Paylaş
Başarı hikâyesi arayan bir siyasi liderin siyasi yaşamı, mutlaka başarı hikâyeleriyle dopdolu olmalıdır.
Bu hükümden yola çıkarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun üstün başarı hikâyelerinden sadece beş taneciğini yazmakla yetiniyorum:
BİRİNCİ BAŞARI HİKÂYESİ: Ülkenin koşulları ne olursa olsun partisinin oyunu milim zıplatamadı ki az buz başarı değildir bu!
İKİNCİ BAŞARI HİKÂYESİ: Millet alternatife susamış olsa da... Adı asla akla gelmedi, gelmiyor ki bu muazzam bir başarıdır!
ÜÇÜNCÜ BAŞARI HİKÂYESİ: Her seçim yenilgisinde koltuğunu çok daha güçlü bir şekilde koruyabildi ki tarihte eşi benzeri yoktur!
DÖRDÜNCÜ BAŞARI HİKÂYESİ: Hiçbir seçim gecesini mutlu, umutlu ve gülümseyerek geçiremedi ki egale edilmesi güç bir rekordur bu!
BEŞİNCİ BAŞARI HİKÂYESİ: “Bu iktidarın alternatifi yok” cümlesini, bu milletin zihnine mıh gibi kazıdı ki bunu kendisinden başka kimse başaramazdı!
BİNALİ YILDIRIM’DAN İSTANBULLULUK VURGUSU
RAHMETLİ babam, İstanbul’da ne zaman taksiye binse şoföre “Memleket neresi” diye sorardı. Ben de her defasında “Baba niye soruyorsun? Ne yapacaksın adamın memleketini öğrenip” diye takılırdım kendisine.
Dün akşam saat 21.00 itibariyle Binali Yıldırım’ın kampanyası için çekilen bir filmi izledim. Her açıdan dört dörtlük hazırlanan bu etkileyici filmin tek bir mesajı vardı: “Nereli olursak olalım sonuçta hepimiz İstanbulluyuz”.
İstanbul’un en temel sorunlarından biridir bu aidiyet sorunu ve Binali Yıldırım bu sorunun üzerine üzerine gidecek gibi.
TAYYİP BEY İZİN VERİRSE
AK Parti Ankara adayı Mehmet Özhaseki’nin...
“Tayyip Bey izin verirse Mansur Yavaş’la televizyonda tartışmak isterim” diye açıklama yapması, yakın siyasi tarihte siyasi rakibe verilmiş en esaslı “Al kardeşim, al da at” pasıdır.
Zaten Mansur Yavaş da “Ben kendisiyle televizyona çıkarım... Bunun için de kimseden izin almaya ihtiyacım yok” diyerek pası gole çevirmekte hiç zorlanmadı.
DİKKATLERDEN KAÇMASIN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birkaç gündür “Zillet ittifakı diyorsak... Bu ittifaka oy veren ya da verecek vatandaşlarımızı kastetmiyoruz... Bu ittifakı oluşturan partilerin yöneticilerini kastediyoruz” anlamına gelecek vurgular yapmaya başladı. Aman dikkatlerden kaçmasın!
Önce CHP İstanbul adayı İmamoğlu, sonra CHP İzmir adayı Soyer, şimdi de DSP Gaziantep adayı Doğan... Hepsi sözleşmiş gibi birbiri ardına, “Seçilirsem Cumhurbaşkanı’yla iyi geçinirim” tarzı açıklamalar yaptılar, yapıyorlar. Aman dikkatlerden kaçmasın!
GEZİ İDDİANAMESİ İLE İLGİLİ BİR ŞEY DİYECEĞİM
SONRADAN ne olmuştur ne bitmiştir, hangi parmaklar işin içine girmiştir ya da girmek istemiştir bilmem.
Ama bildiğim bir şey var ki...
Gezi’nin en ama en başı...
Spontanedir... Kendiliğindendir... Organize değildir... Reflekstir...
Bir değil bin tane iddianame yazılsa da... Hakikat budur.
İSTANBUL’A TURİZM POLİSİ
HİNTLİ komedyen Saumya Tandon, Twitter’da “İstanbul’dayım... Takside dolandırıldım” diye yazıyor. Bunu yazdıktan hemen sonra oteline gittiğinde ise karşısında bir süre önce İstanbul’da hizmete giren “Turizm Polisi”ni buluyor. Komedyenin sorunu büyük bir titizlikle çözülüyor. Tabii Hintli komedyen de, memleketine gittiğinde hayranlıkla anlatıyor olayı.
Öğrendiğime göre buna benzer sayısız örnek yaşanmış, yaşanıyormuş!
Bu örnek olaylar, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün turistlerin hem güvenliklerini sağlamak hem de sorunlarına çare olmak için başlattığı “Turizm Polisi” uygulamasının anlam ve önemini ortaya koyuyor.
İlgi çeken kıyafetleriyle İstanbul’u turizm açısından daha da güvenli hale getiren “Turizm Polisi” uygulamasını hayata geçiren İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ile İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’a tebrikler!
ABD TEHDİDİNE KARŞI YAPILACAK İKİ ŞEY VAR
S-400’ler konusunda ABD, açıkça Türkiye’yi tehdit etti ya...
Buna karşı yapmamız gereken iki şey var:
BİR: Ya sonuçları ne olursa olsun bu tehdide boyun eğmeyeceğimizi ilan edelim ve bu yoldan milim geri adım atmayalım.
İKİ: Ya da “Aman ağzımızın tadı bozulmasın Ali Rıza Bey” edası takınarak konuyu tatlılıkla halledecek bir yola girelim.
Yani ya birinciyi yapalım ya da ikinciyi...
Ama asla birinciyi yapacak gibi davranıp en sonunda ikinciyi yapmayalım.
Paylaş