Paylaş
İYİ Parti’nin artık herhangi bir duruma itiraz edecek takati kalmadı.
*
İYİ Parti, Masa’dan kalkıp tekrar dönerek...
Maraza çıkarma hakkını kaybetti.
*
Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun HDP ile her yakınlaşmasında...
“Bakalım İYİ Parti ne diyecek, bakalım İYİ Parti isyan edecek mi?” falan diye yıkım beklentisi içine girenler, fena halde hayal kırıklığına uğrayacaklar.
*
İYİ Parti, siyasi güç açısından...
Babacan’ın, Karamollaoğlu’nun, Davutoğlu’nun, hatta ve hatta Gültekin Uysal’ın bile biraz gerisine düştü.
*
Kılıçdaroğlu, HDP’ye bakanlık vermezse...
İYİ Parti’den çekindiği için değil...
Taktik ve strateji açısından doğru bulmadığı için vermez.
DEPREM BÖLGESİNDEKİ KARDEŞ BELEDİYELER
Deprem bölgesinde belediyelerin koordine edilmesinden söz etmiştim dünkü yazımda.
*
AK Parti’nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin bir açıklamasına rastladım.
807 AK Partili belediyeden 250’sinin depremden etkilenen il ve ilçelerde “kardeş belediye” olarak görevlendirildiğini vurgulamış Özhaseki... Diğer belediyelerin de lojistik destek vereceğini açıklamış. Çok güzel. Çok şahane.
*
İki talebim daha var:
BİR: Hangi belediyenin hangi il ya da ilçeyle kardeş ilan edildiği kamuoyuna değişik mecralarda açıklansın.
İKİ: Sadece AK Partili belediyeler değil, diğer partilere mensup belediyeler de bu koordinasyona dahil edilsin.
KEMOTERAPİ ŞİŞESİYLE BÖLGEDE GÖREV YAPAN VALİ
BİZİM Fulya Öztürk’ün haberi:
*
Denizli Valisi Ali Fuat Atik, Hatay’a atanan koordinatör valilerden biri.
*
Fulya Öztürk, Hatay’da Ali Fuat Atik’le bir görüşme yapmış. Görüşme sırasında Vali Atik’in boynuna astığı bir şişe dikkatini çekmiş. Şişenin ne olduğunu sormuş Fulya... Vali Atik cevap vermiş: “Kanser hastasıyım. Bu şişeyle kemoterapi alıyorum.”
*
Fulya, sormuş Vali Bey’e: “Kanser hastası olmanıza rağmen neden buradasınız?”
Cevap şu: “İçişleri Bakanımız ‘Git’ dedi. Ancak benim içim elvermedi. Bırakıp gidemezdim. Devletimiz bizi bugünler için yetiştirdi.”
*
Bu özverisi karşılığında inşallah şifa bulur Vali Bey... İnşallah.
ADAY ADAYLARINA BİR MESAJIM VAR
Sayın aday adaylarımız.
Hepinize sonsuz başarılar diliyorum.
*
Fakat şunu bilmenizi isterim ki...
Bir gazeteci olarak sizin için yapabileceğim bir şey yok.
*
Lütfen ikide bir beni aramayın, bana WhatsApp’tan mesaj atmayın, “Bir görüşelim” demeyin.
*
Bu olay, tamamıyla sizinle partiniz aranızda geçmesi gereken bir olaydır.
Beni bu işlere karıştırmayın.
BUNUN KONU EDİLMESİ ÇOK ANORMAL BİR ŞEY
Kılıçdaroğlu, Şanlıurfa’ya gitmiş.
O sırada havaalanında bulunan AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Akay, Kılıçdaroğlu’na ‘Hoş geldiniz’ demiş.
*
Bunu haber yapıyorlar.
Dünyanın en acayip olayı gerçekleşmiş gibi.
Buna şaşırıyorlar.
Yeryüzünün en tuhaf olayıyla karşılaşmış gibi.
*
Ne var bunda abi, ne var?
İnsanlığın, misafirperverliğin, nezaketin, kibarlığın asgari, hem de en asgari gereğini yerine getirmiş adam.
*
Bunu bile görülmemiş bir olay haline dönüştüren bir delilik ikliminde yaşıyoruz.
*
14 Mayıs’a kadar memleketimizde akıl sağlığını koruyabilen tek kişi bile kalmayacak diye korkuyorum.
SEÇİM ÖNCESİ YAPILAN 9 KUSURLU HAREKET
- BİR: Erken havaya girmek.
- İKİ: Karşı tarafı küçümsemek.
- ÜÇ: Şımarıp işi şirretliğe vardırmak.
- DÖRT: Seçmen aşağılaması yapmak.
- BEŞ: Büyük konuşmak.
- ALTI: “Kazandık, bitti o iş” demek.
- YEDİ: Kendi etrafına bakıp sonuç çıkarmak.
- SEKİZ: Hep kaybedenin yine kaybedeceğini sanmak.
- DOKUZ: Bir oyun bile önemli olduğunu unutmak.
KÖPEKLER VE AİLELER
ABDÜLHAMİD’in sıkı bir Sherlock Holmes hayranı olduğunu biliyor muydunuz?
*
Polisiye tutkunuymuş Abdülhamid. 5 yüzü aşkın polisiyenin çevirisini yaptırmış. Favorisi Sherlock Holmes imiş.
Geceleri yatmadan önce aynı zamanda süt kardeşi olan Esvapçıbaşı İsmet Bey, bir paravanın arkasından Sherlock Holmes okurmuş Abdülhamid’e.
Sonra gelsin uyku.
*
Ben de aynısını yapmaya başladım.
Tabii benim bir Esvapçıbaşı İsmet Bey’im yok Sherlock Holmes okutacak.
*
Benim bulduğum yol şu: Sesli kitap uygulamalarına giriyorum, açıyorum Sherlock Holmes hikâyelerini ve romanlarını, dinleyerek uykuya dalıyorum. Tıpkı Abdülhamid gibi.
*
Geçenlerde bir Sherlock Holmes hikâyesi dinlerken...
Şöyle bir bölümle karşılaştım:
*
“Bir köpek, aile hayatını yansıtır. Kasvetli bir ailede kıpır kıpır bir köpeğe rastlanmaz. Mutlu bir ailede de bezgin bir köpeğe rastlanmaz. Havlayan insanların köpekleri de havlar. Tehlikeli insanların köpekleri de tehlikeli olur. Eğer bir insanın ruh hali değişkense... Köpeğinin de ruh hali değişkendir.”
*
Bana ilginç geldi bu saptama. Çevremdeki köpekleri ve sahiplerini aklıma getirince... “Tam isabet” dedim.
Paylaş