “Ne sarayı be... Mütevazı bir yapı...” demeyi başarabilselerdi.
-IŞİD’e DEAŞ, Esad’a Esed deme konusunda sergiledikleri ısrarı, Saray’a Külliye deme konusunda sergileseydiler.
Belki olurdu.
Bir ihtimal.
*
Ama iletişim biliminin lanet olası bir kuralı vardır:
“İsimlendirmeyi en başta sıkı tutacaksın” der bu lanet olasıca bilim.
*
En baştaki gevşeklik yüzünden...
Orası “Saray” olarak başladı...
“Saray” olarak da gidecek.
Kusura bakmasınlar.
Davutoğlu’na yaşamsal 7 öneri
-BİR: Hemen ama hemen kendi medyanı oluştur.
*
-İKİ: Üç gazete, beş televizyonun olsun.
*
-ÜÇ: “Yedi silahşor” türü “yedi köşe yazarı” edin.
*
-DÖRT: Laf çakan yazarı uçağa alma.
*
-BEŞ: Ethem’e surat as.
*
-ALTI: Tuğçe Kazaz’a karşılık Niran Ünsal’ı yanına çek.
*
-YEDİ: İftarda uzun konuş, canlı yayınlat.
Ah Ekmeleddin Bey ah
MECLİS başkanlığına aday oldu...
“HDP’ye gitmeyeceğim, onların oyuna ihtiyacım yok” diyor.
*
Buradan anlıyoruz ki:
Ekmeleddin Bey, eğer Cumhurbaşkanı olsaydı...
-Yüz binlerce yurttaşın oy verdiği bir partiyi yok sayacaktı.
-80 milletvekiline sahip bir partiyi huzuruna bile kabul etmeyecekti.
-Cumhurun bir bölümüne sırtını dönecekti.
-Cumhurun bir bölümünün iradesini görmezden gelecekti.
*
İyi ki yanlışlıkla falan Cumhurbaşkanı olmamış Ekmeleddin Bey.
Yoksa...
Kendisine oy verenlerin önemli bir kısmını acayip pişman edecekti.
Çarşamba Sohbetleri’nde Garo Paylan var
YENİ Meclis’in üç Ermeni milletvekilinden biri olan Garo Paylan, bir Ermeni olarak Meclis’te olmayı anlattı.
Garo Paylan’la Çarşamba Sohbetleri yarın Hürriyet’te.
Paylaş